Loveç, Kuzey Bulgaristan’ın iç kesiminde bulunan bir kasabadır. Nüfusu 30 000’in üzerinde olan kasaba, Loveç Belediyesi’nin ve Loveç bölgesinin idari ve ekonomik merkezidir. Loveç Belediyesi 35 yerleşim yerinden oluşmakta ve nüfusu da 50 000 civarındadır. Şehirdeki en yüksek nokta, deniz seviyesinden 450 metre yükseklikte güneydoğuda bulunan “Ak bayır” tepesidir.
Loveç, Bulgaristan'ın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Buradaki yaşam izleri antik döneme kadar uzanır. Kentin dağ ve ova arasındaki elverişli konumu ve Osım nehrinin varlığı, yaşamın çok eskilere dayanmasında önemli ve belirleyici rol oynamakta. Loveç’teki mağaralarda bulunan kalıntılar, Eski Taş Devri, Yeni Taş Devri, Tunç Çağı ve Demir Çağı'ndan insan varlığını kanıtlamaktadır. M. Ö. 4-3. yüzyılda burada Trakyalılar yaşamıştır. M. S. 1. yüzyılda Trakya topraklarının Romalılar tarafından fethedilmesinden sonra, Roma yol haritasında, bugünkü Loveç'te bulunan “Melta” adlı yol istasyonu işaretlenmiştir. Daha sonra Roma İmparatorluğu zamanında, burada “Presidium” adlı bir Roma yol istasyonu da inşa edilmiştir. Bir kısmı bugün dahi kentin çevresinde görülebilen Roma yolunun üzerinde yer almaktadır.
İstasyon sayesinde, Loveç şehri Roma ulaşım yollarında yer almıştır. “Hisarya” tepesinde yapılan kazılar, 6. yüzyılın başlarında Slavların buraya yerleştiğini göstermektedir.Loveç’in önemli tarihi yerlerinden biri Loveç ortaçağ kalesidir. Arkeologlara göre yapımı 9-10. yüzyıla dayanmaktadır. Birinci Bulgar Devleti zamanında kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonraki yıllarda “Hisarya” denilen tepede yer almaktadır. Burada 1187'de Asenevtsi orduları ve Bizans arasındaki belirleyici bir savaş olmuştur. 1187’de Bizans ordusu Loveç ortaçağ kalesini kuşatmaya alır. Bizanslı tarihçilere göre İmparator II. İsakios Angelos, 3 ay sonunda kuşatmayı kaldırır. Loveç kalesi ve dağlık alan Romalıların saldırısını durdurur. Ayrıca Müslümanlar da Kudüs’ü işgal etmiştir. İmzalanan barış anlaşması ile İkinci Bulgar Devleti tanınmıştır. Böylece Loveç kalesi devletin savunmasında önemli bir yer almıştır.
Eski zamanlarda Loveç’te ana zanaatlar arasında tabakçılık, demircilik, abacılık, kaftancılık yer alır. Loveçliler aynı zamanda bakkalcılık, fırıncılık, kahvecilik ve kürkçülük ile de uğraşırlar. Bu da çeşitli işlerle uğraştıklarını göstermektedir. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa pazarlarında ticaret yapmaktaydılar. Bu zenginlikten dolayı 17. yüzyılın sonlarında ve 18. yüzyılın başlarında şehre “Altın Loveç” denmekteydi. Bu yıllar Loveç’in gelişiminde altın yıllarıydı.Osım nehri vadisinde insanların yaşamı tarih öncesi zamanlara dayanmaktadır. İlk yerleşimciler “Devetaşka Mağarası” ve neolitik köylerde yaşamışlardır. Daha sonraki yıllarda bu bölgeye Trakyalılar, Romalılar, Slavlar ve Bulgarlar yerleşti. Loveç’in Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesi, nüfusun etnik bileşimini önemli ölçüde değiştirmiştir. Bulgarlar ve Türkler birlikte yaşamaya başlamışlardır. 17. yüzyılda Evliya Çelebi buradaki nüfusu 10 000 kişi olarak belirtmiştir. 1877’deki kurtuluştan sonra, Türk halkının da bölgeden çekilmesiyle nüfus iyice azalmıştır. Daha sonraki yıllarda ekonomik hayatın gelişmesinden dolayı nüfus giderek artmış ve bugünkü sayılara ulaşmıştır.
Günümüzde Loveç, Bulgaristan‘ın sanayi merkezlerinden biridir. Deri ve deri giyim ürünleri, yiyecek ve içecek endüstrisi, el aletleri, bisiklet, araba, demir döküm ve mobilya üretimi yapılmaktadır. Ayrıca geleneksel hububat, et, süt ve sebze üretimi gelişmektedir. 1943-1954 yıllarında burada yerli uçak üretimi yapılmaktaydı. Daha sonraki yıllarda ise motosiklet ve araba üretimi yapılmıştır.
Loveç’e 15 km’lik mesafede “Devetaşka Mağarası” bulunmakta. Bu mağara Bulgaristan’daki en büyük mağaralar arasındadır. Devetaşka Mağarası, Bulgaristan’ın yüz ulusal turistik noktasından biridir. Bölgesel Tarih Müzesi'nin yaptığı kazılarda, Bulgar topraklarında neolitik döneminin en ilginç kalıntılarından bazıları bulunmuştur. Binlerce yarasanın yaşam yeri olan, “Devetaşka Mağarası”, Avrupa’nın en önemli kış uykusu sığınaklarından biridir. 35 000’den fazla yarasa burada kış uykusuna yatmakta. Arkeolojik buluntular dışında mağara, yaşayan hayvanların çeşitliliği ile ünlüdür. Memeli hayvanların üreme mevsimi nedeniyle Haziran ve Temmuz aylarında mağara ziyaretçiler için tamamen kapalıdır. Mağarada, koruma altında olan 12 hayvan türü yaşamaktadır.
Loveç’in sembollerinden biri de “Kapalı köprü”dür. Yapılış tarihi itibarıyla ilk çarşılı köprü ünvanını taşıyan köprü, 1872-1874 yılları arasında mimar Kolyo Fiçeto tarafından yapılmıştır. İlk olarak ahşaptan yapılan mimari eser, 1925 yılında çıkan yangın sonucu tamamen yanmış ve 1931 yılında tekrar betonarme olarak inşâ edilmiştir. Fakat tarihi dokusunu belirginleştirmek üzere 1981 yılında tekrar ahşap olarak inşâ edilmiştir. Dünyada köprülü çarşı ünvanını taşıyan 3 tane köprü daha vardır.
2023 yılında 8 000 Bulgaristan vatandaşı ülkeye geri döndü, 12 000 kişi ise göç etti. “Horizont” programına konuşan NSİ Ulusal istatistik Enstitüsü “Nüfus ve Sosyal İstatistiği” şubesi müdürü Magdalena Kostova , ülkeyi temelli terk..
Yunanistan ve Arnavutluk arasındaki sınırının birkaç kilometre batısında ve Görice il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta Arnavutluk’un Bilisht şehri bulunuyor. Şehrin aydın zümresinden, Arnavutluk’taki Bulgar ulusal azınlığının temsilcisi..
Kırcali Günü farklı etkinlikler ve zengin programla anılıyor. Kırcali’nin geçmişi ve “Benim şehrim Kırcali” fotoğraf sergisi açık havada Belediye önündeki parkta teşhir ediliyor. Rodopların bu şehrinin bağımsızlığını kazanmasında önemli isim olan..