AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Brüksel'deki son Dışişleri Bakanları toplantısının ardından, yeni 12'nci pakette yer alan başlıca yaptırım tedbirlerini sundu:
“Bu paket, yaptırım listesine yeni kişilerin eklenmesini, elmas dahil daha fazla ihracat yasağını ve petrol fiyatı tavanını daraltmaya yönelik eylemleri içerecek, AB'ye değil, Rusya'ya satışından elde edilen geliri azaltmak, yaptırımların delinmesine karşı mücadele etmek için.“
Daha genel bir planda, 12'li yaptırım paketinin Rus ham petrolünün AB'ye ihracatının yasaklanmasını, Rusya'ya 60 dolara kadar petrol arzı tavanına uyulmasını içerdiği anlaşılıyor, AB ve ABD dışındaki tedariklere gelince, dökme demir, bakır, alüminyum teller ve Rus elmaslarının ithalatına yasak getirildi.
Rus elmasları zaten 11'inci yaptırım paketinin ilgi odağında idi.
Bu yılın ortasında AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Rus elmas ticaretinin sınırlı olacağını duyurdu:
”Rus elmaslarının ticaretini sınırlayacağız, Rus elmasları sonsuz değildir. Ve bu yaptırımların neden gerekli ve haklı olduğunu açık ve net bir şekilde açıklıyoruz. Rus propagandası yalan ve komplo üzerine kuruludur. Buna gerçeklerle ve rakamlarla cevap veriyoruz.“
Ancak dünyanın en büyük elmas borsasının Belçika'nın Antwerpen şehrinde olması nedeniyle Rus elmasları, aralarında Belçika'nın da bulunduğu önde gelen ithalatçı ülkelerin itirazları üzerine 11. yaptırım paketinden çıkarıldı.
Asıl endişe, ticaretin başka merkezlere kaymasından kaynaklanıyor.
Antwerp'teki Dünya Elmas Merkezi sözcüsü Tom Ness, Euronews ekibini uyardı:
“Eğer Avrupa Birliği tek taraflı olarak yasağı uygulamaya karar verirse bu Antwerp için elbette çok dramatik olur, çünkü bu, yaptırımları pek umursamayan dünyanın geri kalanının da bu duruma müdahale etmesi anlamına gelir, işin gerçeği bu, Rus elmas ticareti devam edecek. Yani Rus ekonomisine hiçbir etkisi olmayacak, aslında etki sıfır olacak”.
Ness'e göre bunun nedeni, Rusya'nın petrol ve doğalgaza nazaran elmasları özel çaba sarfetmeden Dubai veya Hindistan gibi başka yerlere satabilmesidir, ancak Antwerp'teki Dünya Elmas Merkezi’ninyüzde 30'u yok olabilir, neticede “binlerce iş yeri” ve kara para aklama mücadelesinde uluslararası güvenlik standartları riske maruz kalabilir.
Sektörün kaygılarına rağmen, elmas ticaretinin Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamına alınması, G7 çatısında birleşen en gelişmiş sanayileşmiş ülkelerin bu konuda anlaşmaya varması ve Belçika'nın vetosunu kaldırmasıyla, mümkün oldu.
Rusya, dünyanın önde gelen değerli taş ihracatçısıdır. Farklı tahminlere göre ülke, yılda 4 milyar dolar değerinde ham elmas ihraç ediyor, ki bu da tüm ticaretin neredeyse üçte biri kadar.
İstatistikler ayrıca, G7 ülkelerinin dünyadaki elmasların yaklaşık yüzde 70'ini satın aldığını gösteriyor, bu da G7 yasağını kabul etmenin etkili olabileceği anlamına geliyor.
