Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği’nde doğrudan vatandaşlar tarafından seçilen tek organdır.
Önümüzdeki 5 yıllık dönemde Bulgaristan’ı yeni Avrupa Parlamentosu’nda temsil edecek olan 17 milletvekiliyi seçme hakkına 6 138 050 seçmen sahiptir.
Şimdiki AP seçimleri bir yandan pandemi, enerji ve enflasyon krizi, savaş ve mülteci dalgası gibi Yaşlı kıtadaki topluluğun uzun zamandır yaşadığı krizler ortamında, diğer yandan ise yurt içinde siyasi istikrarsızlığın yaşandığı, Avro Bölgesi üyeliğine çok az kaldığı ve ulusal menfaatin Avrupa siyaset sahnesinde aldığı yere ilişkin tartışmaların gitgide kızıştığı bir dönemde düzenleniyor.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmak neden önemlidir? Bu konuda Vesela Krasteva, Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi öğretim üyesi Avrupa hukuku uzmanı dr. Hristo Hristev ile söyleşti.
"Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği’nin temel kuruluşlarından biridir. AP ve AB Konseyi, genel mevzuatı onaylayan iki kuruluştur. 2019 ile 2024 yılları arasındaki döneme bakacak olursak, topluluğun ve içindeki ayrı ayrı devletlerin gelişmesi açısından son derece büyük önem taşıyan ve hayatımızın önemli boyutlarını etkileyen bir dizi yasal düzenlemenin onaylandığını görürürüz. Örneğin dijital ortamda hizmetlerin sunulması ve online hizmeti kullananların haklarının korunması gibi dijital ortamda yapılan her şey, bu yasal düzenlemelere tabidir. Ekonomik hayatımızın farklı boyutlarına ilişkin düzenlemelerin çoğu da AB düzenlemesi olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında AP seçimlerinde oy kullanmak yolu ile hazırlıklı olan adaylara destek verilmesi, Bulgaristan vatandaşlarının menfaatlerinin münasip bir şekilde temsil edilmesi açısından kilit önem taşıyor."
Avrupa Parlamentosu üyeliğine aday olan toplam 418 kişi arasında kampanya sırasında net ve geniş seçmen kitlesi için anlaşılır olan mesajlar vermeyi ve almak istedikleri pozisyonun işlevleri ve sağladığı imkanlarrı anlatmayı başaranlar azdır.
"Ne yazık ki adayların hiç te küçük olmayan bir bölümü, büyük ölçüde popülist olan yaklaşım gösterdi. Envai çeşit fikirler ortaya atıldı, Bulgaristan vatandaşlarının bir bölümünü manipüle etmek yolu ile desteğini almak üzere baştan sonuna kadar yalan olan iddialar ileri sürmekten çekinmeyenler oldu. AB’nin Bulgar domatesi üretimine izin vermediği, bu konuda kota koyduğu yönündeki söylemler, bunun açık bir örneğidir. Kampanyanın objektif ve rasyonel bir yaklaşım değil, ulusal politikanın çok basit popülist formüllere indirgenmesi ve insanların korkularından istifade etme çabalarını ortaya koyduğunu üzülerek söylemem gerekiyor” sözlerini kullandı dr. Hristev.
720 üyeli Avrupa Parlamentosu’nda 17 olmak üzere Bulgaristan milletvekillerinin sayısı çok mu az mıdır?
"Son derece büyükbir titizlikle organize edilen kural koyucu bir kuruluş olan Avrupa Parlamentosu’nda asıl önemli olan, bir devletin gönderdiği üyelerin sayısı değil, bu kişilerin kapasitesidir. Bu kişiler donanımlı olursa, Avrupa Parlamentosu’nun işleyişini tanırsa ve oranın sirk yeri, tiyatro alanı ya da tamamen genel ve popülist söylem yeri olmadığını idrak ederlerse eğer, bizim yerel düzeyde yaşadığımız problemlerle ilgili spesifik menfaatlerin münasip şekilde temsil edilmesi, şu veya bu hedeflere ulaşılması mümkün olur. Bulgaristan’a tahsis edilen üye sayısının Avusturya, İsveç ve Finlanda gibi devletlerin üye sayısına yakın olduğunu da kaydetmek gerekiyor.”
Adayların biografisi ve kamuda yürüdükleri yolun seçmenlerin kararını vermeleri için önemli etken olması gerektiğini vurgulayan hukuk uzmanı, Avrupa Birliği, Bulgaristan’ın ulusal menfaati için tehlike oluşturuyor mu sorusu üzerine şu cevabı verdi:
"Bulgaristan’ın AB üyeliğinin etkisi ve yararlarına dair olumsuz bir hikaye uydurma gayesinde olan herkesin ya aptal ya da kötü niyetli olduğu kanısındayım. Ulusal çapta analiz yapıldığında Bulgaristan’ın AB’ye katılmasının son derece olumlu etkisine ilişkin birbirinden farklı çok sayıda gösterge ortadadır. Ülkemizin yaklaşık 20 yıldır yukarı yönlü ekonomik gelişme yolu izlemesini, GSYİH’nın kat be kat artmasının, Bulgaristan vatandaşlarının büyük bir bölümünün sosyal ve ekonomik refah düzeyinin en zengin AB devletleri değilse de, üye olan birçok diğer devletlerin düzeyine yakın olmasını sağlayan budur. Ayrıca AB üyeliği, hukuk sisteminin normal gelişmesi ve Bulgaristan’daki toplumsal ilişkilerin düzenlenmesi açısından son derece önemli etken olmaktadır, diyen dr. Hristov şöyle devam etti: “20. yüzyılın sonundaki çatışmalı 10 yıllık dönemi düşünün, bankaların zincirleme iflasları, bol keseden kredilerin dağıtılmasını, birkaç yıl içinde yaşanan iki ulusal ekonomi faciasını, ülkenin iki kere iflasın eşiğine geldiğini hatırlayıp bugün bulunduğumuz noktayı düşünün. Bulgaristan AB üyesi olmasaydı, sosyal ve ekonomik problemlerin dışında kişisel özgürlüğümüzle ilgili ve AB dışında kalan diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi otoriter rejimle ilgili çok daha ciddi problemlerimiz olurdu”.
Çeviri : Tanya Blagova
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..
Abdullah Öcalan cezaevinden PKK ile barış görüşmeleri teklif etti NTV’nin haberine göre müebbet hapis cezasını çeken Kürdistan İşçi Partisi (PKK) terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan yaklaşık 4.5 sene sonra ilk defa bir akrabası..
27 Ekim’de düzenlenen erken seçimlerden 1 ay sonra milletvekilleri eşitler arasında birinciyi seçemedikleri için 51. Halk Meclisi, hala çalışmalara..