Uzun zamandır Sofya’da bir tiyatro temsilinden çıkanları ağalarken görmemiştim. Fakat kendini “Deliorman’ın cocuğu” olarak nitelendiren Dobriçli yazar Dr. Hasan Efraimov’un yazdığı ve tiyatro oyuncusunun Krasimir Demirov’un sahnelediği tek kişilik oyunu “Canki v Manhatın”, (Manhattan’da deli erikler) oyunu herkesi ağlatmayı başardı. Ve ne ilginç, oyunun baş kahramanı sözüm ona “deli eriklerin çiçekleri” olmuştu. Manhatın’ın merkezinde yaşayan Bulgaristan göçmenlerin ortak rüyası, baba evinde yetişen deli eriklerin çiçekleri ve deli erik dallarının şiddetli rüzgar sırasında çıkardıkları sesler.
Yazar Hasan Efraimov, genç nesile gönderme yapmadan da geçememiş. Oyunun baş kahramanı, çocukların, babalarının deli erik rüyalarına, Bulgaristan’da kalan baba ocağı hatıralarına nasıl güldüklerini de kaleme almış...
“Canki v Manhatın”, (Manhattan’da deli erikler) oyununu sahneye koyan Krasimir Demirov “Bulgaristan’ı terkedip hayalerin peşinden gidip yurtdışına yerleşen Bulgaristanlıların mutlu olmasını isterim. Fakat, her an yıkılmakla yüz yüze gelen bir evin onları beklediğini, yoıllarını gözlediğini unutmamalıdırlar. Buraya gelip, bu toprağa bir fidan dikmeleri gerektiğini unutmasınlar, öyle ki ardından, onlar ve çocukları için Bulgaristan’dan bir hatırası olsun. Çok etkileyici bir eser, olağansütü bir yazar, diyebilirim. Bu oyun üzerinde çalışamalrıma başladığım zaman, oyunun ruhunu olduğu gibi aktarabilmem için, dua ediyordum.” dedi.
Tiyatro oyuncusu Krasimir Demirov’a “Bulgaristan Radyosunun arşivindeki kayıtların büyük bir bölümü hep gurbeti ele almış. Gurbetteki evlatları, eş ve dostu anlatmadığımz program, aramayan dinleyicimiz yok gibi. Bizde bir deyim vardır”Gurbetin yolu uzak” diye. Sizin temsiliniz de tam anlamıyla bizim türkü ve şarkı, gurbet konusunun devamı sayılır, değil mi” deyince bakın ne cevap verdi:
“Hepimizin içinde bir acı var. Gurbette eşi, dostu, evlatları, yakın akrabası olmayan Bulgaristan vatandaşı yoktur. Benim oğlum da çok uzaklarda. Geldiği zaman bana “Baba, birşeyler almak için sana para vereyim mi?” dediği zaman benim içim sızlıyor. Sızlıyor, çünkü çocuklarımızın yurtdışına göçetmesine neden olan ve bize baskı yapan bir ülkede yaşadığım için kendimi küçük düşmüş hissediyorum. Çünkü bırakın uçmaya, bu devlet yüzmeye bile izin vermiyor.”
Doğal olarak yetenekli tiyatro oyuncusuna bu soruyu da sormadan geçemedim:
Kaç yıl sonra deli eriğin çiçekleri unutulacak, acaba?
“Ah, bunu bilemem?Ben, Bulgaristan’dan dışarıya çıkmayan insanlardanım. Yurtdışında seyahat etmeyi severim, fakat en fazla 1 aylığına. Sonra tekrar buraya dönüyorum. Beni birşeyler geri çektiğinden dolayı değil de, burada olmak bana iyi geliyor, burasına ihyiyacım var. Tam şimdi Noel Yortusunun arifesindeyiz. Ben Noel’i, ailemle, milli kıyafetlerle kutlayacağım. Çünkü yurtdışından gelen çocuğuma ve aileme de geleneklerimizi, bizim var olmamızı, Bulgaristan’ın var olması için elinden geleni yapan atalarımızı hatırlatmak istiyorum. Aksi takdirde aile bağları çok çabuk kopuyor ve deli erik çiçeklerin kokusu çok çabuk unutulacak.”
Sofya temsiline saatler kala Dr. Hasan Efraimov şu satırları yazdı:
“Orada bir yerlerde, Deliorman’da küçük bir çocuğu hatırlıyorum. Küçük bir evde yaşıyordu. Daha doğrusu bir sayada. Hayvanlar, sarı çamurla sıvalı duvarın diğer tarafında bulunuyordu. Küçük çocuğun hayatta hiç bir şansı yokstu. Hayallarının bittiği yerde doğmuştu çünkü. Fakat geceleri herkes uyuduktan sonra o, yıldızların hayalleriyle yaşıyordu. Biliyordu ki, bir gün dünyayı az da olsa değişitrmeyi ve yaşamak için daha güzel bir yer haline getirmeyi başaracaktır...”
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....
“Bansko Film fest” ekibi 23. kez, 39 ülkeden 75 film gösterisi vasıtasıyla izleyicileri dünyanın en sıra dışı noktalarına götürecek. Festivalin müdürü Natali Petrova BTA’ya yaptığı açıklamada, hepsinin prömiyer, bir kısmı için Bansko’daki..
7 Şubat’ta prömiyer gösterimi olacak yeni Bulgar filmi “Terapi” ABD ve Avrupa’da bazı uluslararası festivallere katılmaya hak kazandı. BTA’nın..
Fransa, Sorbonne Üniversitesinden bilim adamları “Etara” etnografik köy ve açık hava müzesinin kültürel mirasını inceleyecek. Bulgaristan Ulusal..
Varna'daki Bulgar Ulusal Uyanış Müzesi, Popovo kasabasındaki Tarih Müzesi koleksiyonundan 15 otantik yöresel kıyafetlerinden oluşan bir koleksiyonu..