Geçtiğimiz haftaya yüksek yakıt fiyatları ve yakıtların düşük kalitesine karşı düzenlenen protestolar damga vurdu, ki söz konusu protestolar, dünya çapında petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşe denk geldi. Protestocular, dünya piyasalarındaki petrol fiyatlarının barel başına 40 doları vurmasına rağmen nasıl olur da ülke benzinliklerinde bu fiyatlarda bir kıpırdanma gözlenmemekten ve yakıt fiyatları Avrupa’da en yüksek düzeyi korumaktan şikayetçi. Demek ki, devletın, organların, tek sözle ilgili kurumların masaya yümruk vurma ve fiyat belirleme zamanı geldi çattı!
Fakat işler o kadar da basıt değildir. Başbakan yardımcısı Tomislav Donçev, devletin petrolü satmadığını, devletin rafinerilere sahip olmadığını, doğal olarak fiyatları belirlemediğini, ancak çalışan bir piyasaya düzenleme, şeffaflık ve garanti sağlaması sorumluluğunu taşıyor. Yani bütün sorun işte burada – piyasada gizli. Gerçek anlamda piyasa 10 Kasım 1989 tarihinden sonra serbest sayılır. Serbest piyasa talep ve arzuya dayanmaktadır. Adı üstünde piyasa serbest, ama yine de düzenlemeye ihtiyaç var. Ülkemizde petrol ürünlerinde tekel durumu mevcut, çünkü ülkemizin tek rafinerisi olan Lukoil, yakıt sevkiyatın yüzde 70’ni elinde tutuyor. Geri kalan tedarikçiler kendi fiyatlarını belirlerken Lukoil’in fiyatlarını göz önünde bulunduruyorlar ve petrol ürünlerini ondan satın alıyorlar. Burada asıl sor şu: Geri kalan tedarikçiler neden diğer yurtdışı rafinerilerden de satın almıyorlar? Bu tabii ki, hem rekabeti, hem de piyasayı canlandırmış olur.
Aksi halde çok bilinmeyenli denklem işte burada toptan satış ile benzin pompası arasındaki yolda ortaya çıkıyor. bu yol boyunca herkes birşeyler ekliyor: üretim fiyatı veya bir ton rafine petrolün maliyeti, devletin uyguladığı vergiler, indirimler vs. burada önemli olan da petrol ürününün kalitesi. Lukoil, “Ural” Rus petrol türü ile çalışıyor, ki bu petrol türü çok fazla kükürt içeriyor ve Euro Dizelin standartlarına uyması için çok daha fazla işlemden geçiyor.
İşte bundan dolayı “Lukoil Neftohim Burgas” değeri 1.5 milyar dolar olan modernizasyona geçiyor.
Yine de birşeyler yapılabilir ve bu tamamen devlete bağlı. Bu da yakıt piyasasın liberaleşmesinden, yurtdışından petrol ürünlerinin ithalatının kolaylaştırılması ve buna bağlı ürün borsasının kurulmasından geçiyor. Bütün bu adımlar benziliklerde yakıt fiyatlarının daha yüzde 10 oranında düşmesine neden olacaktır.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla..