Sofya’da Bulgaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı takviminde Tuna bölgesine ilişkin ilk uzman görüşmesi düzenlendi. AB’nin 2011 yılında başlatılan ‘Tuna stratejisi’ 14 devleti ve 100 milyondan fazla kişiyi kapsamasına rağmen nispeten iyi bilinmemektedir.
Schwarzwald dağından Karadeniz’e uzanan Avrupa’nın ikinci en uzun nehri 2850 km boyunca Orta Avrupa ülkelerini Karadeniz bölgesine, Güney Kavkasya ve Orta Asya ülkelerine bağlamaktadır. AB’nin Tuna Stratejisi Tuna nehri boyunca toprakları, çalışmak, temiz doğa ve zengin kültürel yaşam şartları sunan çekici bir yer haline getirmek için bölgesel yaklaşıma güveniyor. Bu hedefe ulaşmak için atılması gereken adımlar ulaşım bağları iyileştirmek, çevrenin kirletilmesini azaltmak, sel tehlikelerini azaltmak, enerji tedarikçilerine bağımlılığı azaltmak, demografik sorunları çözmekten geçer. Örneğin Aşağı Tuna en az gelişmiş ekonomik bölgedir, ancak bio çeşitliliği en büyük ölçüde korunmuştur. Aynı zamanda Yukarı Tuna’da aşırı sanayileşmeden dolayı tür ve habitatların % 80'ni kaybolmuştur. Erhard Busek, Bulgar Ulusal Radyosuna verdiği demeçte, "Bu yüzden Tuna'nın bizim kaybettiğimiz şans olduğunu iddia ediyorum" dedi. Güney Avrupa İstikrar Paktı’nın uzun yıllardır şefi, Avusturya eski Başkan yardımcısı olan Dr. Busek günümüzde Tuna Bölgesi Viyana Enstitüsü’nün müdürü.
Dr. Busek "Tuna nehri kolları ile 14 devletin insanlarını birleştiren, bununla hem ekonomide hem de kültürde fırsatlar sunan bir nehir. Soğuk Savaş sırasında bu bağlantılar yapay olarak kesildi, ancak bağları yenilemek için zamanı iyi kullanmadık" diyor ve Tuna Stratejisinin az tanındığını vurgularken, AB tarafından ek finansman vermeden, direktif sunulmadan yeni kurumların da yer almadığını izah ediyor:
“Önemi olan da budur. İnsanlara hizmet edecek bir dizi projeler mevcut. Ben AB’yi bu hususta eleştiriyorum. İşte Bulgaristan’ı da ilgilendiren bir örnek: Vidin şehri çevresinde Kuzeybatı Bulgaristan ve Batı Romanya’da Krayova ve Doğu Sırbistan bölgesi aynı zor ve hüzünlü kaderi paylaşıyorlar. Bu bölgeler insansız kalmış. Ortak stratejiye gereksinim var. Şahsen ben komşu üç devletin hükümetlerini ortak eyleme ihtiyaç duyulduğu konusunda ikna etmeye çalıştım, maalesef başaramadım.”
Kuzeybatı Bulgaristan AB’nin en yoksul bölgesi. Aynı zamanda Tuna bölgesi Avrupa'daki en umut verici turistik destinasyonlar arasında, tüm dünyadan turistleri çekebilecek eşsiz doğal özelliklere sahip. Bulgaristan topraklarında dokuz UNESCO Dünya Mirası alanı var. Yıllardır, ortak turizm ürünlerinin ve kültürel koridorlarının yaratılmasından bahsediliyor. AB'nin bu fikirleri gerçekleştirmek yolunda ne gibi araçlar uygulanabilir?
Busek diyor ki:“Baskı uygulayabilir, projeler yönetebilir, sınır ötesi işbirliğini koordine edebilir. Ulaştırma altyapısı alanında ilerleme var. Önceki yıllara bakarak karayollarının durumu daha iyi. Ama bu hiç de yeterli değil. İş alanı için imkanlar yaratılmalı, yeni iş yerleri açılmalı. Yatırım çekmeli."
Bulgaristan’ın Başkanlığının odağında Batı Balkanlar var, Bunların bazıları Tuna ülkeleridir. Busek’e göre üyelik ekonomik ilişkilere öncelik veriyor.
Avrupa konusunda skeptisizme gelince Busek’in reçetesi çok basit: “Avrupalıların - ister AB üyesi olsun ya da olmasın - dünya nüfusunun sadece % 7'sini oluşturduğunu unutmamalıyız. Gelecekte% 4'e gerileme ihtimaliyle karşı karşıyayız ve bu küresel açıdan Avrupa'nın ortadan kaybolacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla Avrupalılar birleşmek zorundayız, bu ise sadece ortak çabalar yolunda olabilir. Bence, şu anda Avrupa geleceğini harcamaktadır’"
Tercüme: Müjgan Baharova
Üç yılda yedinci kez Bulgaristan vatandaşları milletvekili seçimini yaptıktan sonra, seçim neticeleri bazı kulis arkası oyunları da su yüzüne çıkardı. Kesin oy sayımında %4 olan barajı aşmak için %0.01 oyu yetmeyen “Veliçie” partisinin..
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..