Demokrasi Araştırma Merkezi’nden ekonomi uzmanı Martin Vladimirov’a göre, Belçika'nın dünyanın başlıca elmas ticaret merkezlerinden biri olması nedeniyle AB'nin büyük elmas ithalatına göz yummaya devam ettiği bir yılı aşkın süredir söylentilere konu olduğundan, elmaslar Kremlin rejiminin finansmanının çok görünür bir yönüdür:
“Sorunun yalnızca AB ithalatı meselesi olmadığını, aynı zamanda Rus elmaslarının işlenmesine ve parlatılmasına yardımcı olan üçüncü ülkelerle, özellikle de Hindistan ve diğer Güneydoğu Asya ülkeleri ile işbirliği meselesi olduğunu belirtmek önemlidir. Daha sonra Batı'da,Rus olmayan mallar, Rus olmayan elmaslar olarak yeniden satılıyorlar, yani, ham petrolde olduğu gibi Rusya'nın üçüncü ülkelere petrol ihraç etmesi, ardından nihai ürünlerin Avrupa ve ABD'ye geri dönmesinin önlenmesi için bunnu da yasaklanmasıamaçlanıyor. Aslında asıl engel, üçüncü dünyada, yani şu anda yaptırım uygulamayan ülkelerde elmasların işlenmesinin nasıl kontrol edileceğidir, çünkü Rus elmaslarının büyük bir kısmı doğrudan AB'de satılmıyor, daha ziyade dolaylı olarak AB’ye ulaşıyor.“
Rus elmasları sanayide kullanılıyor ve doğrudan yüksek teknolojiyle bağlantılı. Batı ekonomileri ne şekilde zarar görecek, onların üzerinde büyük bir etki olacak mı?
“Rusya, elmas çıkaran başlıca ülkelerden biri ve pazar payı çok büyük, ancak bundan elmas fiyatlarının önemli ölçüde artacağı şeklinde bir genelleme yapılmamalı, çünkü diğer mallardan farklı olarak alternatif tedarikler mevcut, dünyanın diğer yerlerinde üretimi artırma fırsatı var ve daha ziyade, kârların diğer ülkelere ve diğer üreticilere kaydırılması meselesidir.
Ve yine de evet, elmaslar çeşitli üretim süreçlerinde yer alıyor ve yüksek teknolojide kullanılıyor, ancak makroekonomik olumsuz etkilere yol açacak kadar tüketim ve yatırım mallarının ciddi bir kısmını kapsayacağını düşünmüyorum.”
Avrupa Komisyonu, elmas ithalatı yasağının 1 Ocak 2024'te yürürlüğe girmesini tavsiye ediyor.
BNR'ye konuşan Martin Vladimirov, yolda olan 12. yaptırım paketindeki en önemli şeyin Rusya ham petrolünün AB'ye ihracatının yasaklanması olduğuna dikkat çekiyor.
Demokrasi Araştırma Merkezi'nin hesaplamalarına göre, AB'deki yakıtların yaklaşık yüzde 20'si hâlâ Rusya menşeli ve tam olarak Rus petrolünü işlemeye devam eden üçüncü ülkeler tarafından ihraç ediliyor.
Martin Vladimirov'a göre AB, ilgili programdaki boşlukların bir kısmını kapatmaya ve bundan faydalanan ve aşırı kâr elde etmeye devam eden bazı ülke ve şirketlerin etkisini azaltmaya çalışıyor:
„Ne yazık ki Kremlin'in sözüm ona "yardımcıları" AB içinde ve dışında bilinen şüphelilerdir. Avrupa'da bu, Yunanistan’dır, elmaslar olayında ise Belçika, Kıbrıs, Avusturya, Bulgaristan, Orta Avrupa ülkeleri, yani Rusya ile ekonomik ilişkilerini bir şekilde sürdürmeye çalışan ülkeler, oysa Batı'nın nihai hedefinin Rusya'nın Avrupa'daki ekonomik varlığından stratejik olarak ayrılmak olduğu açıkça görülüyor.”
Benzer atılımlar Rusya'ya yönelik 12'nci yaptırım paketinde de ortaya çıkabilir mi ve bunlar nasıl aşılabilir?
