Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Eski Zlatograd’da geleneksel Bulgar kültürü canlanıyor

7
Photo: Красимир Мартинов

Rodop dağının kıvrımları arasında bulunan Zlatograd şehri, Bulgaristan’da geleneksel kültürün muhafaza edildiği, hatta “tadıldığı” nadir yerlerden biridir.

Yunanistan’ın kumsalları ve plajları sınırın hemen diğer tarafında bulunurken, Sofya'ya 300 km. uzak. Zlatograd geçmişe romantik, hatta masalımsı bir dönüş sunuyor.

Şehrin eski dokusunu yaşarken, kaldırım sokaklardan yürümek, kum üzerinde pişirilen kahve içmek, Rodop mutfağının lezzetli yemeklerini tatmak, etnografya kompleksi içindeki atölyelerde zanaatçılar ve çıraklarının çalışmalarını görmek mümkün. Bıçakçı, çömlekçi, abacılar ve başka ustalar orada eski zanaatları canlandırıyor.

Bütün bunlar Zlatograd’ın günümüzde turistik cehresini oluşturuyor.

Etnografya tesisinde Nina Çolakova’nın dokumacı atölyesi ilgi topluyor. 10 000 yıl once icat edilen dokumacılık, Avrupa’da da tek giyim hazırlama şekli olmuştur. Kıtada ilk tekstil fabrikaları 18.- 19. yüzyılda ortaya çıktı.

Dokuma tezgahında becerilerini sergileyen Nina Çolakova, her misafirini dükkanında tebessümle karşılıyor ve isteyen herkese bu işin inceliklerini anlatıyor.

Nina Çolakova’nın asıl mesleği muhasebeci. Ancak tekstil teknisyeni olan eşiyle beraber, bu eski zanaatı çanlandırmayı ve gelen turistlere onu göstermeye karar verirler. 12 yıldan beri Nina çağdaş yöntemlerden uzak, tamamen doğal malzemelerle çalışan bir dokuma tezgahı açıyor.

"Atalarımızdan gelen bu geleneği olduğu gibi göstermek istiyoruz. Pamuk burada zor bulunduğu için, onlar genelde yün üzerinde çalışırmış. Bugün artık doğal ip ve yün bulmak zor oldu. Bizim dokumacı dükkanına malzemeler Sliven ve Kazanlık’tan geliyor. Bir süre önce burada zanaatlar okulu vardı, ancak o kapılarını artık kapattı ve gelenekleri devam ettirecek gençler yok. Evlerde artık dokuma tezgahları yok, yün hayvanları da bulunmuyor. Oysa eskiden keçi yününden bile dokumalar yapılırmış nem ve soğuktak koruduğu için onları yere seremiş veya çobanlara yağmurluk yapılırmış. Keçi kılından dokunmuş yağmurluk, çobanları dağda yağmurdan korurmuş.

Nina dokuma tezgahındaki marifetlerini sergilerken, gelen konukların satın alabileceği yastık, patik, mendil, şal, halı ve torbalar da dokuyor.

"Turistler bunları beğenerek alıyor. Son zamanlarda eski geleneklerin canlandığı dikkati çekiyor. Eskiye ilgide artış var. Bazıları böyle halk kostümleri giyerek, onlara ekleyecekleri objeler arıyor. Bazıları ise meyhane tarzı mekanlarda kullanıyor, dokumalarımızı minder olarak kullanıyor ve genelde hiç bir ürünümüz bir- iki haftadan çok rafta kalmıyor. Daha çok üretmeye imkanımız yok. Örneğin bir metre halı 3, 4 saatte dokunuluyor.

Fotoğraflar: Krasimir Martinov

Çeviri: Sevda Dükkancı




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Sofya’ya yakın Lozen köyünde Sofia Chilli Fest düzenleniyor

Sofya’nın yakınında Acı Biber Çiftliği ve ülkemizdeki ilk Acı Müzesi’nin kurucusu Alexander Kyurkchiev – Sando , acı biber tüketiminin kültür olduğuna inanıyor. Ard arda ikinci yıldır başkente bağlı Lozen köyünde “Çiftlikte Acı Noel” veya -..

Eklenme 07.12.2024 05:30
Foto: Balıkçılık ve Denizcilik Ziyaretçi Merkezi

Pomorie’nin eski balıkçı ağları ve tekneleri yerel müzede sergilenecek

Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Pomorie şehrinin limanında günümüzde genellikle yatlar demir atmış, eski ahşap balıkçı teknelerin yerini ise modern, güçlü motorlara sahip tekneler almış durumda. Pomorie halkının geleneksel geçim kaynağı..

Eklenme 06.12.2024 06:30

Kış turizminden 3 milyar leva gelir bekleniyor

Turizmde Bilgi Ortamı Analizleri ve Tahminleri Enstitüsü Müdürü Rumen Draganov , kış sezonunda turizmden elde edilen gelirlerin , esas olarak enflasyon ve artan turist arzı nedeniyle 2019’a göre yüzde 30, geçen yıla göre ise yüzde 15..

Eklenme 05.12.2024 10:54