Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Siyasi partiler arasında Belediye Başkanlığı her zaman tartışmalı olmuştur

Belediye başkanı liderlik nitelikleri, yeterlilik ve idari yetkinlik taşımalı. Doç. Milena Stefanova, insanlarda güven uyandıran otoritelerin giderek azaldığını söylüyor

Photo: BGNES

Bulgaristan tarihinden, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yılları ve 1944 yılına kadarki dönem, sadece o zaman gerçekleşen olaylardan dolayı değil, ayrıca bu olayların neticesi olarak Bulgaristan’da meydana gelen değişimler bakımından da ilginçtir. Bunlar, bir kamu görevi adayının sahip olması gereken zorunlu nitelikler olan yetenekli siyasi liderlik, idari yetkinlik ve profesyonel yeterliliğe bağlıdır.

Kurtuluş’tan 1944 yılına kadar ülkemizdeki büyük şehirlerin belediye başkanları bazı dönemlerde halk tarafından seçilirken, bazı dönemlerde ise iktidar tarafından atanmıştır. Bu da kriterler ve kurallarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektiriyormuş.

Doç. Milena Stefanova’nın sözlerine göre, “belediye başkanlığı görevi siyasi partiler arasında her zaman “uyumsuzluk elması” olmuştur.”Buna rağmen, 1934 – 1944 döneminde 10 yıllık “vekaletlendirme rejimi” sırasında belediye başkanları Çar Kararnamesi ile atanıyormuş. Yerleşim yerlerinde bayındırlık işlerinin ve halkın refahı için çok emek sarf eden belediye başkanlarının sayısı hiç de az değil.

Buna bir örnek olarak, daha atanmadan önce kendisini bir profesyonel olarak kanıtlayan İvan İvanov’dur. Onun liderliğinde Rila su şebekesi tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Hatta  daha sonra İvan İvanov’un beceri ve bilgileri Komünist rejim döneminde de başkente su temin eden “İskır” barajının inşaatında da kullanılmıştır.

Doç. Stefanova’nın yardımı ve kamunun yerel yönetime olan ilgisi konusunda uzmanlığı ile kısmen günümüzde de güncel kalan 1944 yılına kadarki dönemin kampanyalarının bir analizini yapıyoruz.

Doç. Stefanova paylaşıyor:“Parti kavgaları, partizanlık, rakip adaylara karşı karartma bütün kampanyalarımıza eşlik etmiştir. Daha Kurtuluş’tan önce, Uyanış devrinde  yerel yöneticiler olarak Bulgar çorbacıları, ağaları birer muhtar prototipi olarak görülebilir, bunlar “çorbacı” partilerini oluşturuyorlarmış. Ardından bütün araçlar ile bir mücadele yürütülürmüş, hatta öldürmekten ve artık çalışan okulları yıkmaktan bile çekinmezlermiş. Bunun sebebi ise, rakip partilerin okulun hangi mahallede olacağı üzerinde tartışmalarıymış. Her zaman bu tür “sahtekar” uygulamalar yapılıyormuş. Günümüzde oy satın alma ve bu kısır döngü haline gelen uygulama ile başa çıkmak için başarısız girişimlere şahidiz.”

Doç. Milena Stefanova’nın Bulgar çorbacıları, düzenleri ve yaşadıkları dönem ile ilgili bir kitabı da var. Bununla ilgili Doç. Stefanova şunları paylaşıyor: “Burada “siyasi süreç” olarak adlandırabileceğimiz sürece eşlik eden unsurları araştırdım. Osmanlı’nın son yıllarında, resmi iktidar fethettiği bölgelerden temsilcileri iktidarına entegre etme yolları arıyormuş, çünkü böylesi daha kolay oluyormuş. Sultanı sadece “huzursuzluk, isyan” çıkmaması ve vergilerin hazineye toplanması ilgilendiriyormuş. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına denk gelen daha serbest rejim, halkın farklı merakları, hedefleri ve arzularının doğmasına, insanların bir kısmının zenginleşmesine ve birtakım yönetim hakları aramasına imkan sağlamıştır. Kurtuluş’tan sonra da devam eden ilişkiler ve çatışmalar da böyle meydana çıkmıştır.”

Bu bağlamda bunun ardından sık sık değişen hükümetler bizi şaşırtmamalı. Bugün olduğu gibi, o dönemde de “fikir mücadelesinin arkasında iktidar, güç ve kaynakların tahsisi” yer alıyormuş. Bütün bunlar Aleko Konstantinov’un felyetonları gibi bazı yerel edebiyat eserlerinde çok güzel anlatılmıştır. Bunlar günümüzde de aktüel olmaya devam ediyor.

Doç. Milena Stefanova paylaşıyor: “Aleko Konstantinov döneminde internet yokmuş, bilgiye erişim ise sınırlıymış. İnternetin bize daha fazla imkan ve sivil güç kattığını da göz önünde bulundurmalıyız. Farklı sahte haberlerden etkilenmeyi bırakmamızı çok istiyorum, ki bunlar o zaman bu terim ile değil, açık yalan olarak kabul ediliyormuş. Adı bir defa karartılan kişi tekrar aklanmak için çok çaba sarf etmesi gerekiyormuş. Ancak günümüzde insanlar az veya çok kime inanacakları konusunda “kafa karışıklığı” yaşıyorlar. İnsanlarda güven uyandıran otoritelerin sayısı giderek azalıyor ve bu da çağdaş toplumumuzun durumunu çok karmaşıklaştırıyor. Kurumlara karşı daha fazla güven olmasını çok istiyorum, ancak onlar bu şekilde değil, partilere bağımlı olarak çalışıyorlar” diye paylaşıyor Bulgaristan Radyosu için Doç. Milena Stefanova.

Çeviri: Özlem Tefikova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan’a uzanan demiryolu hattı Üsküp’te yeni yöneticiler tarafından istenmeyen bir proje oldu

Geçtiğimiz haftalarda Kuzey Makedonya’da Hristijan Mickoski’nin başında bulunduğu yeni hükümet sürpriz bir şekilde Bulgaristan’a demiryolu hattı inşat projesinin durdurulmasını talep etti. Makedonya tarafı gerekçe olarak  8 No’lu Avrupa Ulaşım..

Eklenme 06.08.2024 06:10

Balkanlar’da geçen hafta

Sırbistan düzensiz göçmen sayısında düşüş kaydetti ve mülteci merkezlerini kapatacak TANJUG’un haberine göre Sırbistan Mülteci ve Göç Komiseri Natasa Stanisavljevic, ülkede düzensiz göçmen sayısının yüzde 80 oranında azaldığını ve 7..

Eklenme 03.08.2024 05:05

Balkanlar’da geçen hafta

Recep Tayyip Erdoğan: Batı Trakya’daki Türk azınlığı Ankara’nın önceliğidir Batı Trakya'daki Türk azınlığının sorunları Türkiye'nin Yunanistan ile diyaloğunda öncelikli bir konudur. BTA'nın aktardığı habere göre Türkiye Cumhurbaşkanı Recep..

Eklenme 27.07.2024 06:10