Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

1992 yılı-Filip Dimitrov az bir farkla, ancak ebedi olarak Başbakan kaldı

БНР Новини
Filip Dimitrov hükümeti
Photo: arşiv

“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin. Bizim garantileremiz Avrupa strüktürleridir.”

Bu sözler Filip Dimitrov’a ait ve 1990 yılında düzenlenen Yuvarlak Masa Toplantısında söylenmiştir. Bir buçuk yıl sonra, bu ana kadar çok az insan tarafından bilinen avukat SDS’nin demokratik yollardan seçilen ilk hükümetin başına geçiyor.

Bu olaylara nasıl gelindi?

Büyük Millet Meclisi yeni Anayasayı hazırlıyor ve onaylıyor, ki bütün bu olay zaten anlaşmazlıklar içinde olan “Mavi Muhalefet”te yeni anlaşmazlıklara neden oluyor. Bunun dışında Demokratik Güçler Birliği’ni oluşturan tüm partilerde Devlet Güvenlik Ajansına çalışan ajanlar var. Bu durum karşında uzlaşmaya varılıyor ve SDS başkanı olarak milletvekili olmayan ve her zaman görevinden alınabilecek bir kişinin atanmasına karar veriliyor. “Yeşil Partisi” Başkanı Aleksandır Karakaçanov’un teklifi üzere SDS’in Başına hukukçu Filip Dimitrov getiriliyor. Onun başkanlığında 4 Kasım 1991 yılında SDS “Azıcık, fakat edebiyen” sloganıyla seçimleri kazanıyor. Fakat bu başarı, tek başına hükümet kurmak için yeterli değildir. Seçim gecesinde Filip Dimitrov, gazeteci Rumyana Uzunova’nın “SDS’nin koalsyon kurmaya niyeti var mı?” şeklindeki sorusuna cevap veriyor:

“Galiba üçüncü siyasi güç DPS olacak ve bu durumda DPS’nin desteği olmadan hükümet kurulamayacak.

SDS böyle bir koalisyon kurmaya niyeti var mı?

“Bayan Uzunova, bizler bugün belirli şeylerin tespitini yapabilir veya başka şeyleri belirleyebiliriz. Bizler hala Parlamento’ya girecek olan siyasi güçleri hakkında bilgimiz yok, ne kaldı ki, hükümete katılma konusunda Parlamentota temsil edilen siyasi güçlerin fikrini bilmek. Ama herşeye rağmen birçok kez dediğimiz gibi bizler DPS’nin parlamenter desteğine bel bağlıyoruz.”

8 Kasım 1991 yılında SDS, Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS)nin desteği ile ilk demokratik hükümeti kurmayı başarıyor. Hükümet, ülkenin geleceğine dair kalkınmasında önemli yer alacak birkaç ana hedefini açıklıyor. Ekonomide reformlara geçilmiştir, dış politikasında ise Avrupa-atlantik yön seçilirken Bulgaristan’ın Avrupa entegrasyonu yolunda ilk adımlar atılıyor.

Hükümet, dış politikasında başarıya ulaşsa da, ülke içinde durum hiç de parlak değil. Ajansların sahip olduğu dosyaların açılması teklifi koalisyon partneri tarafından reddedilirklen hükümetin azınlık duruma düşmesi tehlikesi doğuyor. Siyasi gücün ekonomik güce dönüştürülmesine şahit olurken devlet tarafından kendi kaderine terkedilen eski sporcular, hızlı bir şekilde şirket kurmaya başlıyor ve böylece güç grupların temelleri atılıyor.

4 Şubat 1992 yılında “Öteki liste” ismiyle tarihe geçen skandal patlak veriyor. Listede, 6 gizli belge yer alıyor, ki belgeler Türkiye Büyükelçiliğine DPS lideri Ahmet Doğan tarafından götürülmüştür. Söz konusu listede Bulgar İstihbarat görevlilerin 1300 ismi yer alıyor. Ahmet Doğan’a Stoyan Ganev ve eski Dışişleri bakan yardımcısı olup görevden alınan eski komünist lideri Todor Jivkov’un kızı Lüdmila Jivkova’ın yakın adamı Jivko Popov yardımcı oluyor.

