Geçici hükümette Başbakan Ognyan Gercikov Salı günü göçmen akınının beklendiği tahminleri karşısında Bulgar –Türk sınırının korunması için ek önlemlerin alındığını bildirdi. Durumun çok ciddi olduğu apaçık. Başbakan konuyu İçişleri Bakanı, DANS yönetimi ve gizli servislerle görüştü. Bunun nedeni belli, Türkiye ve bazı Avrupa ülkeleri arasında meydana gelen gerginlik ve bununla ilgili Ankara’nın AB ile Batı Avrupa’ya yönelik karadan göçmen baskısının durdurulmasına ait sözleşmelerini yeniden gözden geçireceği tehditleri.

Ankara geçen yıl da benzer tehditlerde bulundu. Ve o zaman Sofya AB ve NATO’yu , eğer Türkiye 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteci için sınırları açarsa ‘B’ planı ile hazır olmaları için çağırıda bulunmuştu. Günümüzde durum çok farklı. Bir taraftan AB ve Türkiye arasında gerginlik, en yüksek düzeyde de dahil görülmeyen boyutlara ulaştı. Öte yandan Sofya ve Ankara arasında da, Bulgaristan’da yapılacak erken seçimler ile ilgili karşılıklı suçlamaları da eklemeliyiz. Geçen yıldan farklı olarak Bulgaristan’da şu an geçici hükümet var. Bu geçici hükümetin yetkileri sınırlı, çünkü Parlamento tarafından değil Cumhurbaşkanı tarafından tayin edilmiştir.

Göçmen tablosu da farklı. Son altı ayda mülteci sayısı belirli bir ölçüde azaldı. İçişleri bakanlığının kabul merkezleri ve Devlet Mülteciler Ajansı’nın kamplarını son altı ayda bin kişi kadar terk etti. Geçen yıl Eylül ayının sonunda İç işleri bakanlığına bağlı merkezlerin kapasitesinin yaklaşık %59’u aştığı bildirilirken, günümüzde kapasitenin %86’ı dolu. Mülteci kampları yakına gelene kadar %106 doluyken, şimdi %40 boş.

Bu merkezlerden kaçan binlerce göçmen Batı Avrupa’ya ulaştı, şimdi ise Avrupa bunları geri göndermek istiyor. Mülteciler Ajansının yıllık raporuna göre 2016 yılında Dublin anlaşmasına göre Bulgaristan’da bulunması gereken 11 545 kişi için sorular geldi. En fazla Almanya’dan 3 551. Avusturya – 2094, Macaristan - 1808, Fransa – 1096, Büyük Britanya - 366. Batı Avrupa’dan göçmenlerin geri gönderilmesi , Türkiye sınırından on binlercenin akını bir arada olursa durum kontrol dışı çıkabilir. Türkiye’de iç siyasi gerginlik sebebi ile, rejime muhalif olanların ‘terörist’ olarak algılandığında, göçmen endişesi de gerçekleşir ise durum daha da bileşik olabilir.

Sofya Türkiye’den kaçanlar dalgasına da hazır olması gerektiğini, komşu ülkede çalışmış Bulgar uzmanı da uyardı. Konuyla ilgili olarak endişeler seçim önü kampanyasında da hissedildi ve Güney sınıra acilen Avrupa güçlerinin gönderilmesi çağrılarında ifade buldu. Konuyla ilgili yeni gelişmeler, son zamanda Bulgaristan’a yönelik göçmen baskısının yeni dinamiklerinde dramatik risklerin bulunduğunun kanıtıdır. 

Çeviri: Müjgan Baharova