Şu anda her ailede, farklı şekillerde savaş konusu mutlaka konuşulmakta. Dikkat edilmesi gereken, önemli nokta çocukların ruhsal dengelerini bozmadan savaşın en doğru şekilde açıklamasını yapmaktır.
BNR’ye konuşan saygın psikolog, Veliko Tırnovo Üniversitesine bağlı Pedagoji Kolejinde öğretim görevlisi ve çocuk psikolojisi alanında geniş deneyime sahip Doç. Aneliya Rangelova şunları söyledi:
„20. yüzyıldaki savaşlarla ilgili bildiklerimizi, aklımızda canlandırdıklarımızı, korkularımızı, artık geçmişte kaldı düşüncesiyle bilinçaltımızdaki kutulara gizledik, ancak şimdi bu korkular gün yüzüne çıktı ve daha da dramatik bir hal aldı. Çocuklar için bu olayları katlanabilir kılmak için kendi korkularımızla baş etmek zorundayız ve korkuyla yoğrulmuş kısır döngüden kurtulmamız gerek“ dedi uzman.
Doç. Rangelova’ya göre son zamanlarda bolca biriken olumsuz duygular üzerinde çalışmamız gerek ve doğru olan bunu zaman kaybetmeden, şimdi yapmak. Böyle ağır durumlarda hayatı daha iyi anlar yaşamak ümidi ile erteleyemeyeceğimizi kendimize hatırlatmamız gerek. Eskiden bunu deneyimlemiştik ve ertelenen o anların çok uzak gelecekte kaldıklarını gördük.
Böyle durumlarda verdiğimiz ilk tepki ne oluyor?
“Kendimizi koruma içgüdümüz, bizi vücut için yakıt almaya itti. Ay çiçek yağı, araçlar için yakıt olayları bir şekilde iç dünyamızı yansıttı, ancak bizim şu anda acilen başka bir yakıta ihtiyacımız var ve onu temin etmemiz daha zor. Bahsettiğim şey, duygusal yakıt” dedi psikolog.
Bu konuda ne yapmamız gerektiğini sorduk uzmana ve aldığımız cevap şöyle:
“Zamanımızı etkinliklerle doldurmamız gerek. Yapabildiğimiz her şeyi yapmalıyız ve bunu diğer zamanlara kıyas daha iyi yapmamız gerek, çünkü çabalarımızın sonuçlarından bize enerji yüklenecek. Böylece çok iyi bir pozitif ve duygusal enerji kaynağımız oluşmuş olacak. Mesela kitaplar, müzik, film, yürüyüş, insanlarla iletişim kurup, konuşmak gibi birçok şeyle zamanımızı doldurabiliriz. İçinde yaşadığımız izolasyon sona erdi ve iletişim kurma ihtiyacı duyduğumuz insanlarla yeniden irtibata geçebiliriz. Başka insanların da bizim gibi hissettiğini anlayarak, korku hissetme hakkımızın olduğunu kabul ederek, korkularımızı yenmeye çalışalım” dedi Doç. Rangelova.
Çocukların iç dünyalarında yaşadıkları olumsuz duygular hakkında, yetişkinler olarak yardımcı olmak adına neler yapabiliriz?
“Hepimiz dizi yaralanan bir çocuğun yarasını nasıl sarmamız gerektiğini biliriz, ancak ruhu yaralı bir çocuğa bazen nasıl yardım edeceğimizi, ruhunu nasıl sarmamız gerektiğini bilmiyoruz ve kendimizi çaresiz hissediyoruz” dedi çocuk psikolojisi alanında zengin deneyime sahip uzman.
Çocuklarla savaş hakkında ne zaman ve nasıl konuşmamız gerektiği sorusunu yönelttiğimiz Doç. Rangelova’ya göre, çocukların davranışlarında endişe uyandıran bulgular gözlemlediğimizde ve çocuklar soru sorduklarında onlarla konuşulması gerek. Uzman devamında şunları söyledi:
„Çocukların davranışlarında nelerin değiştiğini gözlemlememiz gerek, çünkü onlar çevrelerindeki yetişkinlerin duygusal durumlarını, endişelerini çok hassas bir şekilde algılayabiliyorlar. Таm bu noktada ortaya çıkan soru, çocuklar bu kaygıyla nasıl baş edebilir? Çocuklar soru sorduklarında biz ve anlattıklarımız devreye giriyor “, dedi Doç. Aneliya Rangelova.
Uzmana göre çocukların yaşına uygun yöntem seçilerek konuşulmalı. Çocuklara hangi bilgilerin ulaştığı son derece önemli, çünkü çoğu zaman bu bilgiler bize nazaran çocuklar için çok daha travmatik olabiliyor. Yetişkinlerin bu bilgilerle başa çıkma yöntemleri var, ancak çocukların yok. Savaş küçümsenmemeli ve bu korkunç durumdan bahsederken soğukkanlılığımızı koruyarak, çocukların korkularını beslememek için elimizden geldiğince, hatta her zamankinden daha fazla sakin olmamız gerek.
Doç. Rangelova’ya göre çocuklarla konuşma, kendilerini rahat hissettikleri bir ortamda ve oyun veya farklı aktivitelerle oynarken gerçekleştirilmelidir. Onlara korkunun normal bir şey olduğunu, hepimizin korktuğunu anlatmamız gerek. Yardımcı olmaya çalışırken, korkulacak bir şey olmadığını söylemek yanlış olur, çünkü bu tarzda söylemler çocuklarda şüphe ve güvensizlik uyandırır. Neden mi? Çünkü çocukların akıllarında oluşan soru, eğer bu kadar korkutucu değilse, yetişkinler neden bu kadar korkuyor?
Psikolog, çocukların bizim tahmin ettiğimizden daha çok şeyi algılama becerilerinin küçümsenmemesi gerektiğine vurgu yaptı ve devamında şunları söyledi:
“Evde bu konuşmalar çocukların bulunduğu ortamlarda gerçekleşiyor ve düşündüğümüzden daha fazla anlama yetenekleri olduğunun farkında bile değiliz. Yetişkinler, çocuklara güvende olduklarını anlatmak zorunda. Aynı zamanda çocukların ruhsal dengelerini korumak adına travmatik bilgileri görme ve duymalarına izin vermemek son derece önemlidir. Yetişkinler de, aynı şekilde bu çılgınca bilgi arayışını sınırlandırmalıdır” dedi Doç. Rangelova.
Uzman, yetişkinlerin çocuklara dünyada olan iyi olaylardan da bahsetmesi gerektiğini şu sözleri ile vurguladı:
"Sadece savaşı değil, aynı zamanda var olmaya devam eden iyiliği de anlatmamız gerek. Bu iyilik, savaştan kaçanlara yardım etmek veya herhangi başka bir iyilik olabilir, ama mutlaka çocuklara anlattığımız, paylaştığımız şeylerin içinde yer almalıdır", dedi Doç. Aneliya Rangelova.
Kaynak: BNR-Horizont programı, Latinka Svetozarova’nın röportajı
Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz
Foto: unian.info
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..