Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Çar I.Boris Arnavutluk’ta mı vaftiz edildi?

Çar I. Boris ve yakınlarının vaftiz edilmesi. Manasiy vakayinamesinin Vatikan kopyasından bir miniatür.
Photo: wikipedia.org

1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasından 100. yıldönümü, askeri çatışma sırasında bulunan anıtlar konusunun ele alınması için uygun bir vesiledir. 20. yüzyılın başında Avusturyalı askerler, Güneybatı Arnavutluk’un Balş(Balls) şehrinde bir yazı buldular. Bu yazının Eski Yunanca’dan Arnavutça’ya çevirisinde “Mihail adını alan Bulgar hükümdarı Boris ve Tanrı tarafından kendisine verilen halkı 6374 (= 866) vaftiz edildi”

Çar I. Boris, bu dönemde Islav ve Protobulgarlardan oluşan Bulgar halkının birleşmesi için son derece önemliydi. I. Boris zamanında Bulgaristan, Hıristiyanlığı Konstantiniyye Kilisesi’nden alıyor ve Bulgar hükümdarı, Hıristiyanlığı devlet dini yaptı.

Ortaçağda bunun gibi bir olay ile kolayca spekülasyonlar yapılabiliyor. Aynı şey Arnavut Balş şehrinden yazı ile oluyor. Bu şehrin, tarihi kanıtlar olmadan, Ortaçağ Bulgar Glavinitsa bölgesi olduğu iddia ediliyor. “Az. Kliment Ohridski” Üniversitesi’nden olan ve Ortaçağ’da Balkan bölgesindeki sorunlar konusunda ünlü bir tarihçi olan Prof. Hristo Matanov’a bu konuda danıştık.

Ortaçağ Glavinitsa bölgesinin, günümüz Balş şehri olduğunu düşünebilir miyiz? 

Balş’ta Ortaçağ Manastır merkezinden kalıntılar. Arka planda Simeon Sakskoburggotski’nin bağışladığı yeni kilise bulunuyor. Fotoğraf:Emil İvanov

СнимкаProf. Matanov’un bu soruya cevabı şöyle: “Bu konuda çok varsayım var. Şimdiye kadar Glavinitsa’nın tam nerede olduğu bilinmemektedir. Bu yüzden bilim adamları tartışmaya devam ediyorlar. Balş şehrinin Glavinitsa ile aynı bölge olduğunu düşünmek için dayanak yok. Yine de oradaki kalıntılar, manastır merkezi olduğunu gösteriyor. Balş şehrinde bulunan yazı, büyük bir olasılıkla Az. Kliment Ohridski tarafından yapılmıştır. Kesinlikle bu, devlet sınırını çizen bir yazı değildir.

Bunun yanı sıra Çar Boris’in orada vaftiz edildiği de iddia edilemez. Bulgaristan’ın Sırbistan ve Hırvatistan’dan farklı olarak daha Ortaçağ’da başkenti vardı. Bu alanda Bulgaristan, Bizans modelini benimsemişti. Bu yüzden hükümdarın ve ailesinin vaftizi, herhalde başkent Pliska’da gerçekleşmiştir. Bu kadar önemli bir olayın, ülkenin daha uzak bölgelerinde gerçekleşmesinde mantık yoktur.”

O zamanlarda devlet sınırı çizen yazılar, hem Bizans, hem Bulgar tarafına yönelmişti. Balş yazısı ise farklıdır. O zamandan kalma yazılar, sık sık inşaatlarda kullanılmıştır. Balş yazısı da bir sütun üstünde bulunmuştur.

Balş yazısının tarih için önemi nedir?

Prof. Matanov, bu soruya cevaben şunları belirtti: “Balş yazısı, vaftiz ile ilgili tek yerel taş yazıdır. 907 yılından bir Bulgar not da var. Buna göre vaftiz, Mayıs 866 yılında olmuştur. Bulgar araştırmacılar, neden 866 yılının vaftiz yılı kabul edildiğini merak ediyor, çünkü Bizans kaynakları daha erken tarihler veriyor.”Bulgar tarih kitaplarında Bulgarların Hıristiyanlığı 864/865’te Hıristiyanlığı kabul ettiği yazılmıştır. Ama bununla hükümdar ailesinin vaftizi kastediliyor. Çünkü birkaç yüz bin kişiden oluşan bir halk bir yılda vaftiz edilemez, en az iki veya üç yıl gereklidir. Tarihçiye göre yazıdaki 866 yılı, Bulgar halkının vaftizinin başarılı tamamlanması olarak yazılmış olabiliyor.

Çeviri: Rayna İvanova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

İnsanı en güzel bir surette yaratan ve yarattıklarının en şereflisi makamına oturtan Cenâb-ı Allah, onun üstünlük ve zayıflıklarını da bilmektedir. İnsanın üstün vasıflarını korumak, eksik taraflarını tamamlamak ve yanlış yola gitmesninin önünü almak..

Eklenme 24.10.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..

Eklenme 17.10.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini, her insanı belirli hak ve sorumluluklar taşıyan bir şahsiyet olarak kabul eder. Her şeyin sahibi olan ve Mâlikü’l-mülk ismini taşıyan bütün mülkün mutlak sahibi Cenâb-ı Allah, mahlûktın en şereflisi olarak yarattığı insana mülkü üzerinde..

Eklenme 10.10.2025 14:00