Bundan 178 yıl önce 18 Temmuz tarihinde İvan ve Gina Kunçev ailesinde bir çocuk daha doğdu, adını Vasil koydular. Bu çocuk büyünce o dönemde Osmanlı hakimiyeti altında bulunan Bulgar topraklarının bağımsızlığı için mücadele eden Özgürlük Havarisi olacaktı.
1858 yılında İgnatiy adını alarak rahip olan Vasil, çok geçmeden 1864 yılının Noel yortusu günlerinde rahip cübbesini sırtından attı. Tanrı’dan vazgeçmek için değil, kendini Bulgar halkının beş yüzyıl devam eden Osmanlı hakimiyetine karşı yürüttüğü mücadeleye vermek için. Bulgar topraklarını enine boyuna dolaşan Vasil Levski, devrim komiteleri ağı kurmayı başardı. Özgürlük Havarisi, kurulacak olan Bulgar devletini şöyle anlatıyordu: “Genel bir devrimle zulüme dayanan şimdiki devlet sistemi kökten değişecek ve yerine demokratik cumhuriyet kurulacak”.
1873’te ihanete uğrayıp öldürülen Levski’nin davası 1876 Nisan Ayaklanmasında devamını buldu, ayaklanmanın organizasyonu Vasil Levski’nin kurduğu komitelere dayandırıldı. Kana bulanan ayaklanma, uluslararası topluluğun dikkatini Bulgar topraklarına çekti ve böylece Bulgaristan için kurtuluş savaşı olan 1877-78 Rus-Türk Savaşına gelindi.
Günümüzde Vasil Levski her Bulgar için ikondur.
Vasil Kunçev adlı kişiye temas etme arzusu bizi kardeşi Yana’nın torunu Hristina Bogdanova’ya götürdü.
Adı bilinen ve bilinmeyen kahramanlarımızın uğruna hayatlarını feda ettikleri demokratik fikirlerin bugün itibari ile hayata geçirilip geçirilmediği sorusu üzerine Bayan Bogdanova şunları söyled: “Maalesef içinde yaşadığımız zamanda ben Vasil Levski’nin inandığı ve mücadele ettiği şeyleri görmüyorum. Kişiliğinde en değerli olarak gördüğüm şey özgürlüktür. Çünkü özgürlük ruh halidir. Levski büyük bir sorumlulukla hareket ediyordu, yaptıklarının soydaşlarına nasıl etkileneceğini düşünüyordu. İnsanları dürüst ve haysiyetli insanlar ve bu nitelikleri haiz olmayan insanlar diye ikiye bölüyordu. Son derece hoşgörülü ve geniş görüşlü biriydi”.
Özgürlük Havarisi: “Kıymetli vatanımız, ülkeyi refah yolunda yürütecek olan onurlu insanlara muhtaçtır. Diğer Avrupa halkları ile ancak bu şekilde eşit olacağız” diyordu. Vasil Levski, hoşgörüyü öğretiyordu, hangi milletten olursan ol önemli olan demokratik devlet ilkelerine uymak, dürüst ve haysiyet sahibi bir insan olarak yaşamak önemlidir diyordu.
Bayan Bogdanova, Levski’nin“Benim ölümümle katetmeniz gereken yol bitmeyecek” şeklindeki sözlerini hatırlattı ve özgürlüğün Bulgaristan ve Bulgarlar var olduğu sürece her gün savunulması gerektiğini de ekledi. Herkesin kendine göre bu fikirlerin devamcısı olabileceğine inandığını belirten Bayan Bogdanova, bunun için iyi, güler yüzlü, hoşgörülü ve açık insan olmak yeterli olduğunu da ekliyor.
Özgürlük Havarisi bize bıraktığı vasiyetin bugün itibari ile en önemli bölümü hangisidir sorudu üzerine Bayan Bogdanova şöyle konuştu: “Hayat kutsal bir şeydir. Seçim yapmak önemlidir. Seçim yapmak elimizdedir, insanı insan eden şeydir. Kişisel veya ulusal olsun özgürlük, bizim seçim yapma kabiliyetimize bağlıdır. Çünkü aynen Vasil Levski’nin inandığı gibi dimdik ayakta ölmek, diz çökerek yaşamak, korku ve memnuniyetsizlik içinde varlığını sürdürmekten yeğdir”.
Çeviri: Tanya Blagova
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Ulusal Tarih Müzesi’nin, merkez lobisinde Çar III. Boris’in doğumunun 130. yıldönümüne adanan “Çar III. Boris Şahsiyet ve Devlet Adamı” başlıklı sergi açılac ak. Sergide, Çar Boris’in yaşam yolunu gözler önüne seren, Bulgaristan tarihi için..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son..