Basri Zilabid Çalışkan’ın Bulgaristan’daki Türklerin tarihi ile ilgili çok değerli çalışmaları var. Son çalışması “Tuna’nın sessiz şahitleri – Vidin’de Türk Mezar Taşları” adlı kitabı Türkçe - Bulgarca olarak yayınlandı. Kitabın tanıtımı Sofya'da yapıldı ve büyük bir ilgiyle karşılandı. Basri Çalışkan’ın "Bulgaristan’da İslam" adlı kitabı da vardır ki bu kitapta Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman topluluğunun 1878 - 2018 tarihleri arasındaki tarihi ve önemli şahsiyetleri hakkında çok değerli bilgilere yer verilmiştir. Basri Zilabid Çalışkan aynı zamanda İslam tarihi ile ilgili üç tane Bulgarca ders kitabının da yazarıdır. Ayrıca Mehmet Behçet Perim'in "Sofya Hatıraları" ve "1923’te Bulgaristan Müslümanları: Toplumsal ve Siyasi Halleri" adlı eserlerini yayına hazırlayıp okurlarla buluşturmuştur. Son zamanlarda ise ilgisini çeken konu Vidin olmuştur.
Neden Vidin ve neden Vidin’deki mezar taşları?
Bulgaristan Radyosu'na konuşan Basri Zilabid Çalışkan şunları belirtti: “Vidin’de görev yapan müftü Necati Ali buna vesile oldu. Çalıştığımız mezar taşları yaklaşık yüz yıla yakın bir zaman diliminde tarih müzesinin depolarında korunmuş, saklanmış. Değerli müftümüz oraya vazifeye başlayınca bunlardan haberdar oluyor. Vidin belediye başkanının ve tarih müzesinin izniyle bu mezar taşları cami bahçesine taşınıyor. Oraya müftü efendi onları dikiyor. Vidin, Tuna'nın kıyısında olduğu için hem ülke içinden hem ülke dışından ziyaretçiler ağırlıyor. Burada ne yazıyor diye soruyorlar. Tabii cevap veremiyorlar. Osmanlıca yazıldığı için ve üzerinde daha önceden bir çalışma yapılmadığı için Vidin müftüsü Necati Ali benden bunları okumamı rica etti. Burada kimlerin adı geçiyor, bu metinlerde, bu yazılarda ne yazıyor? Ben de doğrusu İstanbul'da çalıştığım yerde Osmanlı Türkçe'si dersleri veriyorum. Ve bu sebeple bu işe koyulduk. Bazı taşların okunması çok kolay oldu. Ama bazıları da çok zor. Kimisi zamanla yıpranmış, kimisi kırık, kimisinde Farsça kelimeler bulunuyor ve ifadeleri okumak zor oluyor..
Tabii bizim köylerimizde mezar taşlarımız var. Fakat buradaki mezar taşların şöyle bir ayrıcalığı, bir özelliği var. Yani bunlar Osmanlı sanatını, mezar taşına yansıyan Osmanlı sanatını bir nevi gösteriyor. İstanbul'da büyük camilerin bahçelerinde, Eyüp Sultan'da, başka yerlerde görülebilecek mezar taşları var Vidin’de. Yani kavuklar, ondan sonra kadın başlıkları, serden geçtiler.
Bu mezar taşları hani bizim mezarlıklarda bulunan, alelade mezar taşları değil. Kavukları, başlıkları, köylülerimizin anlayacağı şekliyle sarıkları var diyelim. Ondan sonra üzerindeki yazılar, hatlar, sülüs hattı, talik hattı gibi hatlar, güzel hatlarla yazılmış. O bakımdan çok önemli. Vidin son dönemde, Osmanlı'dan önce Bulgar krallığına başkentlik yapmış. Ve Osmanlı zamanında da çok önemli bir şehir olmuş.
Neden Tuna’nın sessiz şahitleri?
