19 yaşında olan Tırgovişteli genç Galin Nikolaev, bundan iki yıl önce lise bitirme sınavları ve mezuniyet balosuna çok az kala aniden belirip hızla seyreden genetik hastalık sonucu görme yetisini kaybetti. İçine düştüğü durumun getirdiği bütün zorluklara ragmen yılmayan genç, bugün itibari ile geleceğe umutla bakarak belirlediği hedeflere ulaşmak için çabalıyor. Galin, bunu en zor günlerinde kendisine destek veren ailesine ve Tırgovişte Özel Eğitim Merkezi müdürü ve Şumen’deki Görme Engelliler Sosyal Rehabilitasyon ve Entegrasyon Merkezi uzmanlarına borçlu olduğunu söylüyor.
Ayrıntıları BNR Şumen Radyosu muhabiri Rositsa Arabadjieva’nın röportajından aktarıyoruz.
“17 yaşımdayken Leber’in nöropatisi denen ve görme kaybına yol açan nadir bir genetik hastalığım olduğu ortaya çıktı. 17 yaşındaki her genç gibi tamamen normal görürken birden görme kabiliyetimi neredeyse tamamen kaybettim. Hastalıuk hızla gelişti. Her şey iki hafta gibi çok kısa sürede oldu. Önce bir gözümü, sonra diğer gözümü kaybettim. Hayatım tamamen değişti. Mezuniyet balosuna gidememek beni en az üzen şey oldu” diyen Galin, lise mezuniyet sınavlarını iyi insanların desteğini alarak verdiğini, sınav soruları onlar tarafından okunduğunu, kendisinin ise cevap verdiğini anlatırken “Kolay olmadı, ama başardım” sözlerini kullandı.
Geleceğe ilişkin planlarından bahsederken, çok zor olacağını bilse de yüksek okula devam edeceğini söyleyen Galin, çok daha büyük bir şehirde yaşamanın görme engelli biri için yarattığı sıkıntıların üstesinden gelmenin bir yolunu bulacağından emin konuştu.
Bugün itibari ile belirlediği hedefleri paylaşırken yüzü gülen genç adam, hastalığı ortaya çıktıktan sonra büyük acı ve sıkıntılar yaşadığını, birçok arkadaşını kaybettiğini gizlemedi.
Tırgovişte’deki Özel Eğitim Merkezi müdürü Hristo Hristov tarafından Şumen’deki Görme Engelliler Merkezi’ne yönlendirildiğini söyleyen Galin, Şumen’de çok şey öğrendiğini, buradaki insanlarla konuşarak görme engelli olmanın getirdiği birçok zorluğun üstesinden gelmenin yolunu bulduğunu anlattı.
Lisede bilgisayar teknolojileri ağırlıklı eğitim alan genç, gözlerini kullanmadan sırf konuşan program ve klavye ile bilgisayar kullanmayı bildiğini söyledi.
“Bunu öğrenmek aslında biraz güç. Ama gözlerim görürken çok fazla bilgisayar kullandığım için o derece zorlandığımı söyleyemem. Merkezde 40, 50 veya 60 yaşlarında olan insanlar var. Tuşların yerlerini bilmedikleri, bazıları İngilizce’ye hakim olmadıkları için güçlük çekiyorlar”.
Merkezde öğrendiklerini sıralayan Galin şöyle konuştu:
“Beyaz baston kullanmayı öğrendim. Sanırım çoğu insan ne olduğunu biliyordur. Gözleri görmeyen veya az gören bir insan için en iyi hareket aracıdır. Beyaz baston kullanmakta tecrübeli birini izlerseniz kolay görünse de, aslında özellikle ilk başta kullanılması epey zor. Dışarıda, bilinmeyen bir ortamda yön bulmayı öğrendim, yolun karşı tarafına geçmeyi, düşmeden yürümeyi, insan ve nesnelere çarpmadan hareket etmeyi, diğer insanlardan nasıl yardım isteyeceğimi öğrendim. Kısa sürede çok önemli kabiliyetler edindim.”
Galin’in bir sezi organını kaybedenlerde diğer sezilerin güçlendiği doğru mu sorusu üzerine söyledikleri dikkat çekiyor.
“Duyu organlarını kullanmaya özen gösterirsen doğrudur. Hayatını sürdürmeye çalışırsan, dışarı çıkarsan olur, ama evde kapalı kalarak hiçbir şey yapmazsan olmaz. Merkezin müdürü Galya da bize sürekli bunu söyler. Burada tanıştığım insanları sevdim. Pes etmeden hayat mücadelesi veriyorlar. Öğrendiklerimin içinde en önemli olanı durmamak, her ne olursa olsun devam etmektir. Buradaki insanlar görme yetisini kaybedip yıkılmadı, hatta daha iyi bile oldular” diyen Galin, aslında en zor olanın durumu kabullenmek olduğunu paylaştı:
“Gözlerimi kaybetmenin getirdiği tüm olumsuzluk ve sıkıntıları kabul etmek çok zor oldu. Sanırım bunu yaşayan herkes aynısını söyler. Durumu değiştirmek mümkün olmadığı için ileriye doğru devam etmekten başka bir seçenek yok”.
Ailesinden ve arkadaşı olan bir kızdan aldığı destek sayesinde pes etmediğini söyleyen Galin, “Pes etmek istemedim. Hayata küsmüş, mağlüp biri olarak yaşamak istemedim” diyerek kaybettiği arkadaşları hakkında “Demek arkadaşım değillermiş” demekle yetindi ve şimdi eskiden görmediği bazı şeyleri görmeye başladığından söz ederken “Gözlerim çok şey için açıldı” dedi.
Kaynak : BNR Şumen Radyosu
Röportaj : Rositsa Arabadjieva
Çeviri : Tanya Blagova
Kapya hasadı sezonunda Kirkovo’ya bağlı Çorbadjisysko ve etraf köylerinden biber üreticileri, mahsulu toplamak üzere tarlalara akın ediyorlar . Yaklaşık 200 dekar biberin yetiştirildiği bu bölge, Kirkovo Belediyesi’nde kapya üretiminde birinci..
Geleceği her ne kadar dizayn etmeye çalışırsak bazen hayatımızı asıl belirleyen şey, rastlantılar olur . Bir buraya bir oraya savrulup tesadüfler dizisi peşinde sürüklenen insanın kendini muhteşem bir masalın içinde bulması da ihtimaller dahilinde...
Meslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı. “Vasil Levski” okuluna Cambridge’de..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi..