Antik çağlarda Filipopolis olarak adlandırılan bugünkü Plovdiv kenti, Avrupa’nın devamlı meskûn edilenşehirlerinden biridir.
Büyük İskender’in babası 2. Filip tarafından kurulan şehir zamanla bütün Trakya bölgesinin en güzel kentlerinden birine dönüşüyor. Yalnız eski yazarlar değil, sakinlerinin bıraktıkları mimari izler de bunu kanıtlıyor.
Antik Çağ’ın ‘taş halıları’ olarak tanımlanan mozaikler bugüne kadar o dönemden kalma binaların süsünden ayrılmaz bir parçasıdır. Çekici bir biçimde tanıtılan mozaikler bugüne dek Plovdiv’in ülkemizin en güzel kentlerinden biri olmasına katkı sağlar.
Filipopolis’in Hıristiyan bazilikalarındaki mozaiklerin zarifliğinden zevk alalım, dilerseniz!
Metin ve fotoğraflar:Vladimir Vladimirov
Çepelare belediyesinde Bati Rodoplar kısmında muhteşem tabiatı ve doğal dokuyu bünyesinde barındıran Orehovo köyü, ziyaret için en çok tercih edilen Rodop köyleri arasında yer alıyor. Plovdiv şehrinin 60 km güneybatısında ve Sofya'ya yaklaşık 200 km..
Sofya’nın yerlileri ve misafirler, şehrin merkezine çok yakın yer alan bir dağ ile avantajlı. “Simeonovo-Aleko” kabinli teleferik ile veya da “Vitoşko lale 1” ve “Vitoşko lale 2” sandalyeli teleferikler ile Vitoşa dağının en yüksek noktası olan..
Rodoplar’da "Kartal gözü”(Orlovo oko) olarak adlandırılan panoramik platform muhteşem bir manzara sunuyor. Popüler atraksiyon, 1500 metre rakımlı Yagodina köyü üzerindeki bir kayada kurulu. Yagodina köyünde kaybolmak..