BNR Türkçe yayınlar Ekibinin “Radyoyu neden dinliyorum” başlıklı köşesine ülke içi ve dışında yüzlerce mektup, mesaj, mail ve telefon aldık. Her biri farklı, her biri radyonun değerine değer katan ve ekibi daha iyi çalışmaya teşvik eden nitelikte. Radyonun tarihçesine ışık tutan, önemini kanıtlayan, insanların hayatında aldığı rolü, bir rehber misali üstlendiği görevleri ve kurduğu köprüleri anlattı dinleyicilerimiz.
72 yaşındaki Hamza Karaca: “Yemek saatlerimizi sizin yayınlarınızın saatlerine ayarlıyoruz” diye yazdı.
Naim Selimoğlu ise, radyonun önemine şöyle vurgu yaptı: “Radyo okunmamış bir kitap gibidir, Her kitabı okuduğunda insan hep bir şeyler öğrenir- radyoyu da her gün dinlediğimiz hep yeni yeni faydalı bilgiler öğreniriz”.
Yolculuk yapmayan bir kişi de olsan “Sadece dinleyerek ne resimler canlanır gözümüzde” diye efkarlanıyor Kırcali’den Kadriye Koç ve “Radyodan bizler farklı köylerin toprak kokusunu alır, bahçedeki mahsüllerine seviniriz” diyor.
Hitrino’nun Baykovo köyünden Sacide Mehmedova “Anadilimi unutmayayım diye, dilimi, dinimizi unutmayalım diye radyomuzu dinliyorum” cevabını verdi.
İsperih, Lıvino’dan Muazzez Ali (Muazzez Teyze) “Siz benim yaralarıma merhem, dertlerime derman oluyorsunuz!” diye yazdı.
Onların bir kısmını buradan da sizinle paylaşacağız, ancak “Acısıyla tatlısıyla mektuplarınız” ve “Sizden bize bizden size” programında her birine yer vereceğiz.
İşte bazıları:
Hamza Karaca
Yablanovo köyü, Kotel Belediyesi
“Ben 72 yaşındayım ve radyonun olmadığı zamanlarda da yaşadım. Radyonun hayatımıza girmesi bize dünyamızı tanımak için bir kapı açtı.
İlk radyonun köyümüze getirilmesi ilginç bir hadise oldu.Bir küçük kutu, arkasında kendinden iki katı büyük ve çok ağır bir pili,bataryası vardı. Hem konuşuyor, hem şarkı söylüyordu. Akıllara sığacak bir şey değildi!Herkes hayretle bakıyordu.
Bizdede olsa diye çok heveslendik, rahmetli babam hevesimizi anlamış olacak ki, günün birinde alıp getirdi.Çok sevinmiştik.Ablamla hep önünde duruyor,onu dinliyordum.Bu durumdan annem rahatsız olmuş olmuştu, bütün işler ona kalmıştı, biz radyodan ayrılmaz olmuştuk. Bir akşam üstü almış süpürgeyi geldi ve bize:"Çobandan hayvanlar geliyor siz radyo karşısından kalkmıyorsunuz!"diye bizi bir kovaladı,ben pençereden,ablam kapıdan fırladık dışarı- işte böyle radyo hastası olmuştuk.
Komşumuz İsmail Hocaoğlu köye ilk radyo gramofon cıhazını almıştı,markası "Latviya" idi.O cıhazı görmeye ve dinlemeye,haftalarca köydeşlerimiz onlara geliyordu. İçerisi insanlarla dolunca,kapı pencere açık dışardan dinleyenler vardı.
Radyo değerini kaybetmedi,hele bizim neslimizin hayatının önemli bir parçası,onu duymayınca eksiklik hissediyoruz, yemek saatlerimizi sizin yayınlarımızı saatlarına ayarlıyoruz ve sizlerle günümüze başlıyor sizlerle bitiriyoruz iyi ki varsınız,sizleri çok seviyoruz!