“İnsanoğlunın konuşmasının amacı nedir? Karşı tarafa bir mesaj vermek, bir şeyi söylemek. İnsan bazen konuşarak da, yani ses çıkararak da bir mesajı iletebilir. Bazen sessiz kalarak da bir şeyi ifade eder. Bu mezar taşları, merhumlar vefat etmişler, fakat artlarında, bize böyle taş üzerine yazılmış bir mesaj bırakmışlar. Bize, yani o zamanın şahitleri bizim zamanımızda böyleydi, diyorlar.
Geçmişle günümüz arasındaki bağlantıya baktığımızda bir kere bugünümüzün mezar taşları çok çok geride kalıyor. Yani o zamanki mezar taşlarında, mezar taşlarının şekli, mezar taşlarında yazılan yazı bugünümüzün çok çok ilerisinde. Mazar taşlarına baktığımızda içimiz ferahlıyor. Bizden öncekiler ne yapmışlar? O kadar teknolojik imkanlar olmadığı halde böyle bir şeyler meydana getirmişler. Yani ölümü güzelleştirmişler bu insanlar. Ölüm nedir? Yani acı veren bir şeydir. İnsanın hüzüne boğan, acıya boğan bir şeydir. Ama o ölümü bile güzelleştirmek o acıyı biraz azaltmak anlamına geliyor. Bu insanlardan bunu yapmışlar. Ölüm İslam inancına göre bizim inancımıza göre asla bir yok oluş değildir. Yani dolayısıyla bunu hayata böyle yansıtmışlar."
Mezar başlıkları
Kâtiplerin, ağaların kavukları var, vezirlerin, paşaların kavukları var. Bunlar hepsi birbirinden farklı. Kadınlarda tabii ki ilk dönem daha sade, fakat Tanzimat'tan sonra 1800'lı yıllardan itibaren Batı'nın etkisiyle barok dediğimiz, rokoko dediğimiz sanat anlayışlarının etkisiyle kadın mezar taşlarında başlıklar ortaya çıkıyor.
Mesela çok enteresan, ayna, ayna ve yaprak, çiçek motivleri, gelin duvağı, hotoz dediğimiz çok yaygın olan bir kadın başlığı var. Sonra güneş şeklinde, mihrabiye şeklinde kadın başlıkları, meyve kasesi, meyveler resmediliyor mezar taşlarına. Yani bunlara araştırmacılar cennet meyveleri diyor.
Bu mezar taşlarına yazılan yazılar ve semboller bir duadır. Yani bu kişinin cennete girmesi için bir duadır. Aslında mezar taşı dikmenin anlamı da budur. Yani o kişi bir dua istemektedir. Ziyarete gelen, etrafından geçen kişiden bir duayı istemektedir.
Kadın mezar taşında bir yazı örneği:
Bulgaristan’da hizmetler sektöründe istihdam edilenlerin sayısı arttı, tarım ve sanayi gibi geleneksel olarak etkin sektörlerde işgücü talebi azaldı. Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün(NSİ) yılın ilk çeyreğine dair verileri bu eğilimi gösterdi...
Bulgaristan’daki Türklerin önemli kurumlarından olan Başmüftülük kurumu 115 yıllık köklü tarihiyle dikkat çekmektedir. Bu kurumun kuruluşu bağlamında Hocazade Mehmed Muhyiddin Efendi’nin ilk Başmüftü olarak seçilmesi süreci ise hayli ilginçtir...
Kırcali ilinde yaşayan yüzlerce kişi, kişisel verilerini ele geçirmek isteyen dolandırıcıların hedefi haline geldi ve sahte mesajlar aldı. Ulusal Sağlık Sigorta Fonu’nun logosunu kullanarak gerçekleştirilen dolandırıcılık internet üzerinden..
Bulgaristan’da hizmetler sektöründe istihdam edilenlerin sayısı arttı, tarım ve sanayi gibi geleneksel olarak etkin sektörlerde işgücü talebi azaldı...
BTA’nın gerçekleştirmiş olduğu araştırma sonuçlarına göre, son yıllarda Bulgar üniversitelerinde eğitim görmek isteyen yabancı uyruklu öğrencilerin..
Ulusal Gelirler Ajansı NAP , “ Bu yıl liseyi tamamlayıp mezun olan ancak hemen çalışmaya başlamayan öğrencilerin sağlık sigorta primlerini..