İslâm dini, insanın iç dünyasını imar ettiği gibi, içinde yaşadığı toplumun barış ve huzurunu da sağlamayı hedeflemektedir. Bu sebeple toplumun farklı katmanlarını ele almakta ve onlarla ilgili özel hükümler koymaktadır. Bilhassa toplumun zayıf halkaları denebilecek ve ilgiye muhtaç sınıflarının korunması için insanlığa hidayet rehberi olarak gönderilen Kur’ân ve âlemlere rahmet Hazreti Muhammed (s.a.s.) özel bir ilgi göstermişlerdir.
Hastalık, kaza, savaş gibi farklı sebeplerle meydana gelen ölümler sonucu yetim kalan çocuklar, İslâm’ın şefkatle üzerlerinde titrediği toplum fertleridir. Özellikle Hazreti Muhammed’in yetim olarak doğup büyümesi, onun bu konudaki duyarlılığını zirveye çıkarmıştır. Bu hususta Kur’ân ve Hazreti Muhammed’in sünneti önemli ilkeler ortaya koymuştur.
Bu doğrultuda birkaç yıldan beri Bulgaristan Başmüftülüğünün düzenlediği ve 2-8 Kasım 2020 tarihleri arasında da düzenlenecek olan Yetimler Haftası önemli bir sorumluluğu yerine getirmektedir.Zikredilen hafta esnasında yapılan çalışmalar sonucunda her yıl yetimlere olan ilgide artış yaşandığı görülmektedir. Aylık maddî yardım yapılan yetimlerin sayısı artmaktadır. Başmüftülüğün yetimlere yardım kampanyası kapsamında ilk zamanlarda parmakla sayılacak kadar az yetime yardım yapılırken son yardım edilen yetim sayısının 383’e ulaşmış olması Müslümanların sosyal sorumluluklarının bilincinde olduğunu açıkça göstermektedir.
İşte bu bağlamda, yetim kime denir? Yetimin hakları nelerdir? Yetime karşı sorumluluklarımız hangileridir? Yetimlere nasıl bir ilgi göstermeliyiz? konuları üzerine durulmaktadır.
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..