10.Ulusal “Bulgar Arkeolojisi” Sergisinin en etkileyici eserleri arasında Sozopol yakınlarındaki “Bucaka” mevkiinde bulunan Apoloniya Pontika antik nekropolden ortaya çıkan eserler oldu. Kazılar, Sozopol Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Dr. Teodora Bogdanova ve Ulusal Tarih Müzesi’nden Dr. Margarita Popova yönetmenliğinde gerçekleşti.
Geçen arkeoloji sezonunda 12 dekarlık bir alan araştırılmıştır. Dr. Bogdanova’nın da belirttiği gibi, bu son derece geniş bölgede ortaya çıkan en ilginç keşif, olağanüstü etkileyici mimarlığa sahip ve tüm arkeologlarda hayranlık uyandıran bir aile mezarıdır. Bulgaristan ve Romanya topraklarında bulunan Yunan nekropollerinin yoğun bir araştırılmaya tabii tutulmasına rağmen, antik dünyada böyle mezara rastanılmadı.
Dr. Teodora Bogdanova, ortaya çıkarılan mezarın büyük ilgi uyandırdığını anlatırken şunları ekliyor:
“Mezarlık, farklı dönemlere ait yedi mezardan oluşuyor. Yani, ilk başta Hellenistik dönemde kurulurken bir aile mezarlığı olarak kullanılmıştır. İçerde tam yedi mezar var, yani tüm aile burada. Yaşlı insanların yanısıra, belli ki ailenin büyükleri merkez mezarda yatıyor, dört çocuğunu naşının bulunduğu üç mezar da var. Bir tanesinde seramik ve camdan yapılan kaplar, fayans figürler ve altın süslemeler bulundu, ki bunlar Hellenistik döneme özgü altın kolye ve “aslan kafası” şeklindeki altın küpelerdir. Bütün bu donanım MÖ III. asrın ortalarında kurulmuş ve MÖ II.asrın başlarına kadar kullanılmıştır. Ortadaki bölüm daha geç dönemlerde soyulmuş ve mezarlar yıkılmıştır. Anlaşılan sadece bu bölümü keşfedebilmiş soyguncular. MS I.asırda da burası yine mezarlık olarak kullanılmıştır. Roma dönemine ait daha iki mezar keşfedildi. Buraya defnedilen kişilerin çok zengin oldukları belli, çünkü buraların yağmalanmasından ardından bile hayli değerli eşyalar ve nesneler bulundu."
Roma dönemine ait mezarlara gleince, bunlardan birinde altın taç bulundu. 20 ile 40 yaşları arasında bir erkek söz konusu, ki kendisi demir bıcak ve çok nadir rastlanan seramik ve cam kaplarla defnedilmiştir. Mezarlardan bir tanesdnde son derece değerli bir esere rastladık. Bu da Antik Yunan şehri Bergama’dan getirilen çok kıymetli ve kabartmalarla süslü bir bardaktır. MS I.asırda yapılmıştır. Bulgaristan’da bu güne dek buna benzer tek bir bardak bulunmuştur, o da Varna yakınlarında. Dionysos’un başı ile süslenmiş ve bereket ve refah sahneleri de bardakta yer alıyor.
Foroğraflar: Veneta Pavlova ve arşiv
Çeviri: Şevkiye Çakır
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Bulgaristan Bilimler Akademisi(BAN) Ulusal Doğa Bilim Müzesi’nden paleontologlar, günümüz Trın şehri bölgesinde 80 milyon yıl önce hayvanlar dünyasının nasıl göründüğü sorusuna yanıt arıyor. Trın yakınlarında bu yıl yedincisi düzenlenen..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.