Dünya Prematüre Bebekler Gününde Ruse Hastanesi’nin Neonatoloji Bölümünde anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Bölüm uzmanları radyomuza konuşurken sadece bu yılın ilk 9 ayında bu bölümde erken doğan 104 bebeğe sağlık hizmeti ve bakım sağlandığını, aynı dönemde 1000 gram altındaki erkenci bebek sayısının 5 olduğunu ve prematüre doğumlarda kalıcı artış eğilimi izlendiğini belirtti.
Bununla birlikte kutlama günü hem doktorların hem büyümüş çocukları ile birlikte gelen anne ve babaların yüzleri gülüyordu. Neonatoloji uzmanları, eski hastalarının sağlıklı birer çocuk olarak büyüdüğünü görmekten memnun olurken, prematüre bebeklerin hayata tutunmaları için bölüm ekibi tarafından harcanan çabalardan dolayı şükranlarını sunan ailelerin mutluluğu da gözlerinden okunuyordu.
Kutlamaya katılanlar arasında sadece 490 gram olmak üzere Ruse’de dünyaya gelen en minik bebeğin ailesi de vardı. Neonatoloji uzmanları dr. Liliya Georgieva, dr. Mimi Karova ve dr. Lilyana Taşkova’nın ev sahipliğinde organize edilen etkinlikle ilgili BNR muhabiri Asya Penchev’nın röportajını sunuyoruz.
Ruse’deki “Kanev” Hastanesi’nin Neonatoloji Bölümü ekibi tarafından organize edilen kutlamaya onlarca aile katıldı. Dünyaya prematüre bebek olarak gelen çocukların anneleri, yüreklere dokunan hikayelerini anlatırken çocuklarını şu gibi cümlelerle tanıttı:
“750 gram, hamileliğin 26. haftasında doğdu.”
“Aşırı derecede prematüre bebek, hamileliğin 29. haftasında tam 650 gram olarak dünyaya geldi”.
“Kızım 490 gram olarak doğdu. Adı Miray, Dulovo’da yaşıyoruz.”
“860gramdoğan bebeğim,şimdikarşınızda duran dünya güzeli kızdır. Adı Bogomila”.
Prematüre bebek annelerinin çocukları hakkında söylediklerini dinlerken ölüm kalım mücadelesi veren o minik bedenleri düşünüp ürkmemek elde değil. 470 gramlık el kadar bir bebeğin ilk nefesini almasından birinci sınıf öğrencisi olmasına kadar yaşanan zorlukları tasavvur etmek bile zordur.
Doktorların eski hastaları için düzenledikleri kutlamaya gelen onlarca aile, yaşadıkları sınamaları anlatırken sonsuz şükran duygularını dile getirdi.
“Kızım Miray şimdi 7 yaşında. Aniden tansiyon yükseliği yaşadım ve doğum için Dulovo’dan Ruse’ye sevkedilim. Şimdi her şey normal. Kızım 1. sınıf öğrencisidir, okulda başarılıdır.”
Bölümde doğan en minik bebek olmakla birlikte Miray’ın hiçbir bozukluğu olmadığını söylerken yüzü gülen doktoru, bu kadar küçük bir bebeğe nasıl bakılır sorusu üzerine şunları söyledi:
“Zordu. Uzun zaman hastanede kaldı. Ciddi çabalar sarfettik.”
Kutlamaya gelen Bogomila’nın annesi, dünyaya 860 gramlık bir bebek olarak gelen kızının doğar doğmaz kuvöza alındığını, doğumdan sonraki 3. günde ise ağır bir ameliyat geçirdiğini paylaştı. Bogomila’nın prematüre bir çocuğun yaşadığı bütün zorlukların içinden geçtiğini söyleyen annesi, “Siz nelerden geçtiğiniz?” sorusuna şöyle karşılık verdi:
“Cehennemin içinden geçtim. Kızım şimdi 6 yaşında. Tamamen sağlıklı bir çocuk olarak büyüyor”.
Yine aşırı derecede prematüre bir çocuk annesi Anita Angelova, kızının hamileliğin 29. haftasında 650 gram olarak doğduğunu, şu anda ise 2 yaşında olduğunu paylaştı. Neonatoloji bölümünden dr. Taşkova, dr. Karova ve dr. Georgieva sayesinde şimdi tamamen sağlıklı bir evlat sahibi olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Anita, bunun doktorların büyük çabaları ve sevgisi sayesinde mümkün olduğunu öne sürdü.
“ Doktor olmaktan öte insanlardır. Onlardan güç aldım. Bu kadar küçük bir bebek dünyaya gelince, bakımını tamamen bölüm ekibi üstlenir. Eve kucağımda sağlıklı bir bebekle dönmemi mümkün kılan herkese teşekkür ediyorum.”
