Uzun yıllardır Hollanda’da yaşayan politolog Hristina Karageorgieva, radyomuza konuşurken Bulgaristan ve Hollanda’yı karşılaştırıp her iki devletin son bir yılda hükümet kurulması imkansızlığından dolayı zor duruma düştüğünü öne sürerek ”Son derece zor koalisyonlara gidilmesinin şimdiki oylamayı etkilememesi imkansızdır” dedi. Karageorgieva ile seçim kampanyasında yer bulan ve yer bulmayan konuları konuştuk.

Gerek Bulgaristan’da gerekse de AB’nde protesto oyu kullanan seçmenlerin sayısının arttığına işaret eden politolog, bu durumu ekonomik, sosyal, siyasi ve saire olmak üzere bir dizi krizin üst üste yaşanmasına bağladı. Yaşanan sarsıntılar, üye devletlerin işbirliği yürüterek toplumun problemlerine hızlı ve etkin çözümler getirmekte güçlük çektiklerini ortaya koydu.”Hal böyle olunca popülist partilerin çoğu, vatandaşların protesto oyunu almak için yarışa geçti” diyen Karageorgieva, şöyle devam etti:

"Bulgaristan’da yıllardır Avrupa’nın dış bir şey olduğu algısı yaygın olurken Brüksel, Brejnevmisali uzaktan kararlar dayatan bir nevi “Ağabey” olarak görülüyor. Bunun böyle olması, ülkedeki seçmenlerin ve son 20 yıllık dönemde siyasetçiler tarafından kendilerini terkedilmiş hisseden insanların siyaset sınıfına olan güvenini zedelemektedir. Dolayısıyla seçmenler kamu oyunu araştırma ajanslarına söylediklerine bakılmaksızın son anda o denli prestijli olmayan oy kullanmaya meyilli olur. Son yıllarda polülist partilerin yükselişine tanık oluyoruz. Şu an bütün Avrupa’da benzer gelişmeler izliyoruz. Bundan kısa süre öncesine kadar iyi performans sergileyen liberal partilerin bu seçimlerin kaybedeni olacağını söylemek mümkündür.

Özellikle Avrupa Parlamentosu seçimlerinde olmak üzere katılım oranının gelenek üzerine çok düşük olmasının bütün siyasi sistem için endişe verici bir sinyal olduğunu kaydeden Karageorgieva, bu eğilimin siyasetçilerimizin Bulgaristan AB içindeki yerine ilişkin kamu tartışması yürütmekteki başarısızlığını ortaya koyduğunu ekledi. Büyük sayıda Bulgaristan vatandaşı, ilgisiz veya sisteme öfkeli oldukları için sandık başına gitmek konusunda isteksiz davranıyorlar.

"Büyük sürpriz bu kişilerden gelebilir. Son anda negatif oy veya ceza oyu taşıyıcısı olan partilere oy verebilirler. Öte yandan AB yanlısı seçmenler var. AB’yi kararların paylaşılan değerlere dayanılarak ve mutabık kalınarak alındığı büyük bir aile olarak gören bu insanlar da son iki yılda iç siyasette izlenen gelişmeler karşısında şaşırdıkları için sürprizlere yol açabiliyorlar”.

Röportaj: Veneta Nikolova

Çeviri : Tanya Blagova