Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Cimrilik hastalığı

Photo: arşiv

Deliorman’da “Bırak şu nekesi...” dediklerini bazı büyüklerimizden duyardım. Bu ifadenin ne demek olduğunu tam anlamadığım hâşde olumsuz bir anlam taşıdığını fark etmiştim. Aslında “nekes”in Farsçadaki “nâ-kes” kelimesinden geldiğini ve harfıyen tercüme edildiğinde “kimsesiz” veya “şahsiyetsiz” demek olduğunu yeni öğrendim. Ancak kelime, dilimizde harfî anlamı dışında “cimri, eli sıkı, hasis, pinti” anlamında kullanılır.

Cimrilik ve diğer bir ifadesi olan pintilik, ahlâk-ı hamideden, erdemli davranışlardan biri olan cömertliğin zıt anlamlısıdır. Kötü bir ahlâkî özellik olan cimrilşk ve pintilik, bu bakımdan zemmedilir, ayıplanır. Cimrilik, insanın dünya ve ahiretini zehir eden bir hastalıktır. Cenâb-ı Allah, insanın vermesi gerekirken cimrilik edip de vermediği malın “kıyamet gününde boynuna dolanarak” (Âl-i İmrân, 3/180) insanı bir anlamda nefessiz bırakacağına belâgatlı bir anlatımla dikkatleri çeker.


Pintilik o kadar olumsuz, ama aynı zamanda hassas bir konudur ki, farklı açılardan ele alınarak hakkında ciltlerle eser kaleme alınmıştır. Bunlar arasında özellikle edebî ve satirik eserler dikkat çekmektedir. Bu anlamda meşhur lâtifeler derlemesi “Külliyat-ı Letâif” adlı eserde şöyle bir olay anlatılır:

Evvel zaman içinde İstanbul’da yaşayan Pinti Hamid isminde zengin bir tüccar yaşar. Bu zat hastalanır. Bu durumda hâl ve hatırını sormak için ziyaretine gelen bir dostu, gelirken bir de kesilmiş tavuk getirir. Pinti Hamid’e babasından miras olarak Devlet adında bir cariye kalır. Bu hanım kendisine hizmette hiç kusur etmez. Ziyaretçisi geldiğinde Pinti Hamid, hasta yatağındayken Devlet’i çağırıp “Şu tavuğun suyuyla bir çorba pişir, ama tavuk dursun, eğer ölmezsem, yarın gene çorba yaparsın.” der. Cariye hanım “Hayhay!” der ve efendisinin isteğini yerine getirir. Pinti Hamid, ertesi gün aynı şeyi yaptırır ve birkaç gün daha tavuğu kaynattırıp suyuyla çorba yaptırır ve içer. O kadar gün kaynatılıp duran tavuk artık işe yaramaz posa hâline gelir. Bir gün artık sabrı taşan Devlet Hanım, tavuğu pişirip tabakla Pinti Hamid’in önüne getirir ve: “Efendi, tavuğun işi bitti, artık kaynamaktan canına yetti... Bir kere daha kaynatırsam dağılıp dökülür, o yüzden pişirerek getirdim. Buyur, afiyetle ye!” deyiverir. Bu sözleri duyan Pinti Hamid üzülür ve bunun üzerine: “Devlet, eğer bu tavuğu bir kere daha kaynatıp bana suyundan çorba içirirsen, ölümümden sonra seni azat edip hürriyetine kavuşturmalarını vasiyet ederim.” Der. Cariye Devlet’in cevabı ise şu olur: “Sağ olun efendim! Ben kendi hürriyetimden vazgeçtim, siz canınız için tavuğu azat edip özgürleştirin...”

Aynı Pinti Hamid, bir defasında yine hastalanır. Evine doktor çağırırlar. Ancak doktor Pinti Hamid’in özelliğini bildiği için sonradan parasını alamaz düşüncesiyle tedaviye başlamadan masraflar için 40 guruş ister. Bunu duyan Pinti Hamid, “Yarın gel sana cevap veririm...” der. Sonra derhâl mahallenin imamını çağırıp “Hocam, ben ölürsem, cenaze masraflarım ne kadar olur?” diye sorar. İmam Efendi, “20 guruş tutar” deyince Pinti Hamid, “Öyleyse, bu durumda ölmek, doktora tedavi olmaktan daha kârlı...” der ve doktoru başından savar.

Bu anlatılanlar cimriliğin zirveleri olsa gerek. Büyük şairimiz Yunus Emre de böyle bir cimri (bahîl) ile karşılaşmış olacak ki, şu mısralar dilinden dökülür:

Diyem sana bahilin neyidiğin

Sakınır kendinden kendi yidiğin

Kazancın kendinin kendiye vermez

Eli bağlı durur yemeğe ermez.

Ne ilginçtir, Kur’ân-ı Kerim, Peygamber Efendimizin şahsında Müslümanlara cimrilikten uzak durmalarını öğretirken “Elini boynuna bağlayıp asma, onu büsbütün de açma” (el-İsrâ, 17/29) sözleriyle mal konusundaki dengesizliklerden olan israfın da cimriliğin de insanı kınanacak ve kendi kendine hayıflanacak duruma düşürdüğünü bildirir.

Nekeslik eden nâkes olur/alçalır ve bîkes/kimsesiz kalır maazallah...




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

Toplumun temel yapısını oluşturan aile, toplumun düzgün bir şekilde inşası, kötülüklerden uzak ve iyiliğin hakim olduğu bir toplum oluşması, dolayısıyla insanlığın da bu çerçevede gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu açıdan İslâm da aileye büyük..

Eklenme 18.07.2025 14:00

Özgürlük Havarisi Vasil Levski, doğumunun 188. yılında anılıyor

Bugün 18 Temmuz'da, Bulgaristan genelinde Vasil Levski'nin doğumunun 188. y ılı  farklı etkinliklerle kutlanıyor. Kutlamaların merkezi Özgürlük Havarisi’nin doğuduğu şehir Karlovo olurken bu akşam “Vasil Levski” Meydanında..

Eklenme 18.07.2025 12:11

Heraclea Sintica'daki kazılarda ilginç bir buluntu gün yüzüne çıkarıldı

Rupite köyü yakınlarındaki Heraclea Sintica antik kentinin batı nekropolünde sürdürülen kazılarda mezar taşı üzerinde ince işçiliği ile dikkat çeken mermer bir yüz bulundu. Keşif, MS 1.-2. yüzyılda yağmalanmış olduğu tahmin edilen bir mezarda..

Eklenme 13.07.2025 06:15