Adı Eva olan kızının artık 3 aydır ana okula gittiğini söyleyen Anita da taburcu olmayı beklerken yaşadıklarını unutamuyor:
“Aralık’ta doğması gerekirken Eylül ayında doğdu. Kilosu bu kadar küçük olunca bebeğin yaşayıp yaşamayacağı, sağlıklı olup olmayacağına ilişkin tahmin yapmak mümkün değil. Bu zor günleri sık sık hatırlıyorum. Çok şükür bunları atlattık. Kızımda prematüre olmasına bağlı hiçbir sorun yok. Maalesef bazı çocuklarda çeşitli derecede bozukluklar gelişiyor”.
Kızı kovid döneminde doğduğu için haftada bir kere yapılan hastane ziyaretlerini hatırlarken gözleri yaşlanan kadın, bebeğine kızı 20 günlükken “Bir annenin çocuğuna dokunması gerekiyor” diyen dr. Taşkova’nın özendirmesi ile ilk defa dokunduğunu paylaştı. O dönemde çekilen fotoğrafları çıkardığını söyleyen Anita, kızının son derece zayıf ve cılız bir bebek olarak göründüğü bu fotoğraflara bakınca yola nereden çıktığını bilmesini istediğini ifade etti ve “Zorlukların üstesinden gelmesi içinde kodlanmıştır. Şimdi de son derece inatçı ve dirençlidir”.
Hamileliğin 26. haftasında 750 gramlık bir erkek çocuğu dünyaya getiren diğer bir anne ise, çocuğunun 1 yaşını tamamlamak üzere olduğunu söyleyerek arkada kalan bir yılın zorluklarla dolu geçtiğini belirtti.
“Prematüre bebekler diğerlerine göre daha sık muayene olur, rehabilitasyon tedavisi görürler. Ama Ruse ve Sofya’daki neonatloloji uzmanları sayesinde her şey yolunda. Bundan böyle tek temennimiz oğlumuzun sağlıklı olması, her yıl doğum günü partileri yapmamız, geleceğe bakmamız ve bütün zorlukları arkada bırakmamızdır.”
Her minik bebeğin hikayesini hatırlayan dr. Lilana Taşkova, radyomuza konuşurken şunları söyledi:
“Bütün bu hikayeleri kalbimle yaşadım, hayatları elimde başladı. İlk dokunuş en güzel ve kutsal şeydir. Çocukla bir oluyorsun. Daha büyük heyecan verici bir an yok. Bu anlar seni insan yapar, güçlü kılar, enerji ve umut verir. Bu çabaları harcamaya değer, çünkü bu çocukların çoğu sağlıklı olarak büyüyerek normal doğanlar kadar, hatta daha iyi bile gelişiyorlar. Onlar küçücük birer bireydir ve hayata saygı duymak çok güzel bir şeydir” diyen dr. Taşkova, favori bebeği Jasmina’dan bahsetti. Bu yıl liseyi bitiren Jasmin’nın kaldığı kuvözu görmek için her yıl hastaneye geldiğini anlatan neonatlolog, “İnanılmaz bir çocuktur. Minnacık bir bebeğin büyüyüp, motivasyon sahibi, başarılı bir insan olmasının ne demek olduğunu anlıyor. Sanatla ilgilinen, çok güzel dans eden Jasmina, doktor olmak istiyor” dedi dr. Taşkova.
Bogomila, Miray, Eva, Martin, Yavor, Jasmina ve Mihaela, sadece Ruse’de dünyaya gelen yüzlerce prematüre bebekten sadece bir kısmıdır. Doktorlar olmasa, onların geleceği olmazdı. Oysa şimdi onlar bizim geleceğimizdir.
Röportaj : BNR Muhabiri Asya Pencheva
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: Asya Pençeva, arşivAvrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Başkanı Iratxe García Perez, Avrupa'nın önde gelen radyo ağı “Euronet Plus” Gazeteciler Zirvesi'ne katılarak grubunun bazı konulardaki tutumunu açıklığa kavuşturdu...
Bulgaristan’da Türklere yönelik dönemin Komünist Partisi yönetimin başladığı ve “soya dönüş”olarak tabir ettiği isim değiştirme süreci Türklerin direnişi ve isyanına yol açtı. Zorunlu isim değiştirme uygulaması, 1984 yılının 23 Aralık’ı 24 Aralık’a..
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana AB'de şu ana kadar Suriye konusunda hakim olan tutum, temkinli iyimserlikten ibarettir. AB’deki politikacıların çoğu, El Kaide ve İslam Devleti'ne yakınlıkları nedeniyle “Heyet..
Bulgaristan’da Türklere yönelik dönemin Komünist Partisi yönetimin başladığı ve “soya dönüş”olarak tabir ettiği isim değiştirme süreci Türklerin direnişi..
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Başkanı Iratxe García Perez, Avrupa'nın önde gelen radyo ağı..