Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Bulgaristan’daki seçim sürecinin tarihsel özellikleri

Bulgarlar dünden beri sandık başına gitmiyor – 3. bölüm

Ülkede partisiz rejim varken parlamentolar nasıl seçilirdi, Bulgaristan’daki iktidarlar her zaman seçimleri kazanmaya mahkûm müydü?

Halk Meclisi binası 1886.
Photo: arşiv

Kurtuluş sonrası Bulgaristan’da seçim sisteminin evriminde, seçim büroları ile çoğunlukçu seçimin ilk önceki öz örgütlenmesinden orantılı sisteme, ilk basılı oy pusulalarına ve vekil adaylarının mahkeme tarafından kaydedilmesine geçişe kadar gelindi.  1937 yılından sonra ülkemizde formal siyasi parti olmayışı koşullarında bile parlamento seçimleri düzenlenir ve bu Anayasa’nın bir ihlali idi.

„ Böyle seçimlerle güdülen amaç partilerin bir temsilciliğinin bulundurulmasının ötesinde  III. Çar Boris rejimini yasallaştırmaktı’ diyor Sofya Üniversitesi’nden tarihçi Dr. Svetoslav Jivkov ve şöyle devam ediyor: ‘1934 – 1938 yıllarında Bulgaristan’da Halk Meclisi yoktu. Bu bağlamda Bulgar toplumunda Anayasa ile sivil hakların yeniden düzenlenmesine ilişkin eğilim ve davranışlar baş gösterdi. O dönemde Portekiz, Yugoslavya, Romanya ve Yunanistan gibi diğer otokrasi rejimlerinde de benzer seçimler düzenlenirdi. Öte yandan ülkemizdeki rejim bu kadar acımasız değildi. Partiler formal olarak kapatılmış olsa da siyasi gruplar halinde varlığını sürdürüyordu. Önemlisi şu ki, 1938 yılında halk vekillerinden her biri bağımsız olduğuna dair bir beyanname imzalamalıydı. Böylesi beyannameler dolduran bütün muhaliflerin önemli bir kısmı da vekilliğe seçiliyordu. Örneğin 1938 yılında parlamentoya seçilen 160 halkvekilinden 63’ü muhalifti ve bu bayağı iyi bir sayı idi.”

Seçimlerin her zaman iktidar partisi tarafından kazanıldığı öne sürülüyor. Bulgaristan’daki yönetici partilerden kaçı seçimleri kaybetti? 

Svetoslav Jivkov

"XIX. yüzyılda Bulgaristan  Güney Avrupa’da iktidardakilerin seçimleri kaybettikleri ilk ülkelerden biri oldu ve bu bize gurur veriyor. İktidarda olanların seçimleri kazanma olgusu yalnız Bulgaristan’da değil, bütün Güney Avrupa’da baş gösteriyordu. 1879-80  yıllarında Bulgaristan’daki muhaliflerin başarısı daha fazla partilerin gerçek parti değil, formal olmayan gruplar oluşturduklarından  kaynaklanıyordu. Buna etkisi olan faktörlerden biri düşük siyasi kültürün hakim olmasıydı. Partilerin kendisi belirgin ideolojik görünüme sahip olmaması ise bunları kırsal nüfus arasında sağlam bünye sahibi olmaktan mahrum ediyordu. Partilerin genellikle şehirlerde faaliyet yürütmesi idareyi elinde tutup seçimleri örgütleyen partiye otomatikman öncelik sağlıyordu. ‘Halk bloku’ adlı bir muhalif koalisyonun iktidardakilerin yanı sıra kendi kendini ve dünyayı şaşkına döndürdüğü 1931 yılı bundan bir istisnaydı. Koalisyon seçimleri kazanınca iktidardakileri yenilgiye uğratmanın ötesinde mutlak çoğunluk da elde etti.”

Bulgaristan’ın yeniden demokrasi yoluna koyulduğu 1990 yılında ülkede Sovyet modeli empoze edildiğinde yokedilen eski partilerden bazı siyaset adamlarının belirmesi kamuoyu için beklenmedik bir gelişmeydi. Onlar demokratik geleneklerin devralmışlığını ne derecede başardılar?

36. Halk Meclisi, 1991.

"Ne yazık ki, onların hepsi artık merhum. XX. yüzyılın 90’lı yıllarının sonunda onlar, bundan sonraki siyasetçilerin sahip olmadıkları komünizm öncesi Bulgaristan siyasilerine özgü o itibara, tesire sahipti. Kuşkusuz, onlar seçimlerin nasıl yapıldığını, çoğunluk ve orantılı seçim sistemlerinin ne anlama geldiğini iyi biliyordu. En azından, rejimin 1946 yılındaki tesisinden önce düzenlenen son ‘ rekabetçi’ seçimlere katılmışlardı. Aynı şey Macaristan’da da, eski Doğu Bloku’nun diğer ülkelerinde de  yaşandı. Komünist rejimin devrildiği ve yeni çok partili sistemin  getirildiği sırada Demokrat Partisi, Sosyaldemokrat Partisi, BZNS- Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği gibi bazı eski siyasi güçler yenilendi.  Öte yandan, komünizm öncesi dönemle ilişkili olmayan yeni siyasi oluşumlar da belirdi. 90’lı yılların başındaki eski Bulgar siyasetçilerinin bir bölümü XX. yüzyılın ortasından gündemi getirdikleri için yeni oluşumlar daha yaşlı eylemcileri arkaya ittiler. 1990 yılları beraberinde bambaşka bir  zamanı getirdi”, diyor sözlerinin sonunda tarihçi Dr. Svetoslav Jivkov.

Foto: arşiv ve bntnews.bg

Çeviri: Neli Dimitrova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Hırstiyan ailesi Tanrı ile bağı güçlendirir

Meryem Ana'nın Tapınağa Giriş Yortusu (Vıvedeniye Bogorodiçno),Ortodoks dünyasının en eski ve saygın bayramlarından biridir. Patrik Tarasius döneminde 8. yüzyılda  Konstantinopolis’te kutlanmaya başlanmıştır. Batı Avrupa’da ancak altı asır  sonra, Papa..

Eklenme 21.11.2024 05:35

Cuma öğleden sonra

Kelime anlamı itibarıyla güven içinde olup korkusuzluğu ve doğruluğuna inandığı şeyi tasdik etmeyi ifade eden bir sözdür iman. İslâmî bir kavram olarak da Allah’a ve peygamberleri vasıtasıyla insanlığa gönderdiklerine inanmak demektir. Bir şeye..

Eklenme 15.11.2024 14:05

Cuma öğleden sonra

Vedat Ahmet bu hafta "Cuma öğleden sonra" programında "Yetimlere Destek Haftasını"   tanıttı, yetimlere verilecek yardımın, yetim çocukların eğitimine desteğin ve İslamiyette muhtaç olana uzatılan yardım elinin önemini dinleyicilere aktardı. Toplumun..

Güncelleme 08.11.2024 18:11