Sliven’e bağlı Blatets köyü yakınında göl soğanı çiçeğinin yetiştiği alan bölgede bu türden tek mevki durumundadır. Sliven Belediyesi Çevre Bölümü uzmanı Mariya Dilovska, BTA ajansına konuşurken göl soğanının ülkemizde Yambol, Burgas ve Sliven illerinde bittiğini belirtirken bu durumun büyük bataklık alanların ve topraktaki su miktarının daha yüksek olmasını sağlayan çayır ve meşe ormanlarının bulunmasına bağlı olduğunu kaydetti.
Eskiden Tunca nehri boyundaki arazilerin tamami ile taşkın ovası olduğunu ve Kermen kasabasına yakın büyük batakların var olduğunun bilindiğini belirten çevre uzmanı, göl soğanı çiçeğinin etrafında yoğun olarak bittiği köyün adının da Blatets (Bataklık) olmak üzere bu bağlamda manidar olduğuna dikkat çekti.
Geçen yüzyılın 80’li yıllarında bu arazilerin tarım için kullanılabilmesi amacı ile yoğun drenaj çalışmalarının başlatıldığını anlatan Dilovska, neticede çayırların bir bölümünün tamamen yok olduğunu, 1996 yılında ise köye yakın göl soğanı kırsalının korumalı alan ilan edildiğini söyledi. İlk başta 150 dekar büyüklüğünde olan korumalı alanın, yıllar içinde gerek drenaj gerekse de 1995 sonrasında küresel ısınmanın etkisi ile kısmen azaldığını belirten Dilovska’nın sözlerine göre zamanla göl soğanının bittiği alanın ve görünümünün de değişikliğe uğradığına vurgu yaptı.
Genellikle 50-60 santimetreyi bulan bitkilerin yapılan son izleme çalışmaları sırasında ancak 20 santimetreyi bulmasının saptanması, suyun yetersiz olduğunu gösteriyor.
Zehirli bir bitki olan göl soğanı çiçeği “nivalin” adlı Bulgar ilaç maddesinin üretiminde kullanılıyor. Bundan yıllar önce Sliven Belediyesi, burayı ilaç sanayii amaçları için imtiyaza veriyordu.
10 yılı aşkın süredir göl soğanlığının imtiyaza verilmediğini aktaran Dilovska, Çevre bakanlığının bazı alanların kullanılmasına yasak getirdiğini belirterek çevre uzmanlarının bu şekilde bitkinin kendiliğinden yenilenmesini beklediklerini söyledi. Kardelen andıran çiçeğin yokolmasında otlayan hayvanlar ve çıkan birkaç orman yangını da etkili olmuştur.
Dilovska, Bulgaristan’ın birkaç yerinde Bulgarca adı “blatno kokiçe” yani batak kardeleni olan göl soğanı çiçeğinin artık satış amacı ile üretildiğini ifade etti.
BTA muhabirine konuşan ve soyu köyden gelen Milena Grabçeva ise “Biz küçükken çiçeğin açtığı alan çevrili ve erişilmez haldeydi. Yerli insanlar şifa özelliklerinden geçmişte de haberdar olmuştur, çünkü ailelerin göl soğanı içeren türlü türlü ilaç reçeteleri vardı. Çoğu insan çiçeği rakıda kaynatıp bekletiyor ve sonra eklem rahatsızlıklarına karşı ilaç niyetine kullanıyorlardı” dedi.
Kaynak ve foto: BTA
Çeviri : Tanya Blagova
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..