“Arabesk” balesinin jübile sezonu, balenin en üstün başarılarını tanıtan eşsiz etkinliklerle 2018 yılının yazına kadar devam edecektir. Koreografi sanatı alanında çağdaş bale söz konusu olduğunda “Arabesk” balesi akla geliyor. Varlığının 50 yıllarında “Arabesk” balesi dünya sınıfı balesi olarak adını duyurdu. Bu ekolde evrensel sanatçılar eğitiliyor. “Arabesk” balesinin sanat yöneticisi ve müdürü Boryana Seçanova, “Arabesk” balesinin konseptinde açık sahne fikri daha 20 yıl önce vardı” diye anlatıyor ve sözlerine devamla şunları söylüyor:
“Bu ay en sevdiğimiz koreograflar Asen Nakov ve Filip Milanov’un “Şehir gürültüsü – siyah kutu” prömiyeri vardı. Bu gösteri çerçevesinde baleden sanatçılarla ve öğrencilerle de çalışıyoruz. Kasım ayının sonunda “Margarita Arnaudova” yarışmasından ödül alan gösterileri tanıtacağız. “Margarita Arnaudova” yarışması, 1995 yılında Kalina Bogoeva tarafından kuruldu. Bu, balenin en önemli başarılarından biridir, çünkü kurallara göre koreograflar gösterisini Bulgar müziği üzerinde yaratmalıdır. Son yıllarda yarışma uluslararası hale geldi ve yabancı koreografların da Bulgar müziği üzerinde gösteriler yaptığından çok mutluyum.”
“Arabesk” balesi, Aralık ayını klasik eserlere adamıştır. En küçük seyirciler, “Kuğu Gölü”, “Külkedisi”, “Fındıkkıran” ve saire gibi sevilen baleleri görebilecektir. Ocak ayında ise Sofya’nın “Sredets” salonunda “Arabesk” balesinin gösterilerinin fotoğraflarını çektiği fotoğrafçıların sergisi açılacak. Sergide “Arabesk” Balesi ile 50 an” çalışma bağlığını taşıyan ve belenin tarihçesini anlatan bir kitap da tanıtılacaktır.
“Arabesk” balesi gibi bir bale, geçtiğimiz yılların meydan okumalarıyla nasıl başa çıkıyordu? sorusuna cevaben Boryana Seçanova şunları söylüyor: “Yaptıklarının senin için tasarlanmış olduğundan, tam sana göre olduğundan emin olmalısın. “Arabesk” balesi tam böyle bir baledir. Balemiz, yenilikler için tasarlanmıştır, her zaman birkaç adım ileride yürümüştür. Davet ettiğimiz yabancı koreograflar sayesinde dansçılarımız çağdaş tekniklerini geliştiriyorlar. “Arabesk” balesi, özel sahne ve dans gösterileri için bestelenmiş Bulgar müziği temelinde gösteriler yapmaktadır. Zorluklara rağmen heyecan, bilgi ve profesyonellikle vazifemizi yerine getirmeye devam ediyoruz. 2010 yılından bu yana “Stefan Makedonski” Devlet Müzik Tiyatrosu’na bağlı Devlet Müzik ve Bale Merkezi grubunun bir parçasıyız. Bu, bazen idari engeller yaratıyor, ancak öte yandan operet sayesinde balenin sahnesi var. Balemize sadece dansçılar ilgi göstermiyor. En ilginç sanatçılardan bazıları Mili Tiyatro ve Film Sanatı Akademisi’nin “Dans Tiyatrosu”ndan geliyor. Onlar çok iyi hazırlanmıştır ve çok akıllıdır.”
Bazı insanlar çağdaş baledeki özgürlüğün bu sanatı daha ulaşılır kıldığını düşünüyor. Bazıları ise klasik eserlerin masal dünyasını tercih ediyor.
Boryana Seçanova, şunları da paylaşıyor: “Dans ile ilgili sorun, her zaman ifade olarak soyutluğu ile ilgiliydi. Bu açıdan dans müziğe benziyor. Birçok kişi klasik müzikten kaçınıyor, çünkü onlara uzak geliyor. Dans, her zaman somut bir mesaj ile ilgili değildir. Dans hissedilmeli, dansın duygusal etkisi hissedilmeli. Dans, mutluluk reseptörlerini etkiliyor. Genellikle insan çok mutlu olduğunda dans ediyor. Bu sanatı tanımaktan korkan herkese “korkmayın” demek istiyorum, çünkü dans yoluyla duygularınızı gösterebilirsiniz ve paylaşabilirsiniz.”
Fotoğraflar: BGNES
Çeviri: Rayna İvanova
Varna’da düzenlenen 42. “Altın Gül” Bulgar Film Festivali’nde uzun metrajlı film dalında büyük ödülü, Petar Valchanov ve Kristina Grozeva ikilisinin yönettiği “Triumph” filmi kazandı . Film aynı zamanda iki yönetmenin Decho Taralezhkov..
20 Eylül saat 11 civarında, Prof. Dr. Lyudmil Vagalinski’nin ekibinden arkeologlar, Antik kent Heraclea Sintica’nın büyük kanalizasyon kanalında ikinci heykel keşfettiler . BGNES’in Archaeologia Bulgarica sitesine dayandırdığı..
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
On yıllardır Almanya’da yaşayan Emilia Juecker’in sözlerine göre “Bulgarlar dünyayı süslüyor”. Hamburg’ta 30 Kasım’da soydaşlarımızı bir araya getirecek..