Evin, ocağın, sevgi ve barışın sembolü olan ekmeğin faydaları insanı doyurmakla bitmiyor. Ülkemizde gittikçe daha popüler olan "Ekmek evleri" ağının koordinatörü Zdrava Vodeniçarova: "Ekmek yoğurmak yolu ile insanlar için sıcak, mis kokulu bir ortam yaratıyoruz" diyor.
"Ekmek evleri", aslında okumaevlerine benzeyen yenilikçi topluluk merkezleridir. Ekmek yoğurmak ve tatlı yapmakla ilgili yaratıcılık metodları ile özel ihtiyaç sahibi veya engelli insanlar arasında kaynaşma sağlanıyor.
Ülkenin farklı yerlerinde bulunan sekiz ekmek evi, dünyanın farklı köşelerinden olan insanlar ve fırınlar arasında bağlantılar kuruyor.
Zdrava Vodeniçarova, bazı başarılı projeleri anlatırken şöyle konuştu:
“Büyük şirketlere yönelik “Bread building” hizmetini sunuyoruz. Ekmek yoğurmak yolu ile şirket çalışanları arasında daha iyi işbirliği ve bütünleşme sağlanıyor. "Ekmek kırıntıları tiyatrosu" da esas metodlarımızdan biridir. İnsanlar belli bir konu üzerine temsil hazırlıyorlar ve ekmek yoğurma işlerinin hepsini kendi elleri ile yapıyorlar. Her bileşen de hayatla ilgili bir metafordur. Şeker ve tuzu eklerken örneğin hayatın iyi, tatlı ve zor, tuzlu anları ile ilişkilendiriyoruz bu bileşenleri. Öğrencilere ve üniversitelilere yönelik kariyer seçme metodumuz da var. Herkes nasıl bir mesleğe sahip olmak istediğini paylaşıyor ve arzulanan mesleğe göre bir ekmek şekli yapıyor. "Sınır tanımayan fırın ve fırıncılar" programları kapsamında ise farklı yerlerde bulunan insanlar deneyim değişiminde bulunuyorlar. En önemli ve en popüler programımız ise Ekmek terapisi programı olmakta" diyor Zdrava.
Ücretsiz olan ekmek terapisi, engelli insanlar, aile içi şiddet kurbanı kadınlar, bağımlılıkları bulunan gruplar, kimsesiz çocuklar, yalnız yaşlılar ve mülteciler olmak üzere yardıma muhtaç insanlara yöneliktir. Bu terapi metodu, hayal gücünü geliştiriyor, sosyal becerileri ve insanlar arasındaki iletişimi ve böylece entegrasyonu da teşvik ediyor.
“Üç engelli gurubu ile ve mültecilerle çalışıyoruz. Ekmek terapisi ince motoriği teşvik ederken bütün duyuları işe dahil ediyor. Bu terapi sayesinde sakinleşen insanlar, farklı şekiller yaparken sanat yaratıyorlar. Tek başına ekmek ve tatlı yapabilmek bu insanlar için çok önemli, çünkü onlar birçok yerde iş yapmak, çalışmak durumunda olmazken burada iş yapmayı bilen ve birbirlerini kabul eden insanlar durumundadır. 5-6 mülteci grubu ile çalıştık. Afgan kadınları hamur yoğurmak konusunda o kadar iyiydi ki biz onlara değil, onlar bize işin inceliklerini öğretti. Amaç, onların mülteci merkezlerinden çıkması ve kendi devletlerinden ekmek türlerini bize göstermeleridir."
"Ekmek evlerinde" pişirilen ekmek, mis kokulu, nefis lezzetlidir. Çocukken ekmek için fırına gönderildiğimizde dönerken yarısını yediğimiz zamanları hatırlatıyor. Çünkü en iyi ekmek, paylaşılan ekmektir.
Fotoğraflar: Luiza Lazarova
Çeviri: Tanya Blagova
BTA’nın haberine göre, Bakanlar Kurulu’nun kararıyla “Kutuptan kutba 2022-2025” Ulusal Kutup Bilim Araştırmaları programı kapsamındaki çalışmaların süresi 2027 yılının sonuna kadar uzatıldı. Hükümet basın merkezinden yapılan açıklamaya göre,..
Medresetü'n - Nüvvab Bulgaristan'daki Türk ve Müslüman topluluğun dini ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için 1922 yılında kuruldu. Bu okulda çok değerli hocalar ders verdi. Müftülerin, imamların, vaizlerin yanı sıra öğretmenler, okul müdürleri,..
Her yıl 18 Mayıs'ta Uluslararası Müzeler Günü'nü kutluyoruz. 1977 yılında ICOM (Uluslararası Müzeler Konseyi)’un kararıyla başlatılan kutlamanın amacı “müzelerin kültürel bir alışveriş aracı olduğunu ve halklar arasında karşılıklı anlayışın,..
Bulgaristan’daki Müslümanların ilk Başmüftüsü Hocazâde Mehmed Muhyiddin Efendi’nin 8 Aralık 1910’da Başmüftü seçilmesi, Osmanlı Devleti ile Bulgaristan..