Avrupa mültecilerden korkuyor.Medya bu korkuyu körüklüyor. Paris ve Brüksel saldırılarının Batı Avrupada doğumuş ve büyüymüş vatandaşlar tarafından yapılmasına rağmen, Avrupalılar din ve terör arasında eşitlik buluyor.Medya da işte bu sezgiye dayanıyor. Acı gerçek Avrupa birliğinin nekadar hassas bir birlik olduğunu gösterdi. Milyonlarca mülteci ile ilgili problem 28 üye ülke arasında görüş ayrılığını açıkça sergiledi. Avrupalıların siyasi kurumlarına güveni ciddi bir şekilde sarstı. Büyük Avrupa şehirlerinde marjinal azınlıklar demokrasinin tedavi edemediği yaraya dönüştüler.
Bulgaristan mültecilerin Avrupa'ya doğru daha iyi yaşam arama yolunun şimdilik kenarında kalıyor.Buna rağmen istatistikler korkunç: Geçen sene Mülteciler Devlet Ajansı 2014 yılına kıyasla mülteci statüsü için mürecetlerın % 87 arttığını bildirdi. Geçen sene 20 165 dilekçe sunulmuş. Bu sayı 2014 yılında 10 805. Almanya'daki milyon sığınmacı sayısına bakarak bu az görünür. Ama uzmanların beklentileri endişe verici. Gizli servisler ülkemizde iyi örgütlenmiş kaçakçılık ağının çalıştığını uyarıyor. Türk yetkililerin verilerini aktaran kaynaklar Bulgar topraklarında 500 kadar insan kaçakçının faaliyet gösterdiğini öne sürüyor.
Bulgaristan Halk Meclisi bu hafta Türkiye ve AB arasında mülteci krizine ait anlaşmayı onayladı. Başbakan yardımcısı Meglena Kuneva, 'Bulgar milli çıkarları kesinlikle savunulmuştur' dedi. Herkes biliyor ki. mülteci krizinin çözümünin kilidi Türkiye'nin elinde. Avrupa şu anda Türkiye topraklarında bulunan iki milyon mülteci ile başa çıkamaz. Onların yolu mantıklı olarak Bulgaristan'dan geçebilir. Bulgaristan Doğu'yu Batı'ya bağlayan kavşakta bulunmasını her zaman jeopolitik avantaj olarak öne sürer. Evet ilginç bir yerde, ilginç zamanda yaşıyoruz. Bu belkide medya için iyi bir fırsat. Ama bizim için bir beddua. Çünkü ne yerli ne de yabancı medya kendi gölgesinin ötesine bakamıyor.Etkili Batılı televizyon ve gazeteler suçların ve yolsuzlukların kol gezgdiği klişelerle anlatıyorlar Bulgaristan'ı. Buna Bulgarların mültecileri nefretle karşıladığı, küçük şehirlere yerleştirilmesine karşı protestolarını da ekliyorlar.Bulgaristan'ı Hıristiyan olamayan başka dine sahip kişilere düşmanca bakan Polonya, Macaristan , Çek cumhuriyeti gibi ülkeler grubuna dahil ediyorlar. Yerli medya da Bulgarların sosyal açıdan zayıf yeni gruplarla beraber yaşamayı istememesi ve siyasi elitin politik olarak doğru konuşmaları arasında kalmıştır.Nefterin köklerini aramıyorlar, arabulucu rolünü üstlenmiyorlar.
Çeviri: Müjgan Baharova
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..