Ahmet Doğan’ın 2007 yılında Dosyalar Komisyonu tarafından açıklanan “ajan Sava” olayını Asen Geşakov anlatıyor:

“Halk Meclisinde DPS parlamento grubu, SDS’ye yandaş grubu olarak gözüyle bakılmaya başlandı, ki her durumda oyunu SDS ile senkronize etmesi gerekiyordu, çünkü BSP ile aynı görüşte olamazdı. SDS Koordinasyon Komitesine ve bazı kararlara karşı olan tepkimizin sırrı işte burada gizleniyor. Bir anda Parlamento’da bu söz konusu görüş ayrımını kabul ederek bziler seçmenimizin menfaatlerine aykırı olan bazı kanunları kabul ettik.”


30 Ağustos 1992 yılında Cumhurbaşkanı Jelü Jelev, Boyana’da bir basın toplantısı düzenliyor, ki daha sonra bu toplantı tarihe “Boyanskite livadi” ismiyle geçti. Burada Cumhurbaşkanı, hükümeti,

medyalara ve sendikalara, Bulgar Ortodoks Kilisesine ve cumhurbaşkanlık makamına savaş açmakla suçluyor. Basın toplantısının ardından Parlamento grubu bölünüyor. Jelev’i destekleyn 23 milletvekili, parlamento grubunu terkediyorlar. 18 eylül tarihinde ise Devlet Güvenlik Ajanı general Brigo Asparuhov, o dönemde Cumhurbaşkanın yetkisi altında olan Ulusal İstihbarat Dairesi müdürü olarak söz konusu “Bulgaristan’ın Makedonya’ya yardım olarak vereceği silah ve mühimmat” meselesini uyduruyor. Başbakana karşı kanunu ilhal ettiğine dair hiç bir kanıtın bulunamasına rağmen bu iddia onun sonunu getiriyor.

Öyle ki, Filip Dimitrov’un 28 Ekim 1992 yılında talep ettiği güvenoyu oylaması sonucu çok önceden bellidir ve hükümet istifa etmek zorunda kalıyor. Tüm zorluklara rağmen Demokratik Güçler Birliği (SDS)nin ilk hükümeti, ülkeyi piyasa ekonomisi yoluna taşımayı başarıyor. Ve bu adımlar, Bulgaristan’ yeni asrın ilk yıllarında NATO üyesi ve Avrupa Birliği üyeliğine kadar götürüyor.


Çeviri: Şevkiye Çakır




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

2009 yılı - Petır Slabakov: Şeref sözü yasadan güçlüdür

Bulgaristan Prag baharı yaşamadı, Kadife devrimi yoktu, Dayanışma hareketi, Havel ve Valensa çapında sosyalizme karşı çıkan ve savaşan adamları da olmadı. Bunun esas nedenlerinden biri halk psikolojisinde gizli belki de ve 9 Eylül 1944 tarihinde..

Eklenme 15.11.2015 09:15
Константин Павлов

2008 yılı– Şair Konstantin Pavlov vefat etti

-‘30 yıldan fazla neredeydin? ’ diye sordular. -Balinanın içindeydim. Hepiniz gördünüz, hepiniz biliyorsunuz, kasten soruyorsunuz bunu. 30 yılı balinanın midesinde nasıl geçirdin? bana sordular. -Bunu da biliyorsunuz- kumarcı..

Eklenme 07.11.2015 10:10

2007 yılı - Bulgaristan`ın AB üyeliği arasında gidip gelmek

„Avrupa Birliği mi? Benim tavsiyem: onu hemen kapatın“. Bu sözler korkutucu gelebilir, hele hele Margaret Thatcher tarafından söylenmiş ise ve „Devlet adamı sanatı“ isimli kitabında yer aldıysa. 20.asrın 80`li yıllarında „Demir leydi“ olarak bilinen..

Eklenme 28.10.2015 11:00