Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezite ile ilgili açıklanan son veriler ürkütücüdür. Geçen her yıl artan obezite, ayrı ayrı bireylerin problemi olmakatan çıkıp toplumsal bir sorun halini almış bulunuyor. DSÖ verilerine göre her yıl dünya çapında 5 milyondan fazla kişi obeziteden dolayı hayatını kaybediyor, devletlerin uğradığı ekonomik zarar ise GSYİH’nın yüzde 3’ünü buluyor.
Konuyu daha da detaylandıracak gerekirse 2022 yılı itibari ile dünyada 1 milyardan çok kişi aşırı kiloluktan muzdarip durumdadır. 1990 yılından bu yana obezite olan yetişkinlerin sayısı iki katına, 5 ile 19 yaş arasındaki çocukların sayısı ise dört katına çıkmış bulunuyor.
Bulgaristan Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise ülkemiz aşırı kilo ve kilo fazlalığı sorununun gençlerde en yaygın olduğu AB’nin ilk 10 ülkesi arasında yer alıyor. Yaşı 5 ile 19 arasında değişenlerin yüzde 32’sinde kilo sorunu var.
Bulgaristan Obezite Araştırmaları Birliği Başkanı doç. Teodora Darlenska’nın, BNR’ye yaptığı açıklamada belirttiği gibi Bulgaristan’ın 18 yaş üstü nüfusunun yüzde 61’ini etkileyen kiloluluk sorunu, toplumumuzda hastalık olarak görülmüyor. Oysa obezite, dış görünüş ve vücudumuzu beğenip beğenmediğimizle ilgili bir konu değil, kronik ve tekrar eden bir hastalık olarak tanımlanan bir durum olduğu ve beraberinde hipetansiyon, enfarktüs, inme, diyabet ve bir dizi metabolizma hastalığı gibi birçok sağlık sorunu da getirdiği için somut şekilde önlenmesi ve tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
Konu ile ilgili BNR “Hristo Botev” programından Aleksandar Raychev’e konuşan diyetetik ve beslenme uzmanı doç. dr. Rositsa Popova’nın söylediklerini aktarıyoruz.
“Bir yandan iş hayatımızın büyük bir bölümü, büroya oturmuş vaziyette yapılan beyin çalışmasından ibaret olduğu için hareket aktivitemiz son derece sınırlı olurken, diğer yandan tükettiğimiz gıda, kullanım ömrünü uzatıp görünümünü iyileştiren büyük miktarda kimyasal katkı maddesi, konservant ve renklendirici içermektedir ve bu bileşenler metabolizmamızı büyük ölçüde kötü yönde etkilemektedir. Bütün bunlara stres ve stresli hayat tarzının etkisi ile yine metabolizma süreçlerini etkileyen dev miktarda hormon salınımı da eklenince sözünü ettiğimiz iç karartıcı istatistikler oluşmaktadır” dedi Rositsa Popova.
Yarı hazır veya dondurulmuş gıda ürünleri yerine taze ve sağlıklı yiyecekleri seçmek, her birimizin tercih meselesi olduğunu vurgulayan uzman, fiziksel aktiviteye gelince fitnes salonunda yapılan spor tek seçenek olmadığını kaydederek doğada yapılan açık hava yürüyüşlerinin de stresi azalttığı için son derece faydalı olduğuna dikkat çekti ve sağlıklı rejimle ilgili bazı tavsiyelerde bulundu.
“Öncelikle düzenli olarak beslenmek lazım. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeği yemek şarttır. Bütün gün aç kalıp günlük kalorilerin tümünü akşam almak yanlıştır” diyen diyetetik ve beslenme uzmanı, son yıllarda en çok başvurulan diyet programlarından biri olan fasting (aralıklı oruç) ile ilgili bu tür detoks rejimlerinin, su alımının artırılması ile birlikte fiziksel bedenimiz üzerinde hafifletici etki sağladığını belirterek rejim yapılan günlerde dağ yürüyüşü gibi stres terapisi niteliği taşıyan aktiviteler de yapılarak psikolojiyi de dinlendirmekte fayda olduğunu vurguladı.
Tüketilen gıda miktarının asgari düzeyde tutulduğu günlerin haftada bir olmasında fayda olduğunu söyleyen uzman, fiziksel aktivite rejimine ilişkin tavsiyeleri ise şöyle sıraladı:
“Yetişkinler için haftada 2 veya 3 defa bir saat süre ile, çocuklar için ise her gün 1 saat spor yapmak iyidir. İyi bir hareket aktivitesi sağlamak için günde atılan adım sayısı ile ilgili tavsiyeler daha önce 6 bin olurken son dönemde 10 bine çıkarıldı.”
Haftalık menüde mutlaka doymamış yağ aistleri içeren balığın ve özellikle çocuklarda olmak üzere protein içeren gıdaların bulunması gerektiğine dikkat çeken uzman, sebzelerin her öğünde tüketilmesi ve bol miktarda meyve yenilmesi gerektiğini de ekleyerek günde en az 1,5-2 litre su içilmesinin de sağlıklı rejimin olmazsa olmazı olduğunu söyledi. “Fresh” olarak tabir edilen taze sıkılmış meyve suyu tüketmek yerine içindeki liflerden dolayı kabuğu ile birlikte meyve yemekte fayda olduğunu kaydetti.
Yetişkinlerde tatlının asgariye indirilmesi, hele akşamları tatlı yememek gerektiğini belirten Rositsa Popova, Dünya Sağlık Örgütü tavsiyelerinin de gittikçe büyük endişe veren obezite istatistiklerinden dolayı her yıl değiştiğini ifade ederek sözlerine son verirken sağlıklı yaşamın basit kurallardan ibaret hiç te zor olmayan bir şey olduğunu vurgulayıp “Değişmek kolaydır” dedi.
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: telegraph.co.uk, freepik.comİki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..
Edirne "Trakya Ünivesitesi'nden" tarihçi- araştırmacı Prof. Dr. Bülent Yıldırım Targovişte ve Sofya'da "Bulgarstan'da Türk varlığı" konulu bir panelde konuşmacı oldu. BNR Bulgaristan Ulusal Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü'nün daveti üzerine..
Güllerim kana benzer, Gökyüzü sana benzer, Güzel kızın manisi Kuşlara benzer. “Kısaca” başklıklı iki dilli mani derlemesinin “Aziz Kardeşler Kiril ve Metodiy” Milli Kütuphane'nin “Pismena” klübünün Kasım ayı..
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...