Naim Selimoğlu
Ayrovo köyü, Kırcali
”Ben radyoyu çoçukluktan beri hep dinledim şimdeye kadar. 1985 1992 senesi dindirildiği yıllar hariç radyo hep can dostum oldu.Radyo benim ayağımdır- gider, kulağımdır- dinler, gözümdür- görür!Radyo benim haber kaynğımdır yurt içi yurt dışı olsun, folklor gruplarının festifallarını izler anlatır biz- dinleyçilerine. Mesela Stambolovo, Ardino, Momçilgrad, Kırcali, Dulovo, Ruyno folklor festifallarını anlatır bize. Tüm şarkıcıları, türkücüleri, toplulukları bizlere tanıtır. Yörelerimizi, Rodopları, Trakya’yı, Deliormanı, Tuna boyunu, Karadeniz’i tanıtır… Radyo okunmamış bir kitap gibidir, Her kitabı okuduğunda insan hep bir şeyler öğrenir- radyoyu da her gün dinlediğimiz hep yeni yeni faydalı bilgiler öğreniriz. Radyo benim hayatımın bir parçasıdır yayın saatlerini sabırsızlıkla bekler ve can kulağı ile dinlerim”.
Kadriye Koç
Kırcali
“Bizler köylerde doğmuş büyümüş ,fazla bir eğitim görmeden,iş hayatında yoğrulmuş insanlarız.Sizinle büyüdüm ve sizinle yaşlandım. İnşallah benden sonra gelen torunlarımda sizleri dinlemeye devam eder. Biz onları alıştırmalıyız. Umarım dinleyicelerde bu yönden çaba sarfettiklerinde, geçmiş ve gelecek arasında bu köprüde emniyetle yürümeye devam ederiz.
Bulgaristanda ve dünyada olup bitenleri bizim anlayacağımız uslüpte aktarmanızı çok takdir ederiz. Yağan yağmura, düşen çiğe, döşeyen kara, doğan bebeklere,olgunlaşan büyüklerimize bizleri hep şahit tutarsınız.
Radyodan bizler farklı köylerin toprak kokusunu alır, bahçedeki mahsüllerine seviniriz.Beraber ağlar ve beraber güleriz. Bir aile misali, birbirimizin derdiyle dertlenmeyi sizin vesilenizle başardık. Bilgi ve sabırla bizleri hep kapıda karşılayıp ağırladınız. Bulgaristan’ın Kuzey ve Güney bölgelerinde ses ve söz sanatçılarımızın sanatı ile onur duyduk her dinlediğimizde..
Farklıdır Radyo...Sadece dinleyerek ne resimler canlanır gözümüzde. Kah yolda kah dağda kah evde kah misafirlikteyken radyomuzu açtık mı. Tamam burası benim yerim dediğimiz”.
Sacide Mehmedova
Baykovo köyü, Hitrino Belediyesi
“Anadilimi unutmayayım diye, dilimi, dinimizi unutmayalım diye radyomuzu dinliyorum. Vedat hoca her hafta dinimizi anlatıyor. Bundan 50 veya daha fazla yıl önce Türkçe yasaklandığı dönemlerde bile, radyomuz türkçe program yapıyordu, 1985’te oda sustu, beş yıl sonra Allah’ın izninle yeniden yine radyomuza kavuştuk”.
Muazzez Ali
Lıvino, İsperih Belediyesi
“Ben 83 yaşındaki Muazzez teyzeniz. Beni radyoyu dinlemeye teşvik eden tatlı dilli, hoşgörülü sunucular sizlersiniz! Benim için paha biçilmez kişilersiniz! Radyoyu gençliğimden beri dinliyorum, benim için değeri sonsuz. Her türlü haberleri, bilgileri ve hayatın her alanından olayları içeren bir kaynaktır. Dertlerimizi, kederimizi unutuyorum radyoyu dinlerken, o benim yaralarıma merhem, dertlerime derman oluyor!”
Derleyen: Sevda Dükkancı
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel. Dobruca ovasının Tervel şehrinden olan Dilek, "Yordan Yovkov" okulunda 11. sınıf öğrencisi...
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...