Başkentimizin ‘Nüans’ galerisinde 7 Şubat tarihine dek ilginç bir sergi açık olacak. Klasiklerin yanı başında değişik nesillerden çağdaş yetenekler de var. Bu zaman yolculuğunda rehberimiz Olga Vakavlieva olacak.
‘Bu yolculuk dünyanın yaratılışından başladı. Bunu gülümseyerek söylüyorum, çünkü muhteşem bir eserimiz var - Mariya Nojarova’nın ‘Kayıp Cennet’ başlıklı seramik plastiği. Seramik bir madde olarak, Nojarova’nın harika tekniği ve hayal gücü bizi o eski zamanlara yolculuk yapmaya heveslendiriyor. Biz aslında bu eski zamanları içimizde taşımaktayız. Ondan sonra klasiklere geçiyoruz - Atanas Mihov, Pötır Stoyanov, Boris Mitov, Yaroslav Veşin, İvan Mırkviçka, Stoyan Raynov, Preslav Kırşovski. Onlar bizler için bir pencere açtı, çocukluğumuz döneminde duygularımıza, aşklarımıza dönüyoruz. Sanatın değindiği ebedi kavramlar’.
Serginin odaklandığı iki eser var. Aralarında 100 yıl kadar zaman farkı var. Boris Mitov 1930 yılında General Nikola Bakırciev ve eşinin portresini çizer. O sırada General Savunma Bakanıdır. Ve 100 yıl sonra Neli Hristova , seramik dalında çalışıyor ve kişiliği belli olmayan bir masalımsı general figürü sergiliyor. Onun yanı başında da şişmanca eşi oturuyor.
‘Klasiklerin eserleri özel dikkat gerektiriyor. Yaroslav Veşin ve İvan Mırkviçka. Veşin’in son tablosu burada. 1914 yılında Sofya’da resmediyor. Bir yıl sonra da vefat ediyor. Pötır Stoyanov’un da heyecan verici bir yapıtı var. Kendisi Moskova’da eğitim görmüş Bulgar. Onun fırçasından çıkan ‘Kış düğünü’ gerçekten büyüleyici. Çağdaş ressamlarımıza gelince onların arasında Gergana Minkova, Velislava Geçeva, Darina Yaneva dikkat çekiyor. ‘
Ognyana Vakalieva serginin iyimserlik taşıdığını izah ediyor:
‘Burada sergilediğimiz yapıtlar daha açık renlerde, ışık saçıyorlar. Biliyoruz sanatın karanlık yanı da var. Ama biz insanda iyimserlik duygularını meydana getirebilecek, daha renkli eserler tercih ettik. Sergiyi ziyaret edenler duyularına zevkli anlar yaşatacak.
Sergi fotoğrafları: Nüans Galerisi ve Veneta Pavlova
Çeviri: Müjgan Baharova
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..
Yurtdışındaki yurttaşlarımız için yazılan eski ve yeni metinlerden oluşan repertuvarı ile Avrupa’daki 17 başarılı gösterinin ardından “Masal posta kutusu” edebiyat formatı Avrupa tunesine daha 11 yer ile devam ediyor. Etkinlikte Aleksandır..
BTA’nın aktardığı gibi, Milko Lazarov'un yönetmenliğinde çekilen “Stadoto” /Sürü/ Bulgar filmi, Hindistan'da düzenlenen 30. Kolkata Uluslararası..