Bansko jazz festivalinin son konserinden sonra izleyiciler ve uzmanların izlenimlerini iki söz ile özetlemek gerekirse – gerçek bir bayram. Festival yine olağanüstü serüvene dönüştü. Bunu canlı müziğin enerjisi,gezegenimizin değişik noktalarından gelen harika sanatçıların yeteneği yaptı.
Sarışın saksafonist Candy Dulfer babası Hans Dulfer’dan daha ünlü , ama her fırsatta her şeyi babasından öğrendiğinin altını çiziyor. Şöyle anlatıyor:
Beraber çalıyoruz, ama önceden planlamadan. Benim boş zamanım varsa konserine gidiyorum ve sahneye çıkıyorum. Altı yaşındayken babamdan bana bazı şeyleri göstermesini istemiştim. Beş dakika sonra tartışmaya başladık. O zamandan sonra benim öğretmenim olmak istemedim. Ama her zaman beni destekledi, her zaman arkamdadır. Bana şöyle diyordu: ‘Senin başarın etrafında müzisyenlerin başarısına bağlı’. 14 yaşında kendi grubumu kurma kararı verdim. Babamın öğüdünü unutmadım Hep en iyi müzisyenlerle çalıştım. Meslektaşlarım harika , grubun sadece bir parçası olduğumu hiç unutmuyorum.
Bansko’da Axel Zwingenberger Japon meslektaşı Keito Saito ile birlikte çıktı sahneye. Keito kendi vatanında çok ünlü bir müzisyen, Japonlara bugi stilini tanıtan ilk sanatçı. Efsanevi piyanist Tanya Mariya Bansko’ya ilk kez geliyor.
‘Benim için müzikte en önemlisi doğaçlama. Böylece kendisi özgür hissediyorum. Amerikalılar gibi jazz söylemiyorum ben. Ben Brezilyalı kaldım. Zengin olmak mı, hiç bir zaman istemedim. Hatta paralarımı şahsen ben almam, hep birini gönderirim. Ben para için müzik çalmıyorum. Benden çok daha iyi piyanistler var, fakat benim müziğim eşsiz, çünkü sadece ben bu şekilde çalıyorum.’
‘Genç şarkıcılara da kendi ülkelerinde sanatını sunma imkanları olmalı. Öğrencilerimin Bulgaristan’da kalmasını çok isterim. Bazıları yurtdışına çıkmayı planlıyor. Ben çok çalıştım dışarda ve biliyorum ki, evdeki atmosfer gibi yok. Bansko’daki kayıtlardan albüm çıkartmayı düşünüyoruz. Planlarımı açıklamak için biraz erken, ama gene de söyleleyim. Sofya filarmonisinden ortak konser teklifi geldi.
New York’tan Jessi Colasante bakın neler paylaştı bizimle:
Bu şehirde sunulan kültürel geleneklere hayret ettim. İzleyicilerin jazz müziğine yaklaşımı dikkate değer. Festivalin sadece temiz jazz değil yakın stilleri de göstermesini çok beğendim.
Polonya’dan Kuba Stankeviç kuartet, uzmanların klasmanlarında hep en önde.
Konserlerle birlikte basın toplantıları ve küçük konserlerle birlikte festival sergi, konferanslardan oluşan bir ek program ad sunuyor. Bu yıl en çok ilgi Alman aktris Barbara Rütting. topladı. Kendisi 50 filmde oynuyor Baverya parlamentosunda milletvekili, insan ve hayvan haklarının savunucusu, sağlıklı yaşam konusunda kitap yazarı. 1989 yılından beri Bansko’ya büyük bağışlarda bulunuyor, günümüzde onun adını taşıyan sokak bile var Bansko’da.
Türkçesi: Müjgan Baharova
Gerçek ismi Ana Sotirova olan ve 4 yaşından beri müzikle ilgilenen Anabel, yıllardır süren hazırlık, sıkı çalışma ve azmin meyvesi olarak ortaya çıkan ilk single parçasını tanıttı. Kendini müziğe adadığı yolculuğu, genç yeteneklerin eğitim..
XX. yüzyılın 90’lı yıllarında çağdaş Bulgar müziğine bir dizi hit parçası kazandıran “Avenue” ikilisinde yer alarak tanınmaya başlayan Bobi Ivanchev, şarkı yazarı olmaktan öte müzik yapımcılığı ve dijital dağıtım işlerini de başarı ile yürütmektedir...
Yapımcılar Fabrizio Parisi ve The Editor ’un cesur müzik macerası SARACTA veya nam-ı diğer “Koruyucu” ile zamanda geriye dönüyoruz. Bu sefer projeye Bulgar müziğinde efsane isim olan Gospodin Gospodinov-Gepi de katılıyor. Gepi’nin sahneye 20 yıllık..