Bu ünlenmiş halk şarkıcımızın hayat ve meslek yazgısının Bulgar şarkı kültüründe kendisine özgü bir yeri var. Daha geçen yüzyılın 30’lu yıllarında sanatının yarattığı ilk yankılarda kendisine ‘halk şarkılarının gizemli sanatçısı’ nitelemesini kazandırdı. BNR’nin altın fonunda korunan müzik kayıtları şimdi bile sesinin güzel, yumuşak tınısı, şarkı içeriğine göre neşe, hüzün, muzipliği yansıtan o sade samimiyetiyle kazanıyor. Ünlü halk şarkıcı daha hayattayken şöyle diyordu: ‘Şarkı sayesinde şimdiye kadar diri kaldım. Acılarımı, neşemi hep şarkı aracılığıyla ifade ettim.’
Bulgaristan’ın Batı sınırına yakın Trın kasabasında 1895 yılında dünyaya gelen Gürga Pincurova küçüklüğünden ‘anamın hoş halk şarkılarını’ söylemeye başladı. Daha okul yıllarında hemşerileri müzik yeteneğinin farkına vararak onu yerel tören ve toplanmalara davet etmeye başladı. Opera sanatçısı Hristina Morfova ile fırsat sağlayan bir buluşması müzik geleceğini belirledi. Morfova’nın ısrarıyla Gürga 1917 yılında Sofya devlet müzik okulunu ilk ikmal edenlerden biri oldu. Ardından beş yıl yerine Prag Konservatuarını üç yılda bitirdi. Mükemmel diploması ve fevkalade müzik istidadı sayesinde Prag ve Avusturya’da konser davetiyeleri aldıysa da Gürga Bulgaristan’ın yolunu tuttu.
İlk önce yurdun içinde sunduğu konser programlarına opera aryalarının yanı sıra halk şarkıları da dahil ediyordu. 1926 –1927 yıllarında doğum yerinde ve civar köylerde müzik öğretmenliği yaptı.
Ses sanatçısının yaklaşık 30 yıl süren yaratıcı radyo çalışmaları çok semereliydi. 1935 yılında ilk başladığında Sofya Radyosu’nun (bugünkü BNR) çocuk saatine afacanlara hitabeden şarkılarla katılıyordu, 1938 yılından itibaren ise orada düzenli çalışmalar yürütmeye başladı. Radyo kayıtlarında ilk önce opera aryaları yer alırken bunları Trın bölgesinden halk şarkıları izledi. Başta piyano eşliğinde söylediği bu eserleri ardından ‘Trakya Üçlüsü’ çalgı topluluğuyla icra ediyordu.
Ses sanatçısı Ulusal radyonun müzik fonuna doğduğu Trın bölgesinden 80 kadar halk müzik örneğinden başka Bulgaristan’ın Uyanış çağı ve Botev şarkıları da kazandırdı. Dinleyicilerle müzik uzmanları radyo çalışmalarına yüksek değer veriyorlardı.
Gürga Pincurova’nın tanınmışlığı büyüktü. O zamanki müzik icracılarından farklı olarak O akademik vokal tekniğini kullanarak söylüyordu.Ama bunun yanı sıra eski müzik icra geleneğine de bağlı kaldı. ’Оmile mi, yagodo’, ‘Моre çiça reçe da me jeni’, ‘Gugutka guka v usoe’ halk şarkıları gibi örnekleri şimdiye kadar müzik ders kitaplarında ve bazı genç ses sanatçılarının repertuarında yer alıyor.
Gürga Pincurova’nın şerefine 1994 – 1995 yıllarında Trın kasabası ‘Gürga Pincurova’nın şarkılarıyla’ adlı ses yarışmasına evsahipliği yaptı, yerli okuma merkezi ise ismini taşıyor.
Çeviri: Neli Dimitrova
Dimitar&Hristo ikilisinin müzik tarzını kökleri Bulgar folklorundan gelen akustik pop olarak tanımlamak mümkün. “Neslomen” (Kırılmayan) adlı yepyeni albümünü tanıtmaya sabırsızlanan Dimitar Atanasov ve Hristo Mladenov, 27 Kasım günü..
Birleşmiş Milletler Teşkilatının inisyatifi ile 1999 yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi. Bu günde hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, gerçek boyutları ve asıl niteliği sık sık gizli..
De Là Trâp – bu renkli lakap, son bir yılda ülkedeki hip hop kültürü severlerinin de dikkatini çekti. Rap sanatçısının 100 KILA ile birlikte yaptığı “333” projesi, sadece iki ayda video paylaşım ağlarından birinde 1 milyon kez izlendi. Sahnede De..
Virginia Sabeva- GINI’nin hayatı müzik. Küçükken koroda şarkı söyledi, daha sonra müzik okulunda okudu, “X Factor” müzik yarışmasına katıldı ve..