Ülkemizde üreme sorunu yaşayan ve doğal yoldan çocuk sahibi olamayan 270 bin çift vardır. Onların tek şansı in-vitro metodudur. Geçen yıl bu metodun Bulgaristan'da uygulanmaya başlaması üzerinden 25 yıl tamamlandı. Dünyada ilk başarılı in-vitro prosedürü, İngiltere'de yapıldı. 25 Temmuz 1978 yılında dünyaya gelen Luis Brown'un doğumu, üreme sorunlarının tedavisinde bir devrim gerçekleştirerek çocuk sahibi olamayan milyonlarca çifte umut oldu. Bundan 10 yıl sonra 1988'de ülkemizde de tüp bebek metodu ile doğan ilk çocuk - İliyana dünyaya geldi. O günden bu yana tüp bebek metodu hız kazanıyor, gelişiyor ve başarı oranı da gittikçe artıyor. Bugün itibari ile ülkede çalışan kliniklerde sağlanan başarı oranı, gelişmiş ülkelerde sağlanan başarı oranına yakındır.
Bulgaristan'da in-vitro metoduyla doğan çocukların sayısına ilişkin tam istatistik verileri yoktur. Yine de ülkemizde binlerce çocuğun bu metodla dünyaya geldiğini söyleyebiliriz.
"Dr. Şterev" kadın hastalıkları kliniği uzmanı olan dr. Daniela Savova, metodun hangi durumlarda uygulandığına dair iunları söyledi:"Tüp bebek prosedürlerine, diğer tüm yollar denendikten sonra başlanır. İn vitro, rahim boruları veya diğer adı ile fallop tüplerinin tıkanık olduğu durumlarda uygulanır. Tüp bebek metodunun uygulanmasını gerektiren birçok hastalık vardır. Endometrioz ve bazı iltihaplar gibi. Erkek faktörü de çok önemlidir. Yapılan spermogram neticesinde bunu gerektiren sonuçlar alınırsa ICSI denen mikroenjeksiyon metodu uugulanır. Bazen nedeni belirlenemeyen kısırlık yaşanabilir. Hem erkekte, hem kadında bir sorun bulunamayan böyle durumlarda biz teşhis amaçlı in-vitro yapıyoruz. Yumurta ve spermlerin kalitesini ve dölleme inceliyoruz" diyen dr. Daniela Savova, ülkemizde ailelerin tüp bebek metodunun sunduğu imkanlara ilişkin yeterince bilgili olup olmadıkları sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bulgaristan'da üreme sağlığı alanında çalışan 25 in-vitro merkezi vardır. Aile doktorlarının da bilgili olup hastalarını bu özel merkezlere sevketmeleri çok önemli. Böylece gerekli özel tekikler yapılarak münasip tedavi uygulanabiliyor. Nereye başvuracağını bilmeyen büyük sayıda kadın ve çift vardır. Fakat bu konuda yeterince bilgi mevcuttur. Hasta örgütleri de gerekli yönlendirmeyi yapabiliyorlar. Birçok seçenek vardır. Bulgaristan'da gerek doğum uzmanı, gerekse embriolog olsun çok iyi doktorlar vardır. Dolayısıyla ülkemizde sunulan danışma hizmeti ve tedavi imkanları, dünyanın büyük in-itro kliniklerinden geri kalmıyor" diyor "Dr. Şterev" kadın hastalıkları kliniği uzmanı dr. Daniela Savova.
Ülkemizde in-vitro prosedürünün fiyatı daha uygun olduğu için ve Bulgar doktorlarının profesyonelliğinden dolayı "tüp bebek" kliniklerine yurt dışından da yoğun ilgi duyuluyor.
"Biz, birçok bilimsel foruma katılarak uzmanlığımızı gittikçe artırıyoruz, diyor dr. Savova ve şunu da ekliyor: Avrupa'nın ve dünyanın önde klinikleri ile irtibat halindeyiz, deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Üreme sağlığı alanında teşhis koyma imkanları gittikçe gelişiyor. Embriyoloji, genetik ve imünoloji gelişiyor ve bu durum üreme sağlığı alanındaki başarıları da artırıyor. Bütün bunlar, yeni metodların uygulamaya konulması ve modern teçhizatın bulunması ile birlikteüreme sağlığı alanında çalışan uzmanların başarılarını artırıyor" diyor dr. Savova ve tüp bebek prosedürünün fiyatı, ülkemiz vatandaşları için uygun mudur sorusunu şöyle cevaplıyor:
"İn-vitro prosedürleri, pahalıdır. Bir prosedür, ilaçları ile, stimülasyonu ve anestezisi ile, her şeyi ile 5 bin levayı buluyor. Bize göre pahalı olsa da yabancı devletlere göre çok daha ucuz kalıyor, bu yüzden de yurt dışından büyük sayıda hasta bize başvuruyor. Sağlık Kasası, yıllar önce gerekli ilaçlar için belirli miktarda para tahsis etti, "Üreme desteği" (Asistirana Reproduktsiya) Fonu da oluşturuldu. Fon tarafından onay alan hastaların üç in-vitro denemesi hakkı bulunur. Fon, her bir prosedür için 5 bin levaya kadar para sağlıyor. Böylece fon sayesinde in-vitro veya ICSI gerekliliği bulunan büyük sayıda çift, çocuk sahibi olabiliyorlar" diyor "Dr. Şterev" kliniği uzmanı dr. Savova.
Çeviri:Tanya BlagovaHalkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
Son haftalarda otokton (yerli) koyun c insleri yetiştiren bir hayvancı ailesinin içinde bulunduğu durum, kamunun dikkatini üzerine çekti. İnsanlar,..
“Bulgaristan’ın genomu” adlı projenin pilot programına katılan 1000 kişi, çağdaş Bulgarların genetik koduna ışık tutan araştırmaya konu olacak...