Başkentin merkezinde 1 Mart 2019 - 12 Ocak 2020 tarihleri arasında 10 aydan fazla bir süre içinde "Sanat Sarayı" adlı özgün bir sergi görülebilir. Ulusal Galeri'nin merkez binasında gerçek prens ve kraliyet sarayı olduğu zamana bir yolculuğa davet ediyorlar bizleri.
Üçüncü Bulgar Devleti'nin hükümdarlarının güzel sanatlara ilgi gösterdiği biliniyor. Özellikle 1908 yılına kadar bir prens olarak (1887-1918 arasında) hüküm süren Çar Ferdinand sanatlarla ilgilenir. Saray kültür ocağına dönüşür. Ayrıca çoğu kraliyet ailesinin konukları ya da onlar tarafından desteklenen ilginç Bulgar sanatçı nesilleri yetişir.
Sergi, 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, Çar Ferdinand zamanında saraydaki atmosferi yansıtmaktadır. O sırada yabancı sanat, Avrupalı sanat Bulgaristan'a hükümdarın kişisel koleksiyonundan resimlerle girer. Saraya bağlı ressamlar Avrupalı şaheserlerin kopyalarını çıkartmaya başlar. Zamanla özgün bir Bulgar resim ekolü gelişir. Ustaların bazıları (Çekler İvan Markviçka ve Yaroslav Veşin gibi) yabancıdır. Bu Avrupa kültüründe istisna değildir. Bizde de Orta Avrupa'dan deneyimli sanatçılara zamanla fırça ustası birçok Bulgar katılır.
Galeri Müdürü Yaroslava Bubnova anlattı:
“Ulusal Galeri’den büyük bir ekip aylarca iç tasarım, eser üzerinde çalıştı. Bu eserlerden çoğu siyasi sebeplerden dolayı onlarca yıl gösterilmemiş ve bundan dolayı restorasyon yapanlara çok iş düştü.”
Anton Mitov, Tseno Todorov, Nikola Petrov gibi o zamanın en büyük Bulgar sanatçıları yer aldı sergide. Çok az tanınan ilk profesyonel ressam kadın Elena Karamihaylova (1875-1961) da tanıtılıyor.
“Kırmızı Salon” olarak bilinen salon restore edildi ve Çarlık döneminde olduğu gibi orada bulunan resimlerle süslendi.
Bulgar sanatının devlet ve Çar tarafından teşvik edilmesini kanıtlayan bir dizi belge de sunulmaktadır. Örneğin Münih'te X. Uluslararası Sanat Sergisi ve Çar Ferdinand'ın Bulgaristan katılımının organizasyonuna katkısı hakkında bir mektup gösteriliyor.
Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle, Alman sanatçı Konrad Dielitz tarafından resmedilen ilk Bulgar Prensi Alexander Batenberg (1879-1886 )'in portresi ilk kez gösteriliyor.
Portre, bu yılın başlarında Viyana'da düzenlenen açık artırmada Bulgar devleti tarafından satın alındı. Portre 1878'de özgürlüğe kavuşan yeni bir Bulgaristan devleti için olduğu gibi sanatsal açıdan da büyük önem taşıyor.
Genç hükümdarın imajı iyimserlik yansıtmaktadır ve askeri üniforması sadece temsili bir nitelik değil, kısa süre sonra Kuzey ve Güney Bulgaristan’ın birleşmesine götürecek Sırp -Bulgar savaşında baş komutanın üniforması olarak da tabloda çok dikkat çekiyor.
Fotoğraflar: Ulusal Galeri ve Veneta Pavlova
NDK- Milli Kültür Sarayı’nın Bir No’lu salonunda özel törenle “CineLibri” Uluslararası Sinema ve Edebiyat Festivali’nin 10. jübile bölümü bugün açılacak. Bu sene festival “Sonsuz şiir” temasıyla gerçekleşecek. Forum, çağdaş İtalyan sinemasının dâhisi..
Her bir şehrin, kasabanın, köyün en renkli ve ilgi çekici yerlerinden biri pazarıdır. İster her gün, ister haftanın belirli gününde kurulsun, hususi ya da hususi olmayan mallar alınıp satılsın, pazarlar yüzyıllardır insanlık tarihine ve toplumumuzun..
“Nova” televizyonuna konuşan geçici hükümette Kültür Bakanı Nayden Todorov , Razgrad ve Smolyan’daki tiyatrolarda mali suistimallerin tespit edilmesinin ardından, “ Başka yerlerde de hükümet fonlarını hortumlamaya yönelik planlar olup olmadığını..
On yıllardır Almanya’da yaşayan Emilia Juecker’in sözlerine göre “Bulgarlar dünyayı süslüyor”. Hamburg’ta 30 Kasım’da soydaşlarımızı bir araya getirecek..