Bahar mevsimi bu yıl olduğu gibi erkenci olunca kumsallar daha Mart ayında canlanır. Bazı günler sıcaklık dereceleri, yaz sıcaklıklarını aratmıyor. Deniz suyu hala soğuk olsa da turizm sezonuna aylar kala mayo giyip plajda uzanmak fırsatı, yaz mevsimini iple çeken sabırsız turistleri buraya mıknatıs gibi çekiyor. Bahar mevsiminde Karadeniz’in kuzey kıyılarını Petra Taleva ile birlikte gezelim. Rehberimiz bizi nereye götürecek bakalım.
“Karadeniz’in kuzeyi ilk bakışta sakin ve sessiz görünse de Balçik, Albena, Varna ve Zlatni Pyasatsi beldeleri, ilk yabancı konuklarını Paskalya yortusundan çok önce ağırlıyorlar. En sabırsız olanlar altın kumsala ayak basmaya acele ederken diğerleri denize otelden, havuz başında uzanmış halde bakmayı tercih ediyorlar. Havuz başında güneşlenen ve yüzme yapanlar dilerseler SPA merkezine giderek gerginlik ve stres atabilir, aroma prosedürleri ile sezilerini şımartabilirler. Çoğu oteller Roma veya Şark hamamı, jakuzi, sauna, vitamin duşu, masaj, fitnes salonu, tedavi ve güzellik prosedürü imkanını sunuyorlar. Gününüzü böyle şımarmakla geçirebilirsiniz, fakat yürüyüş ve gezilere vakit ayırmanızı tavsiye ederiz. Çünkü Karadeniz’in kuzeyinde bulunmaktan öte bahar mevsiminde ayrı bir güzelliğe bürünen Dobruca’nın önünde de bulunuyorsunuz”.
Dobruca, Bulgaristan’ın buğday hazinesi olarak bilinen harika bir bölgedir. Bu verimli topraklar, mis kokulu çöreklerin, ekmeğin, börek ve poğaçaların yapılışında kullanılan unu veriyorlar. Paskalya yortusunda ise Dobruca unundan hoş kokulu Paskalya çöreklerinin hamuru yoğruluyor.
Deniz kıyısı, Dobruca’nın en doğusu oluyor. Kuzeyden güneye doğru yol alıyoruz ve çok geçmeden Romanya ile olan sınırın hemen yakınında yer alan Sivriburun’a geliyoruz. Burundan sonra ise güneye doğru güzelliği ile nefes kesen plajlar ve masalımsı manzaralar birbirini izliyorlar.
Buraya gelmişken Kamen Bryag köyü ve yaşı Millat’tan önce 5 binyıl olarak belirlenen 101 barınağın yer aldığı bir mağara şehrini içeren Yaylata arkeolojik sit alanını sakın kaçırmayın. Ortaçağ’da mağaralar manastır olarak da kullanılıyordu.
Şabla fenerine giderseniz hem Bulgaristan’ın en doğu noktasına ayak basmış olmakla övünebileceksiniz hem de Karadeniz ve Akdeniz hafzasında en eski olan ve daha 1768 yılında devreye konulan fenere varmış olmakla iftihar edebileceksiniz.
Şabla’ya 15 km uzaklıkta ise Durankulak gölü yer alır. Deniz kıyısında en önemli rutubetli alanlardan biri olan gölün üzerinden kuşların eski uluslararası göç yolu – Via Pontica geçiyor. Korumalı alan ve arkeolojik sit alanı olan Durankulak gölünün suları, yabani sazan balığının doğal yaşayış yeri ilan edildi. Çevre turizmi meraklıları, bölgede yer alan benzer bir yer olan Srebırna sit alanına doğru devam edebilirler.
Yola revan deyip kıyıda ilerlerken Kaliakra’ya uğrama fırsatını kaçırmıyoruz. Kaliakra, toprağın denizin 2 km içine girdiği bir deniz burnudur. Kayalar, denizin 70 metre üzerinden sarkıyor burada. Burada çekeceğiniz harika resimler sayesinde Kaliakra’nın birbirinden ilginç efsaneleri, hafızanızda hep canlı kalacak.
Ortaçağ’dan kalma kaya manastırı “Alaca” manastırına gezi yapmakla deniz tatilinize ayrı bir renk katmış olursunuz. Varna’ya 17 km, Zlatni Pyasatsi’ye ise sırf 3 km uzaklıkta yer alıyor Alaca manastırı. Şabla, Kavarna ve Balçik şehri ve deniz başkenti Varna da kültürel turizm açısından birçok imkan sunuyorlar. Müzeler, bahar festivalleri, teşhir ve konserler sizleri bekliyor. Bahar mevsiminde Karadeniz’in kuzeyine gidenlerin mutlaka uğramaları gereken bir yer daha var – o da Balçik kasabasının Botanik Bahçesidir. Dvoretsa (Saray) olarak bilinen botanik bahçesi, eskiden Rumen Kraliçesi Mariya’nın yaz rezidansıydı. Günümüzde ise burada 2000’in üzerinde nadir ağaç ve bitki türünü görmek mümkündür. Kaktüs serası da görülmeye değer bir yer. Bahar mevsiminde burası dahi bir ressamın fırçasından çıkan ve içinde bütün renk yepazesini barındıran bir tabloyu andırıyor. Karadeniz’in kuzeyinde bahar mevsimi göz kamaştıran renk cümbüşü ve mis koku bolluğunu bir arada sunarken bu güzelliği yaşamak üzere yakından uzaktan akın eden turistler de eksik olmuyor.
Çeviri: Tanya Blagova
“Kabak diyarı” olarak bilinen Sevlievo’da Sonbahar Panayırı kapsamında düzenlenen Kabak Festivali, “Renkli Kabak Düşleri” adı verilen eğlenceli atölye ile başladı. Belediye Başkanlığı tarafından gelenek üzerine her yıl düzenlenen şenlikler,..
360Mag dergisi ve Bulgaristan Turist Birliği’nin ortak girişimi olan “ Yılın Dağ Evi ” yarışmasının ödülleri, Sofya’daki Sinema Evi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu . 65 000 leva tutarında ödül fonuna sahip yarışmaya..
Çayırski gölleri (Çayır gölleri) Batı Rodoplar’da doğal olarak oluşan altı heyelan set gölleriyle bilinen bir koruma alanıdır. Jeologlara göre Kuvaterner döneminde oluşan, deniz seviyesinin 1400 metre yüksekliğinde, kalın torf toprağı ile kaplı olan..