Bulgaristan’ın en güneybatısında Ograjden dağının yüksekliklerinde yer alan Dolene köyü, tam anlamı ile cennet köşesidir. Dolene’nin sunduğu masalımsı manzara, ülkemizdeki diğer köylerden çok farklı olup görenleri hayretler içinde bırakır.

Çimlerin her yerde didik didik biçilmiş olduğu köy, dinlence çardakları, bahçe şelaleleri, seyir sahaları ve özellikle de göz kamaştıran sıra sıra çiçek bolluğu ile peri köyü andırmaktadır. Taş patikalar, teraslar halinde kurulan bahçelerin etrafında kıvranırken krizantem, petunya, iris ve begonya gibi süs bitkileri, gözlere ve gönüllere bayram ettiriyor. Renk cümbüşünün içinde yer yer küçük taş evleri veya yarı yıkık ve sarmaşıklara teslim olmuş halde duran duvarlar seçmek mümkün.

Küçük dağ deresi üzerindeki ahşap köprüden geçerek içinde küçücük bir gölet bulunan şirin kaya bahçesini gezdikten sonra köyün en yüksek yerine konan “Meryem Ana” kilisesine geliyoruz. Kilise sutunlarının de çiçeklerle süslü olması dikkat çekiyor. Kilisenin diğer bir özelliği ise içinde resim veya küçük figür halinde 12 güvercin tasvirinin bulunmasıdır.

Peri masalı andıran pırıl pırıl köyün bakımını tek bir aile üstlenmiştir. Bundan bir süre önce ıssız köyü hayata döndürmeye karar veren girişimci adam Stefan Lipiyski, kendi kaynakları ile istihdam ettiği bir grup insana evlerin bir bölümünü restore etme ve boş alanlara birbirinden farklı çiçekler dikme görevini verdi.

Borislava Lipiyska, 16. yüzyıldan kalma 120 dekarlık alanın restore edildiğini ve tematik şekilde düzen verilerek 80 bin çiçeğin dikildiğini anlattı.

“Adeta yerle bir olan köyde sadece birkaç ev ayakta kalmıştı. Ailemiz, bütün sülalemiz bu köyden olduğu için ata yadigarı bildiğimiz Dolene’yi muhafaza edelim istedik. Belediyenin desteği ile köyü restore ederek farklı bir şekilde tanıtmayı başardık. Halihazırda nüfus sicilinde kayıtlı kişilerin sayısı sadece 4 olurken, bir zamanlar Dolene’de 4 000 kadar kişi yaşardı” diyen Borislava, köyü mümkün mertebe otantik şekli ile korumaya çalıştıklarını ve ziyaretçilere hem dinlence hem de her anlamda zenginleşme imkanını sunmak istediklerini ekledi. Köyde konaklama imkanını sunmadıklarını söyleyen genç kadın, misafirlerini komşu köylerde bulunan konukevlerine yönlendirdiklerini belirtti.

Ograjden dağındaki Dolene köyünden kısa video röportajımız: 

Dolene halkının geçmişte icat ettiği kilden yapılı süt boruları üzerinden dağın yüksekliklerinde bulunan otlaklarda sağılan süt, aşağı akıtılarak “Paprata” mahallesine ulaştırılıyordu. Şimdi aynı yerde kurulan Tarım Evinde söz konusu teknoloji, ziyaretçilere gösterilmektedir. Turistler için köyde üretilen süt ürünleri ve bahçelerden yeni toplanan taze meyve ve sebzelerin degüstasyonu yapılır. Dolene’nin etnik köy ve festival turizmi destinasyonu haline getirilmesi amaçlanıyor. Yer yer kurulan açık hava sahnelerinde köye davet edilen folklor toplulukları çeşitli performanslar sergiliyor, yerli amatör grupları, dolu kovma göreneği veya Todorovden bayramında yengeç toplama geleneği gibi eski adetleri canlandırıyorlar.

"Ziyarete açık olan birkaç sektörümüz var. Örneğin 16. yüzyıldan kalma “Sredorek” mevkii. O dönemde arkeolojik kalıntılar bulunmaktadır. Bu yörede hastalıkları otlarla tedavi eden halk hekimleri yaşardı. Halk hekimliği geleneğini günümüze kadar devam ettiren bir kişi bulduk. Bu kişinin yardımı ile Şifalı Otlar Evini kuruyoruz. Geçmişte uygulanan tedavi yöntemlerini, şifalı ot ekstre ile tintürlerini sergiliyoruz. Ayrıca şifalı ot mutfağını kuruyoruz” şeklinde konuştu Borislava Lipiyska.

Dolene’nin yaz mevsiminde kontrolsüz turist akınına uğramaması için köye giriş ücreti ve ziyaret saatleri uygulanmaktadır.

Dolene’nin cıvarında yer alan ve kart postallık manzaralar sunan diğer köyler de ziyaret edilmeye değer. Buraya gelen meraklı turistleri nefes kesen birçok kültürel ve doğal güzellik beklemektedir.

İlgili yazılar:

Fotoğraflar ve video  : Veneta Nikolova

Çeviri  : Tanya Blagova