Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir. Özellikle temel dinî bilgiler olarak ifade edebileceğimiz ilmihâl bilgileri öğrenmenin her Müslümana farz olduğu İmam Gazalî gibi ilim adamlarınca ifade edilmiştir. Ancak insanın her konuda bilgi sahibi olmadığı ve olamayacağı da bir hakikattir. Bu yüzden Müslüman bir kişi, ihtiyaca göre, bilmediklerini sorup öğrenmeli ve hayatını buna göre düzenlemelidir.
İnsan yaşadığı hayatta her türlü mesele ile karşılaşıp hiç ummadığı konularda zaman zaman soru sorma ihtiyacı hissedebilir. Bu soruların doğru cevaplarını bulabilmek için çaba gösterip doğru yerlere başvurmak son derece önemlidir. Zira Cenâb-ı Allah, her hususu “işin ehline sorma” konusunda Müslümanları uyarmıştır.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
İnsanı en güzel bir surette yaratan ve yarattıklarının en şereflisi makamına oturtan Cenâb-ı Allah, onun üstünlük ve zayıflıklarını da bilmektedir. İnsanın üstün vasıflarını korumak, eksik taraflarını tamamlamak ve yanlış yola gitmesninin önünü almak..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..