Turizm Analiz ve Değerlendirmeler Kurumu Müdürü Rumen Draganov, kış tatil merkezlerimizin kayak sezonu açılışını zamanında yapmak ve artık bir aydır süren yüksek sıcaklık derecelerinden dolayı pistlerde suni kar örtüsünü sağlamak için harcadıkları çabaları kahramanlık olarak değerlendirdi. Rumen Draganov, kayak merkezlerimizin Bulgaristan’ın Avrupa’da en çok rağbet gören 4. kayak destinasyonu olarak sahip olduğu imajı zedelememek için büyük zarara girdiklerini öne sürdü.
Öte yandan çevreciler, ne de olsa güneyde kalan ülkemizde kayak turizminin parlak geleceğine ilişkin kuşku duyduklarını dile getiriyorlar. Çevreciler, iklim değişikliklerinin kış mevsiminin startını gittikçe çok kaydırdığını ve kar sezonunu gittikçe kısalttığını öne sürüyorlar. Çevre dostları ayrıca yeni kayak tesisleri kurulurken yasaların açık bir şekilde ihlal edilmesi olayından dolayı da endişelidirler.
WWF Dünya Yabani Yaşam Fonu Bulgaristan temsilcisi olan Aleksandır Dunçev, bizde yasalarla tam uyum içinde yapılan pistlerin neredeyse bulunmadığını öne sürüyor. Bunun en taze örneği de Rodoplar’da Pamporovo beldesinde Snejanka tepesine kadar giden eski teleferiğin 4 kişilik yeni teleferikle değiştirilmesidir. Sözlerine göre yeni teleferik, inşaat izni bile alınmadan ve çevreye etki değerlendirmesi yapılmadan kurulmuştur.
“Bütük kayak merkezlerinde aynı sorunu yaşıyoruz, önce inşaat işleri yapılıyor, sonra da gerekirse kurulan tesisler yasal hale getiriliyor. Daha da kötü olanı ise birçok durumda inşaatların yasallaşmamasıdır, çünkü yatırımcılardan sorumluluk arayan olmuyor, diyor Aleksandır Dunçev ve şöyle devam ediyor: çevreciler ve Bansko kayak merkezine yatırımlar yapan “Ülen” AD şirketi arasında yıllardır devam edev savaşa yol açan Bansko’daki kayak alanı bunun en çarpıcı örneğidir. Oradaki kayak alanı, tahsis edilen alandan daha 65 hektara yayılmış bulunuyor. Ayrıca Rila dağında “Pionerska” ile “Rila gölleri” istasyonu arasında kurulan yasa dışı telefirk gibi yasanın ihlal edildiği birçok diğer örnek de vardır.
“Bulgaristan’da doğa olsun diye” adı ile oluşturulan sivil örgüt koalisyonu temsilcileri, Bulgaristan’da kayak turizmine evet, geniş çaplı kayak komplekslerine hayır diyorlar.
“Geniş çaplı kayak projelerinin gelişmesinden bahsetmek zordur, çünkü kar ancak dağların en yüksek bölümlerinde tutunuyor. Oysa bu bölümler ya ulusal parklar ya da doğa parkları olup korumalı alan statüsündedir, dolayısıyla orada inşaat işleri yasaktır. Buna karşın ülkemizde daha sınırlı çaplarda kayak turizminin gelişmesine elverişli şartlar mevcuttur. Bu imkanlar doğanın özellikleri dikkate alınarak yerli insanlar tarafından turizm amacı ile değerlendirilebilir.”
Sözü geçen iklim değişiklikleri, kış mevsimini epey kısalttığı için uzun süre suni karın temin edilmesi gerekliliği, su kaynaklarının tükenmesine yol açıyor, ayrıca suni karın yapımı için kullanılan kimyasallarla içme suyu da kirletiliyor. Aleksandır Dunçev, bu yıl Bansko’ya ve ona yakın Banya köyüne su temin etme sorununun yaşandığını kaydetti ve bunun nedeninin suni kar için çok büyük miktarda suyun pompalanması olduğunu da ekledi. Kayak pistleri için yapılan orman kesimi, dağlık yerlerde yer alan kasabaların uğradığı su baskınlarını ve tehlikeli toprak kaymalarını da artırıyor.
Bu bağlamda Çepelare kasabası iyi bir örnek veriyor. Oradaki kayak alanı daha küçük boyutluolup doğaya daha büyük uyum sağlıyor. Çepelare’de hem yatırımcılar, hem küçük otel sahipleri, başkası değil, yerli insanlardır. “Çepelare halkı ormanı yok etmek yönünde koca koca planlar yapmıyor. Ayrıca gençlere soracak olursanız onların Çepelare’de kayak yapmaktan en büyük zevk aldıklarını görürsünüz” diyor Aleksandır Dunçev.
Fotoğraf:arşiv
Çeviri : Tanya Blagova
Göz kamaştıran Noel süsü, müzik, salıncaklar, tatlılar ve el yapımı anmalıklarla dolup taşan rengârenk tezgahlar ... Bütün bunlar etrafımızı saran krizleri, savaşları ve kargaşayı en azından kısa süreliğine unutarak içimizi ısıtan Noel ve Yılbaşı..
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla birlikte , sadece parayla değil aynı zamanda politika larla da ilgili olan gelecek yıl için Avrupa..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun” azarlamasıyla karşılaşması alışılmadık bir durum değil. Bunlardan biri Arnavutluk’tan Bledar..
Son haftalarda otokton (yerli) koyun c insleri yetiştiren bir hayvancı ailesinin içinde bulunduğu durum, kamunun dikkatini üzerine çekti. İnsanlar,..
“Bulgaristan’ın genomu” adlı projenin pilot programına katılan 1000 kişi, çağdaş Bulgarların genetik koduna ışık tutan araştırmaya konu olacak...