17 Eylül tarihinde Bulgaristan Ortodoks Kilisesi Aya Sofya ve üç kızı- İnanç, Umut ve Sevgi'nin bayramını kutluyor. Roma İmperatoru Adriyanyus tarafından 126 yılında dini uğruna öldürülen bu anne ve üç kızı, Hristiyanlıktan vazgeçmeyerek, kendini fedai ettikleri için Azize ilan edildi.
Sofya, Kutsal Bilgelik anlamına geliyor. O yüzden kızları da Kutsal Ruh’un ana meyveleri olan İnanç, Umut ve Sevgi isimlerini taşıyor.
17 Eylül Sofya’nın Şehir Bayramı olarak kutlanıyor. Başkent Belediyesi'nin 25 Mart 1992 kararı ile bugün “Sofya Günü” olarak anılmaya başlandı. 2007’den beri devam eden gelenek üzere, Sofya Günü etkinlikleri Büyükşehir Belediyesinin özel oturumu düzenleniyor, Sofya’nın sanatı, kültürü ve manevi değerlerine katkıda bulunan aydın ve sanat adamlarına ödüller veriliyor.
Her yıl 17 Eylül’de “Aya Sofya” Bazilikasında bayram ayini yapılıyor.
Sofya’da ve İstanbul’da olduğu gibi, “Aya Sofya” Bazilikalarının Azize Sofya anısına kurulduğu yanılgısı mevcut. Bu sık, sık insanların hataya düştükleri bir olay. Oysa bu kiliseler Tanrı’nın Oğlunun bir adı olan Sofya’ya adanmıştı. Hazreti İsa’nın isimlerinden biri Sofya’dır.
O yüzden başkentin en eski tapınağı olan “Aya Sofya” Bazilikası kendi bayram günü olarak 25 Mart- Beşaret Gününde kutluyor.
Sofya adını taşıyan şehir ve şehrin simge yerleri ile ilgili daha fazlası için BURAYA tıklayın.
Derleyen: Gergana Mançeva
Çeviri: Sevda Dükkancı
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..
Her ne denli yaşarsa bir kişi, Âkıbet ölmektir onun işi... Böyle özetleyip sonuca bağlıyor şair insanın dünya hayatını. Ve insan, istese de istemese de bu hakikatle bir gün muhakkak yüzleşiyor. Bu büyük hakikatle yüzleşmeyi ve sonrasını şair Yayhya Kemal..