Allah insanları yarattıktan sonra farklı nimetlerle donatmıştır. Ancak zaman zaman bu nimetlerin yok olması, kısıtlanması gibi sınamalarla insanın olgunluğunu ölçeceğini de Kur’ân-ı Kerim’de bildirmiştir.
Allah, insanların; korku ve açlıkla, mallarından, canlarından ve ürettiklerinden eksiltmekle sınanacağını açıkça bildirmiştir. Bakara suresinin şu ayeti bunu açıkça göstermektedir: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” Bu ayet bağlamında ve diğer İslâmî ilkeler ekseninde bakıldığında insanlığın son bir yıldır düçar olduğu KOVİD illetine karşı Müslümanın tutumu ne olmalıdır? Bu salgından kazançlı çıkmak mümkün müdür? Bu musibetin önü nasıl alınır? KOVİD sebebiyle ölenlerin cenaze işlemleri nasıl yapılır? Başmüftülüğün bu konuda tutumu nedir? ve benzeri sorulara programımızda cevap arıyoruz.
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..
İslâm dini, her insanı belirli hak ve sorumluluklar taşıyan bir şahsiyet olarak kabul eder. Her şeyin sahibi olan ve Mâlikü’l-mülk ismini taşıyan bütün mülkün mutlak sahibi Cenâb-ı Allah, mahlûktın en şereflisi olarak yarattığı insana mülkü üzerinde..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu..