Rio Yaz Olimpiyat Oyunları sona erdi, olimpiyat heyecanı da arkada kaldı. Cumhurbaşkanı Plevneliev, Bulgaristan’a madalya kazandıran bayan sporcularınımızın elini sıktı. Mirela Demireva yüksek atlamada gümüş madalya, Elitsa Yankova güreşte ve artistik jimnastik takımımız bronz madalyalar kazandılar. Ülkemizin 51 kişilik olimpiyat heyeti, madalya klasmanında Venezuela ile birlikte 65. sırada yer alarak bir bronz amadlyanın kazanıldığı 1952 Helsinki oyunları ve bir bronz ile bir gümüş madalyanın kazanıldığı 2012 Londra oyunlarından sonra en zayıf performans sergilemiş oldu.

Oysa geçmişte Bulgaristan olimpiyatlara kayda değer katılımlar yapmış bulunuyor. 1980 Moskova oyunlarında ülkemiz 271 sporcu tarafından temsil edilirken 8 altın, 16 gümüş ve 17 bronz madalya olmak üzere toplam 41 madalya alarak madalya klasmanında 3. yerde sıralandı. Bu konuda “Ploshtad Slaveykov” sitesine konuşan dünyaca ünlü sumo güreşçisi Kaloyan Mahlaynov – Kotooshu, “Bulgaristan’da spor diye birşey yok, olması zaten mümkün değil, çünkü izlenen politika bu yöndedir. Bulgar sporunda başarılar devletin değil, sporcunun kişisel başarısıdır, yatırılan kaynaklar da sporcuların aileleri tafafından veriliyor.”

Rio Olimpiyat Oyunlarında 3000 metrelik engelli koşuda ulusal rekor koyan Silviya Dınekova’nın Dünya Antidoping Ajansı WADA tarafından yasaklanan beş bin maddeden biri olan büyüme hormonu kullanmış olduğunun saptanması da burukluk yarattı. Dınekova’yı sert dille kınayan Spor Bakanlığından “Bulgaristan’ın imajını bu şekilde zedelenmesi ve bütün Bulgar sporunun adının lekelenmesi kabul edilmez bir şeydir” açıklaması yapıldı. Olimpiyat öncesi yurtta test alınan Dınekova’nın Rio de Janeyro’ya gidince de numune verdiği ve her iki sonucun olumsuz olduğu bildirildi. Fakat 1 Ağustos’ta alınan yeni numune sonucu yasak madde mevcudiyetini saptandı. Numunenin manipule edildiğini iddia eden sporcu, basın toplantısı vererek şunları söyledi:

“Ben 33 yaşımdayım. Bu olimpiatla spor karyerime son vermeyi düşünüyordum. Karyerime bu şekilde kendi elimle son vermiş olmam, mantığa aykırıdır. Yasak madde kullanmadığımı kesinlikle beyan ediyorum”.

Dınekova, olayı şöyle anlattı:“26 Haziran’da Olimiyat’a bir aydan az kala Romanya’da geçen Balkan Oyunlarında doping testinden geçirildim. Sonuç olumsuz oldu. Bunun üzerine Belmeken spor tesisine kampa gittim. Orada devamlı testlerin yapıldığı bir yerdir, dolayısıyla orada yasak madde kullanmış olmam tamamen imkansız. 26 Temmuz’da Rio de Janeiro olimpiyat köyüne girdim. Uzun yıllardır yarışan biri olarak böyle yerlerde sürekli testlerin yapıldığını biliyorum. Devamlı kontrol altında olacağımın bilincindeydim.”

30 Temmuz’da olimpiyat köyünden alınan numune olumsuz sonuç verdiyse de 1 Ağustos’ta yapılan kan ve idrar testinde birinci numune yeterince yoğun olmadığı için sporcu bir şeyler atıştırıp ikinci defa numune verdi. Bunun üzerine 8 Ağustos’ta alınan yazıda birinci numunenin olumsuz, ikinci numunenin ise olumlu sonuç verdiği belirtildi. “Bunun gerçek olamayacağını düşündüm ve yeni numune vermek istedim. Bu sefer de olumlu sonuç çıktı, fakat birinci ve ikinci kez yoğunluk 1,04 ve 1,06 olurken bu defa yoğunluk 1,09 oldu. Böyle bir farkın olması imkansız” diyor Dınekova ve şunu da ekliyor:

“Bunun iki izahı olabilir – ya bu benim verdiğim idrar değil, ya da numune doğru şekilde muhafaza edilmedi. Her iki durumda sonuç geçerli değil. Dolayısıyla adımı temizlemek için sonuna kadar mücadele edeceğim", diyen Dınekova, WADA, Bulgaristan Atletizm Federasyonu ve Antidoping Ajansı hakkında dava açacağını da açıkladı.

Çeviri: Tanya Blagova