Arapçadaki seçme kabiliyetine veya irade gücüne sahip kişi anlamına gelen ihtiyar kelimesi Türkçeye girmiştir. Dilimizde yaşlı, koca, kocamış anlamlarında kullanılmaktadır. Genellelikle ihtiyarlık; tecrübe, hâfıza ve hikmet gibi değerli özellikleri beraberinde getirmektedir. Güngörmüş insanın düşünceleri, tutumları ayrı bir ağırlık taşımaktadır. Şairden ilhamla söyleyecek olursak, dinlenecek hikâyesi olan çınarlardır ihtiyarlar. Tabiî, her hikâye bir yaşanmışlığı ifade etse de her zaman fayda taşımayabilir. Bunun faydalı hâle etirecek olan dinleyenin kabiliyetidir.
Modern hayat, bizlere birçok imkânlar sunduğu gibi, elimizdeki birçok değeri de almış bulunmaktadır. Modernite sayesinde kaybettiklerimizden biri de şüphesiz nesiller arası sağlıklı iletişimdir. Aslında farklı nesiller birbirini tamamlayan unsurlardır. Fakat yapboz içerisindeki bazı parçaları gereksiz görerek bir tarafa atarsak, bir yerden sonra arzu ettiğimiz tabloyu görmekten mahrum kalırız, hatta bir yerden sonra elimizde kalan parçalar hiçbir işe yaramaz vaziyete de gelebilir. İhtiyarlar konusu da böyledir.
Müslüman anlayışına göre, evlerin bereketi, bir anlamda yeni yapıları yıldırımlardan koruyacak paratonerler olan ihtiyarlar, artık evlerimizde değil. Modern iktisadî hayatın dayattığı, ama bizim de hoşumuza giden, hatta birçok defa dayatma ihtiyacı da duymadan evimiz bereketi olan ihtiyarlardan kopuyoruz. Onları yalnızlığa terk ederek aslında kendimizi de yalnızlığa terk etmiş olduğumuzun farkına varamıyoruz. Çünkü sorumlu davranmak bazen katlanmayı, sabrı gerektirmektedir. “Özgür” olduğuna inanan modern insanın en hoşuna gitmeyen şeylerden biri ise sabretmektir. Oysa, “men sabera zafera”, sabreden kazanacak...
İhtiyarlar konusunda da sabredip yaşlıların kıymetini bilenler Allah’ın bereketinden nasiplenecek, aksi takdirde hep zamanın, paranın yetersizliğinden, daha doğrusu ise bereketsizliğinden yakınıp duracağız.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesizniz.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Bir zamanlar sıra dışı bir semt vardı. Şehirdeki yaşamı birbirine bağlayan Dvoretsa( Kraliyet Sarayı) ve tren istasyonu arasındaki ana yolda bulunduğu için Eski Sofya buradan başlıyordu. Bu alanda insanlar yalnızca buluşup sohbet etmekle kalmadı, aynı..