Ramazan-ı şerifin sonuna gelip bayram etmek nasip oldu. Bunun için Cenab-ı Allah’a hamdediyoruz. Mübarek Ramazan ayında bu ayın özelliklerini göz önünde bulundurarak hareket edenler, vecibelerini yerine getirmeye çalışanlar davranış ve ahlâklarını güzelleştirme yönünde adım atanlar Ramazan ayından kazançlı olarak çıkıp hakikaten bayram ettiler. Bu ayda kazanılan güzel vasıfları öbür Ramazan ayına kadar sürdürmek, üzerimizde taşımak bundan sonraki hedefimiz olmalıdır. Ama bunu yapabilecek miyiz? Başarabilirsek, bu nasıl olacak? Bu ve benzeri soruların cevaplarını bulma gayreti içerisindeyiz.
Bu konuları ele alırken biraz, 85 yıl geriye dönerek şair, yazar, vaiz ve fikir adamı Omurtaglı Mehmet Fikri’nin Sofya’da neşredilen“Medeniyet” gazetesinin 5. 12. 1938 tarihli 170. sayısında basılan bir yazısı paylaşılıp değerlendirilecektir. Başılığı ise “Müslümanlık Yılda Bir Ay Mıdır?”
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..