Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Konstantin Kazanski – ‘Sanat nedir? Yaşam ve hata yapma özgürlüğü‘

Kiryakus Argiropulos, Sofya Kukla Tiyatrosu müdürü(solda), Konstantin Kazanski(ortada) ve yönetmen Georgios Bakolas(sağ)
Photo: Vida Pironkova

Konstantin Kazanski değişik yönlerde çalışan Bulgar besteci , aranjör, şarkıcı, müzikolog. Büyük Bulgar şairler Hristo Fotev, Konstantin Pavlov ve Stefan Tsanev ile dost. Tiyatro yönetmenliği okuma hayali suya düşer. Fransız şarkıları sunarak ün kazanır, kendisi de şarkı besteler. 1971 yılında bir turne sonrası Paris’te kalır, günümüzde de orada yaşar. ‘Cabaret russe’ de roman müziği uzmanı unvanını alır. JAP yayınevinin müzik müdürü. 1975 yılında Vladimir Visotski’nin dikkatini çeker ve Fransa’da kayıt edilen ilk albümünün aranjörü olarak davet eder. Eşi ile birlikte ‘Kazanski’ korosunu kurar. Marina Vladi ile değişik müzikal – tiyatro projelerinde çalışır. Son yıllarda Bulgar artist Stoyan Aleksiev ile çalışır.

‘Reader's digest’ dergisinin Fransa kolu ‘Paris’ten mektuplar’ başlıklı şiir kitabını ve albümünü yayınladı.

Kendisiyle yapılan söyleşide şöyle konuştu:

‘Ulaştıklarımızdan bir memnuniyetsizlik her zaman vardır. Yaptığımız işlerin aksaklıklarını görürüz. Dışardaki insanlar görmeye bilir, biz fakat görürüz. Oradan da daha mükemmel bir şey yapma hevesi doğar. Benim Fransa’da kalma niyetim yoktu, yurtdışında kime ne satabilirdim, kimi şaşırtabilirdim. Bulgaristan’da durumum hassastı, bana kapılar kapalıydı, yaratıcılık ile uğraşma imkanlarım yoktu. Bulgaristan’a döşeydim uluslararası ekonomik ilişkiler  bölümünü bitirmek zorunda kalacaktım. Bu ise ilgi alanımın dışındaydı. Kötülüklerden en küçüğünü seçtim , Paris’te kaldım ve istediğimi yaptım. ‘

Kazanski anlatmaya devam ediyor:

‘Sülalem artist sülalesi değil. Babam tarafından ninem, Stara Zagora’nın Kazanka köyünden şarkıcıymış, soyadımız da oradandır. Teyzelerimden birinin Bulgaristan radyosunun Altın fonunda 230 kadar kaydedilmiş şarkısı var. Bulgaristan’da bana engel edilmeseydi ben yurdumda kalacaktım. Ama o zaman da bu harikaları Görmeyecektim. Nostalji yok. Sadece büyük minnettarlık!

Kazanski yaşamını anlatıyor:

‘Benim yerim Paris’tir. İnsan bu şehrin içine girer o da sizin içinize. 40 yıldan faza Monmartır’da oturuyorum. Aslında burada yaşayanların hepsi bir yerlerden gelme. O kadar çok değişik dinler var. Kimsenin ne okuduğu önemli değil. Bir arada yaklaşık 200 müzisyen ile çalıştım. Kimse nerede okuduğunu sormaz, nasıl çaldığına bakar. Fakat hiç te kolay değil, rekabet var. Çok enteresan alanlarda çalıştım. Klasik bale müziğinden tutun da Roman orkestralarına eşlik etmeye kadar.’

Kazanski yaşam öyküsünü şöyle devam ediyor:

‘Visotski beni Dimitrieviç Roman orkestrasına eşlik ederken duymuş. Bulgaristan’da bilinmiyorlar, ama dünyada çok ünlüdürler. Ve o sırada bir plak kayıtlarına davet etti. Ondan sonra Fransa’daki tüm çalışmalarına katıldım. Bu beş yıl devam etti. Ölümüne dek. Herkes hayret etti? Neden ben? Neden bir Rusyalı değil de, ben? Visotski profesyonel düzenlemelerden kaçıyordu. Biz ikimiz de amatördük. Risk aldık. Planlı işlerden böylece çok daha enteresan.‘

Kazanski devam ediyor:

‘20 yıl içinde iki - üç Bulgarca, 200 Fransızca, birkaç Rusça ve Çingenece şarkı besteledim.1994 yılında Bulgaristan’a ikinci kez dönünce oturdum ve bir hafta içinde ‘Paris’ten mektuplar’ albümünü besteledim. Bir anda hem müzik hem metin hepsi bir haftada akar gibi oldu. Abartmıyorum, on beş gün içinde notaları yazdım, düzenlemeler hazırdı. Eşim bunlar şimdi dosyalara girecek ve orada kalacak diye yorum yaptı. Ben de cevap verdim. ‘Doğrudur, kimse ilgilenmez bunlar ile’. Emindim. Ama hadi bir ‘demo’ yapayım, dedim.

Bulgaristan’a üçüncü gelişimde dostum şair Stefan Tsanev’in misafiriydik. O teklif etti, şiir kitabı olarak yayınlanmasını. Küçük bir şiir kitapçığı çıktı. CD için ilgi yok, ben kendim buna para vermeyi sevmem. Kibirli de değilim. Kendimi pek ciddiye de almıyorum. Hayat olmalı. Ter olmalı. Nikotin olmalı. Çünkü  bu yoksa, sanat ta yoktur. Yağsız yoğurt gibi olur. Özgürlük önemlidir. Hata yapma özgürlüğü de çok önemlidir!


 “Paris’ten mektuplar “1997 BNR müzik fonu, vokal- Veronic Kodoblan ve Hümeyra Kazanski

Türkçesi:Müjgan Baharova





Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

"Sessiz avaz" ve zayıf olmaktan korkmama mesajı

Virginia Sabeva- GINI’nin hayatı müzik. Küçükken koroda şarkı söyledi, daha sonra müzik okulunda okudu, “X Factor” müzik yarışmasına katıldı ve yurtdışında çalıştı. Norveç’ten döndükten sonra, müzik öğretmeni olarak çocuklarla çalıştı. Çocuklarla..

Eklenme 11.12.2024 12:28

Pavell Nikolov’tan "Tek Kişilik Hücrede" parçası

Pavell & Venci Venc ikilisi ile tanınmaya başlayan Pavell Nikolov, müzikte kendi yolunda gitmeyi tercih etti . 10 Aralık’taki doğum gününe sayılı günler kala “V izolatora” (Tek Kişilik Hücrede) adlı solo parçasının tanıtımını yapan Pavell,..

Eklenme 10.12.2024 12:03

Sonya Yoncheva: Kültür yalnız bizim geleceğimiz değil, daha iyi bir geleceğin anahtarıdır

New York doğumlu dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın “Ya sanatçı doğarsınız, ya da hiç sanatçı olamazsınız” sözlerinin gerçekliği yankılanıyor bugün kulaklarımızda. Callas’ın doğumundan tam 101 yıl sonra gerçek bir dünya yıldızı olan..

Eklenme 03.12.2024 12:48