„En büyük sorun ham petrol ile ilgili. Ham petrol satışı şu anda Rusya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık oluşturuyor ve bu gelirler, ham petrol tavanının aşıldığı Temmuz ayından bu yana artıyor. Rusya, farklı bir tedarik türüne ve farklı tedarik zincirlerine geçişe hazırlanmayı başardı ve yazdan bu yana Rus petrolünün fiyatlarında keskin bir artış gördük.Bu fiyat artışını önleyecek mekanizmalar var, ki bunlardan biri, örneğin Rus şirketlerine ve Rus petrolü taşıyan şirketlere gemi, tanker tedarikinin yasaklanmasıdır.
Rusya, Rus petrolünü kısıtlama olmadan dünya çapında taşımak için oldukça eski ve aynı zamanda çevre açısından tehlikeli gemilerden oluşan yeni bir filo elde edebilmek için geçtiğimiz yıl tankerlere, tanklardan daha fazla para harcadı.
Kaza durumunda tazminat ödenmesi açısından, meşruiyeti oldukça belirsiz olan sigorta şirketlerinden de yararlanılıyor. Ve AB ve ABD, alternatifi çok pahalı hale getirerek ve tüm bu şirketleri yaptırım altına alarak sigorta şirketlerini, nakliye şirketlerini, lojistik aracılarını 60 dolarlık tavana uymaya zorlamak için tam olarak bunun için çalışıyor.
Yani bu süreç artık başladı zaten, ama burada söz konusu olan gerçekten dev bir ticare.Rus petrolünün ihracatını tamamen durdurmak çok zor olacak.
Gerçekte mallar daha yüksek fiyattan satılıyor, sigorta ve nakliye maliyetleri yapay olarak artırılıyor ve bu da bu şirketlere gerçek mali akışlarla örtüşmüyor. Gümrük ve limanların çok sıkı belge kontrolleri uygulaması ve işlemin her bir unsuru için belge talep etmesi durumunda bu durum durdurulabilir.”
Rusya'ya yönelik 12'nci yaptırım paketinin 2024 başından itibaren hayata geçeceğini öngörmüştünüz. Sizce bu yaptırımlara karşı çıkacak AB üyesi ülkeler olacak mı?
„Şu anda müzakere masasında yaptırımların tüm muafiyetleri var, pek çok ülke muafiyetlerini veya bizim onlara degorasyonlar, istisnalar dediğimiz şeyi korumaya çalışacak.Burada söz konusu olanRus petrolü ithal etmeye devam eden hem Bulgaristan, hem de Orta Avrupa ülkeleri.
AB ülkelerinin Rus petrolü arzını çeşitlendirebileceği açık olduğundan bu konu tartışılacak ve hiçbir ülke Rus petrolü tüketimini sınırlamak için fiilen önlem almadığı için bu istisnalar artık gerekli değil,tam tersine tüketim arttı. Dolayısıyla, Bulgaristan da dahil olmak üzere bazı üye ülkelerin bazı istisnaların kaldırılması durumunda veto uygulamaya çalışmasının veya veto uygulamakla tehdit etmesinin ana konusu ve ana nedeni muhtemelen bu olacaktır. Polonya da alışılmadık derecede zor bir durumda, çünkü şu anda AB'de yasaklanmayan büyük miktarda Rus LPG'si tüketiyor ve ülke, Avrupa Birliği genelinde LPG tedarikini tamamen durdurması yönünde baskı altında. Bu Bulgaristan'ı da etkileyecek. Ülkemiz “Gazprom”dan büyük miktarlarda Rus LPG'si tüketmeye devam ediyor.
İki hafta önce Karadeniz'de LPG taşıyan bir gemi çarpıştı.Bu durum, bu yakıtta devam eden ticareti bir kez daha gün ışığına çıkardı. Bu da ön planda. Yani bunlar pek çok konu ve müzakereler kesinlikle çetin geçecek. Ancak sanırım bu giderek daha açık hale geliyor ve Rusya ile ticareti sürdürmeye çalışan ülkeler üzerinde bunun devam edemeyeceği yönündeki baskı artıyor ve diplomatik baskının da etkisi olduğunu düşünüyorum”.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini dinleyebilirsiniz.
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak..