26 Mart’ta yapılacak erken seçimler için parti ve koalisyonların tescil işlemleri dün başladı. Tescil süresi 8 Şubat’ta doluyor. Seçimlere katılacak partilerin sayısı ve aralarındaki koalisyonlar her ne kadar önemli olsa da şu anda kamunun gündeminde seçim öncesi ortamın diğer boyutları ön sırada yer alıyor. Bu seçimlere kadar nispi seçim sisteminin çoğunluk sistemi ile değiştirilemeyeceği görüldükten sonra şimdi ülkemiz, seçimlere kadar kalan kısa süre içinde makine ile oy verme yöntemini uygulamaya koymak mecburiyetinde.
Seçimlere tescil işlemlerinin start aldığı gün Yüksek İdare Mahkemesi, Merkez Seçim Komisyonu tarafından oylama makinelerinin sadece 500 yerde olmak üzere kısmen getirilmesi yönündeki kararının tersine yurtta ve yurt dışında kurulan bütün 12 bin seçim sandığında oy makinelerinin bulunması gerektiğine hüküm verdi. Mahkemenin bu kararı üzerine Komisyonun, çok kısa vadeler içinde 12 bin oy makinesi temin etmesi ve seçim görevlilerinin eğitmesi gerekliliği doğdu.
Geçici hükümet, gerekli paranın sağlanacağını açıkladıysa da Merkez Seçim Komisyonu makinelerin nereden temin edileceğinden habersiz. Düzenlenen ihalede aday olmazsa ne yapılacağı konusunda da belirsizlik hakim. BNR’ye konuşan ombudsman Maya Manolova, yasanın makine ile oy verme yöntemine aşamalı olarak geçiş imkanını sağladığına rağmen kuruluşların üzerine düşen yükümlülükleri sonuna kadar ihmal etmiş oldukları için şimdi yasal hükümlerin uygulanmasından başka bir çare olmadığını belirtti. Halk Meclisi feshedildiği için 26 Mart seçimlerine kadar yasal değişikliklerin yapılması imkansız olduğundan dolayı yasanın şimdiki hali ile uygulanması gerekiyor. Makine ile oylama yönteminin böyle alelacele getirilmesi gerekliliğinin oy ticaretini sınırlandırma aracı olan bu yöntemi etkisizleştirmeyecek mi sorusunu soran şimdilik yok. Absürt olan bu durumu bazıları Paragraf 22’ye benzetiyorlar.
Seçimlerin sonuçlarına ilişkin yapılan tahminler, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bir hafta gibi kısa süre içinde farklı ajansların tahminleri etkileyici fark gösterdi. Önce “Research” ajansı, GERB partisinin seçimleri oyların yüzde 32,6’sı ile kazanacağı, BSP’ye verilen desteğin ise yüzde 28,8 olacağı tahminini açıkladı, bunun üzerine “Gallup”, BSP’nin yüzde 29’la galip geleceği GERB’in ise oyların yüzde 28’inden azını alarak ikinci olacağı hesaplarını duyurdu. Sonuçta ESTAT GERB’in yüzde 9 fark atacağı ve oyların yüzde 36,1’ini alarak yüzde 27,5 oranında destek alan BSP’yi yeneceği tahminin açıkladı. Çeşitli tahminler arasındaki farklar yandaşlık ve manipulasyon şüphesini getiriyor ve seçim mücadelesinin kıran kırana olacağını da düşündürüyor.
“İvan Haciyski” Enstitüsü uzmanlarının tahminleri de seçim mücadelesinin gergin, sonucun ise öngörülemez olacağı yönünde. Onlara göre BSP ve GERB’in şansları neredeyse eşit ve tek partili kabine ihtimali hiç denecek kadar zayıf, koalisyon olasılığı ise birçok soru işareti getiriyor. Bu yüzden bazı siyasi güçler şimdiden seçim sonrasına ilişkin hesaplar içinde ve bu durum seçim sonrasının da gergin olacağını gösteriyor. Bu böyle olursa Nisan ayında olağan hükümetin kurulamaması da ihtimaller dahilinde.
Çeviri: Tanya Blagova
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..
Abdullah Öcalan cezaevinden PKK ile barış görüşmeleri teklif etti NTV’nin haberine göre müebbet hapis cezasını çeken Kürdistan İşçi Partisi (PKK) terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan yaklaşık 4.5 sene sonra ilk defa bir akrabası..
Siyasi maratonun son üç yıldaki yedinci seçim kampanyası sona eriyor. Bu krizden çıkış mesajlarını duyduk mu veya gerçek sipariş edenlerin adının anlaşılmadığı oy ticaretine dair geleneksel haberler ve devlet makinesini “politik düşman” kavgasına..