Doğal olarak ilk sorumuz “Fotoğrafçılık merağı ne zaman ve nasıl doğdu?” oldu. Aldığımız cevap hayli ilginçti:
“Doğduğum köy Mogilets’te su yoktu, sabahın erken saatlerinde çeşmeye suya giderdik. Orada suya gittiğim zaman güneş doğardı ve daha o zaman, güneşin doğuduğu anı hep yakalamak ve başkalarıyla paylaşmak istedim. Aynı durum akşam üzere güneşin batımında tekrarlanıyordu. Güneşin o muhteşem batışına bayılırdım. Tek sözle fotoğrafçılık merağım bir güneşin doğuşu ile başladı” dedi.
Bu sözlerin ardında aslında bir şair ruhunun yattığını hemencecik hissetik ve sohbetimiz başladı. Köy hayatından gazetecilik bölümüne kadar, annesinin gazete okuma sevdasından Mustafa’nın müziği olan ilgisi ve fotoğraflarını müzik eşliğinde çekmesine kadar, herşeyi konuştuk. İlginç bir anısını da bizimle paylaştı genç fotoğrafçı: “İstanbul’un yüzleri” isimli ilk sergimi açtığım zaman annemi tlefonla ayaraka “Anneciğim, ilk sergimi açtım, çok mutluyum” dedim, annem de,“Güzel olmuş, oğlum ama sen eve gel, çünkü bakkaldan ekmek ve su alınacak” demesin mi?”
Bir sonraki sergisine “Şumen’in yüzleri” adını verse, ortaya ne gibi fotoğraflar çıkacak, şimdiki sergide en ilginç bulduğu fotoğrafı da sorduk. Bütün bunları aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz:
1994 yılında “Balkanton”un kapatılmasından sonra Bulgaristan ’ da gramofon plağı üretilmedi, ancak bu durum 2025 yılında değişecek . BTA’ya konuşan İliya Grigorov, ülkede ilk vinil fabrikasının açılacağını ve Balkanlar’daki türünün tek örneği..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’ye konuşan “More ot Lübov” (Aşk Denizi) programının sunucusu, “ Nataliya Simeonova ” Vakfı’nın, Bulgar rock müziğinin efsane ismi Kiril Mariçkov’un adını taşıyacak bir okuma evi tescili için belgeler sundu ğunu duyurdu...
Rodoplar’da Momçilgrad’ın Konçe köyü yakınlarında, yol kenarındaki çeşmeyi görenler, onu ormanın ortasında bir sanat galerisine benzetiyor. Yusein Yusuf’un babası 1885 yılında çeşmenin yapımına başladı, bir sene sonra vefat ettikten sonra ise inşaat..