Tüp bebek merkezine girer girmez kapıda 5 aylık sarı saçlı ikiz bebeklerle ve babaları ile karşılaşıyorum. Son derece modern, iki katlı bebek arabasında yatan ikizlerin üst katta olanı gülücükler atarken alt katta olanı havadisleri kaçırdığı için yüzünü ekşitiyor. Bu tatlı tablo karşısında gülümseyip Tanya Milaçiç’in odasına yöneliyorum. Embriyoloji doktoru ve hastanenin embriyoloji ve androloji bölümü yöneticisi olan dr. Milaçiç’i bulmam için koridorları uzunca dolaşmam gerekiyor. Bulunca da kendisine sorduğum ilk soru, meslek seçimini ne zaman ve neden embriyolojiden yana yaptığı sorusu oldu.
“Daha 14 yaşındayken televizyonda tüp bebek yöntemi ile ilgili bir belgesel izleyip çok etkilendim. Uzmanların tüp içinde bebek yaptıklarını duyunca merak sardım. Mesleğimi galiba o gün seçmiş oldum. Biyoloji fakültesinde öğrenciyken hocalarım embriyolojinin ülkemizde çok küçük bir sektör olduğunu ve bu işle biyologlardan çok tıp uzmanlarının meşgul olduklarını söyleyip beni vazgeçirmeye çalıştılar, çünkü uzmanlık alanı olarak embriyolojiyi seçersem iş bulamayacağımı düşünüyorlardı” diyen dr. Tanya Milaçiç, duyduğu anlık hüsrana rağmen hayalini gerçeğe dönüştürmekten vazgeçmediğini ve günümüzde embriyoloji alanında iyi karyer sahibi olduğunu da paylaşıyor. Bu arada embriyolojinin oğulcuğun dölüt halini alıncaya kadar geçirdiği safhaları inceleyen biyolojinin bir kolu olduğunu da belirtelim.
İş gününün sonunda Tanya tüp bebek merkezinden ayrılıp, doktor kılığından sıyrılıp gün içinde girdiği ikinci role giriyor – eş ve anne rolüne. Bu arada Milaçiç ailesine de hemen çocuk sahibi olmak nasip olmadı, fakat uzun süren bekleyişin sonunda Tanya ikiz bebekler doğurdu. İkisi de erkek çocuk olan ikizler, aileye büyük mutluluk getirdi, fakat genç anne karyerini sürdürmek için doğumdan 9 ay sonra işe döndü.
“İşe çok erken döndüğüm için zamanla çocuklarla olan teması özlemeye başladım. Bazı şeyleri kaçırdığımın farkına vardım. Şu an kaçırdıklarımı telafi etmeye çalışıyorum. Zamanı geri döndürmenin imkansız olduğunu biliyorum. Her ne kadar bir oğlum biz yaşlanınca bizi tekrar genç etmek için bir gün zaman makinesi icat etmeye niyetli olsa da” diyor Tanya ve çocuk sahibi olmak ve çocuklarını iyi yetiştirmenin herkese temenni ettiği büyük bir mutluluk olduğunu da ekliyor.
Şu anda 8 yaşlarında olan ikizler, okula ve birçok okul dışı aktiviteye gidiyorlar. Salı günleri basketbola, Perşembe günleri tenise gidiyorlar, ayrıca edebiyat dersleri alıyorlar, Cuma günleri sinemaya gidiyorlar, hafta sonu da ev ödevlerini çalışıyorlar, parka çıkıyorlar, bisiklet ve patinaj yapıyorlar. Ebeveynleri de yanlarında olmak için, iş hayatı ve aile hayatı arasındaki dengeyi kurmaya gayret gösteriyorlar. Tanya Çarşamba günlerini tamamen iş hayatına ayırıyor, ayrıca yılda en az 3 defa üreme sağlığı ve sorunları ile iglili bilimsel forumlara katılıyor. Şimdiye kadar Avrupa’nın değişik ülkelerinde düzenlenen 50 kadar toplantıda seminer ve raporlar sunmuş bulunan Tanya, son üç yıl içinde yurtta ve yurt dışında yine aynı konuda farklı kongrelerin organizatörlüğünü de üstleniyor.
İş yoğunluğuna rağmen olumlulukları kaçırmayan Tanya, iş hayatında en çok sevdiği anları şöyle anlatıyor:
“Teofani yortusunda çocuk sahibi olmak konusunda destek verdiğimiz bütün ailelerle temasa geçiyoruz. Hastanemiz de çocuklarla dolu oluyor. Her koridorda bebekler ve artık büyümüş olan çocuklar vardır. Bunu söylerken bile tüylerim ürperiyor. Ben bu buluşmalardan güç ve enerji alıyorum. Çocuk sahibi olmak için merkezimize başvuran insanlar çoğunlukla laburatuar çalışanları ile tanışmıyor. Doktorlarla temasa geçiyorlar. Onlar bizi tanımasa da bu insanlar ve çocukları ile bir araya geldiğimizde çabalarımızın sonucunu görüp mutlu oluyoruz” diyor embriyoloji uzmanı Tanya Milaçiç ve hayatta mutlu olmanın anahtarı nedir sorusu üzerine: “Kendini çocuklara ve hayat yaratma sanatına adanmaktır” cevabını veriyor.
Çeviri:Tanya Blagova
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..