Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Ohri Başpiskoposluğu Ortodoksluk için münakaşa konusu halini alacak mı?

Üsküp"te "Aziz Kliment Ohridski" Kilisesi - Makedon Ortodoks Kilisesi'nin merkezi ibadet mekanıdır.
Photo: ЕPА/BGNES

Bundan kısa süre önce Fener Rum Patriği Bartholomeos, Makedon Ortodoks Kilisesini Ohri Başpiskoposluğu adı ile tanıdı. Bu şekilde 1967 yılında Sırp Ortodoks Kilisesi'nden bölünen Makedon Kilisesi, schisma olmaktan çıktı, kilisede yapılan nikah, vaftiz ve cenaze törenleri ise kanonik hal aldı.

Kilise hayatında büyük önem taşıyan bu gelişme, Bulgarlar'ın dikkatini sanki pek çekmedi. Oysa Ohri Bulgar Başpiskoposluğu, 1018 yılında "Bulgar Katili" olarak bilinen İmparator II. Basil tarafından Bulgar Preslav Patrikhanesi'nin devamı olarak kurulmuştu.

Tarihi kaynaklara göre II. Basil, Bulgaristan'ı fethettikten sonra Patrikhane'nin statüsünü Ohri merkezli Başpiskoposluğa düşürdüyse de bağımsızlığını korudu, başındaki din adamına da "Ohri ve bütün Bulgaristan Başpiskoposu" unvanını verdi.

Varlığını 749 yıl sürdüren Ohri Başpiskoposluğu, 1767'de sultan fermanı ile ortadan kaldırıldı, başpiskoposluğa bağlı olan diosez (coğrafi bölge) ise İstanbul Patrikhanesi'ne geçti.

Ohri Başpiskoposluğu iki buçuk asır sonra yenilendi. Bununla güdülen amacın ne olduğuna dair gazeteci Goran Blagoev, bTV'ye konuşurken şunları söyledi:

Goran Blagoev

"Doğal olarak kanonik devamlılığın olması için Makedonlar, Ohri Başpiskoposluğu devamcısının onlar olduklarında ısrar ediyorlar. Bu başpiskoposluğun merkezi Makedonya'da olduğu için bu aslında normal bir durum. Ancak Birinci Bulgar Çarlığı'nın kilisesi olmasaydı bu başpiskoposluğun varlığı da mümkün olmayacaktı."

Bulgar Ortodoks Kilisesi tüzüğüne göre Bulgar Patrikhanesi, Pliska Başpiskoposluğu, Preslav Patrkhanesi, Ohri Başpiskoposluğu, Tırnovo Patrikhanesi ve Bulgar Eksarhlığı'nın halefi olup tek ve bölünmezdir. Bu yüzden Bulgar tarihçileri, Makedon Kilisesi'nin Ohri Başpiskoposluğu olarak tanınmasının tarihi hafızamıza yönelik bir taciz olduğu konusunda hemfikir. Onlardan biri olan Sofya "Aziz Kliment Ohridski" Üniversitesi öğretim üyesi prof. Darina Grigorova'nın yorumu şöyle oldu:

Prof. Darina Grigorova

"Bulgar Ortodoks Kilisesi, Ohri Başpiskoposluğu'nun halefi olduğu için bu bizim manevi mirasımız. Bu durum, Ortodoksluğa karşı yürütülen savaşın bir bölümüdür, Fener Rum Patriği aracılığı ile aynısı Ukrayna'da ayrılıkçıların tarafınca tanınması ile yaşandı. Şimdi darbe bizim Kilise'ye ve yine Ortodoksluğa karşı yöneliktir. Bir şekilde tepki verilmesi gerektiğini düşünüyorum".

Prof. Hristo Matanov

Ortaçağ tarih uzmanı olan prof. Hristo Matanov ise Makedon Ortodoks Kilisesinin tanınmasını Moskova Patrikhanesi, Ukrayna Patrikhanesi Makedon Kilisesi, Sırp Patrikhanesi ve Bulgar Patrikhanesi arasında büyük bir jeopolitika entrikasının örülmesi olarak ele alıyor. BNP Plovdiv Radyosu'na konuşan uzman: "Fener Rum Patriği'nin Amerikan kurallarına göre oynadığı herkese malüm, kararın zamanlaması da rastlantı sonucu değil. Anlaşılan Fener Patriği bu şekilde doğrudan olmasa da Ukrayna Kilisesi'ni desteklemek istiyor" dedi.

Loveç Mitropoliti Gavriil, BNR'ye yaptığı açıklamada Makedon Kilisesi'ne "Ohri Başpiskoposluğu" adının verilmesinin bizi kilise tarihimizin büyük bir bölümünden mahrum bırakacağını öne sürdü ve şöyle devam etti:

Loveç mitropoliti Gavrail

"Söylenenin tam olarak ne olduğunu bilmemiz Fener Rum Patrikhanesi kararının çok dakik bir şekilde tercüme edilmesi gerekir. Yine de Fener Patriği'nin Makedon Kilisesi'ne kanonik statüsünü iade ettiği ortadadır. Sırp Kilisesi'nin tepkisinin de ne olacağını görmek gerekir, çünkü idari konuların yürütülmesi görevi ona verildi".

Sırp Ortodoks Kilisesi'nin tepkisinin ne olacağı konusunda sadece tahmin yürütebiliriz. Bulgar Kilisesi'ne gelince ise Patrik Neofit iyileşmeyince resmi görüş belirtilmesi de mümkün olmaz.

Derleyen: Darina Grigorova

Çeviri: Tanya Blagova

Foto: ЕPА/BGNES, BGNES, Plamen Hristov


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

İslâm dini , eğitime çok büyük önem vermektedir. Çünkü potansiyel olarak güçlü bir şahsiyete sahip olan insanın şahsiyetini inşa etmesi, özünü koruması, değerlerle donatılarak toplumun değerli bir ferdi  olması eğitimle olur. İslâmiyet, eğitimi..

Eklenme 12.09.2025 14:00

1885 tarihli Bulgaristan Birleşmesi’ne üç bakış açısı

1878  yılının Temmuz ayında 10. Rus-Türk Savaşı’nın ardından yapılan Berlin Kongresi’nde Balkanlar’daki Bulgar nüfusunun yaşadığı topraklar, beşe bölündü . Kuzey Dobruca , Romanya’ya verilirken Niş Sancağı nı Sırbistan aldı. Tuna nehri ile Stara..

Eklenme 06.09.2025 05:35

Cuma öğleden sonra

Allah’ın, her şeyi bilen anlamındaki el-Alîm ve kendisinden habersiz hiçbir şey olmayan anlamına gelen el-Habîr isimlerinin tecellisi olarak yaratılan varlıkların en şereflisi olan insanın bilgi edinmeye ve paylaşmaya, haber alıp vermeye özel bir..

Eklenme 05.09.2025 14:00