Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Müslüman Perspektifinden Güreş ve Pehlivanlık

Photo: bul-wrestling.org

Güreş, çok eskilere dayanan bir beden terbiyesi ve spordur. Farklı dönemlerde farklı şekillerde ve türüne göre kurallara uyularak yapılan bu spor Türkler tarafından çok rağbet görmüştür. Mertlik, cengâverlik, güç ifadesi ve gösterisi olarak görülen ve ferdî bir spor olarak uygulanan güreş, insanın ferdî özelliklerini ön plana çıkaran güce ve zekâya dayalıdır.

İnsanı yaralama, şahsiyetini zedeleme, haram işleme söz konusu olmadığı için güreşe İslâm dini de cevaz vermiş, hoş bakmış ve hatta teşvik etmiştir. Ancak İslâm dini güreşin helâl daire içerisinde yapılmasını, ahlâkî zaaflara sebep olmamasını istemiş, kardeşlik ruhunu zedelememesi yönünde vurgu yapmıştır.

İslâmiyet’in güreşe verdiği öneme Peygamber Efendimizin şu sözleri işaret etmektedir: “Asıl pehlivan güreşte rakibini yenen değil, öfke anında nefsini kontrol edendir.” Bu çok anlamlı sözler, bir taraftan dolaylı olarak güreş ve pehlivanlığı takdir ederken, diğer taraftan da insanın nefsini kontrol etmesinin önemini vurgulamaktadır. Bu husus ise güreş ahlâkı ve başarılı güreşçiliğin temelini oluşturmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Hazreti Muhammed (s.a.s.) kendisi de hem peygamberlik öncesinde hem de peygamberliği sırasında güreşmiştir. Özellikle müşrik bir güreş şampiyonu olan Rükâne bin Abdüyezid ile güreştiği ve Allah’ın inayetiyle onu mağlup ettiği siyer kaynakları tarafından zikredilmektedir. Ayrıca Peygamberimizin torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’i güreştirdiği, başka çocuk ve gençleri de güreştirdiği bilinmektedir.


Peygamber Efendimizin güreşe karşı olumlu yaklaşımı, Müslümanlar arasında tarih boyunca güreşe ilgi sebebi olmuş, güreş neredeyse sünnet derecesinde bir spor olarak görülmüştür. Güreş sporu Türkler tarafından ayrı bir öneme sahip olmuş ve bugün de bu özelliğini korumakktadır. Abbasiler ve Selçuklular döneminden itibaren Müslüman Türkler yaygınlık kazanmış, hatta devlet desteği görmüştür. Bu durum Osmanlı idaresi döneminde daha da sistematik hâl almıştır. Özellikle yörük Türklerin kültüründe önemli bir yere sahip olmuştur.

“Allah Rasulünün arslanı” olarak bilinen cengâver şehit Hazreti Hamza, Selçuklular döneminden itibaren güreşin ve pehlivanların piri olarak kabul edilmiştir. Yine o dönemlerde güreşçi tekkeleri kurulmaya başlamıştır. Bu tekkeler Osmanlı’nın kuruluş döneminde Sultan Orhan Gazi’nin Bursa’da kurdurduğu, daha sonra Sultan Murad Hüdavendigâr’ın ise Edirne’de pehlivan tekkesi kurulmasına vesile olduğu ve devamında benzeri tekkelerin farklı yerlerde de açıldığı tarihçiler tarafından kaydedilmiştir. 

Nitekim Deliorman’daki Demir Baba Tekkesi de farklı yönlerinin yanı sıra pehlivan tekkesi olma özelliğini de taşımaktadır. Bu tekkeler, bir taraftan güreşçilerin bir araya geldikleri ortak bir muhit olmuş ve bir anlamda bugünkü güreş kulüplerinin rolünü oynamış, diğer taraftan da pehlivanları manevî olarak besleyerek ahlâklarını güzelleştirmiştir. Böylece güreşe derinlik kazandırılmış, güreşçilerin elde ettikleri fizikî güç maneviyatla dengelenerek doğru yola kanalize edilmiştir. Yoksa güreşçilerin sahip oldukları davasa gücün kontrol edilmemesi durumunda ne tür ucubeler ortaya çıkaracağına tarih ve özellikle çok yakın geçmişimiz şahittir.

Çerna köyünde Geleneksel yağlı güreşler

Demir Baba Tekkesi, Bulgaristan’ın münbit bölgelerinden olan Deliorman’da güreşin gelişmesine vesile olmuştur. Bu sadece Türk güreşi için geçerli olmayıp genel olarak Bulgar güreş sporu için de önem arz etmektedir.

Türklerce ata sporu olarak kabul edilen güreş, İslâm’ın insana verdiği şerefi zedelemediği, giyim, antreman, güreş ve galibiyet sırasında İslâmî ilke ve kurallara aykırı hareket edilmediği, alkol, uyuşturucu, kumar ve zina gibi kötülüklere sebep olmadığı sürece İslâm’ın ruhuna uygun bir spor olarak kabul edilip gençlerin disiplinli, sağlıklı ve güçlü yapılı olarak gelişmelerini sağlayacaktır. Özellikle rekabet sırasında kardeşlik hukukunun da ihlâl edilmemesi durumunda erdemli bir spor da olmuş olur.

Güreşin, Bulgaristan Türklerinin kimliğinin derinliklerine işlediğini ve İslâmî boyutlarının zenginliğini göstermek adına geleneksel yağlı güreşlerde peşrev çekerken yapılan ve güreşçilerin dünya görüşü ve ahlâk anlayışını göstren sembolik işaretleri, getirilen salevatları, kelime-i tevhidleri ve baş pehlivanların kıbleye çevrilip rüku hâlinde durarak yapılan duaları hatırlamalıyız. Bu duaların nasıl bir anlam taşıdığını göstermek için farklı kaynaklarda zikredilen başpehlivan dualarından derlenmiş ve bilhassa Deliorman alay güreşlerinde yakın zamanlara kadar yapılagelmekte olan, defalarca hemen hemen aynı sözlerle Davulcularlı Mehmet Pehlivanın ağzından bizzat dinlediğimiz başpehlivan duasını paylaşıyor ve böylece başta “Tükün gücünü” simgeleyen cihan pehlivanı Deliormanlı Koca Yusuf olmak üzere bugün de Bulgaristan bayrağını yükseklerde dalgalanmasını sağlayan erdemli pehlivanlarımızı hayırla anıyoruz.

Deliorman Alay Güreşlerinde Başpehlivanlar İçin Yapılan Dua:

Besmeleyle çıkın meydânâ,
Uymayın hiçbir vakit kör şeytânâ.
Dünya kalmamış Hazreti Süleymânâ,
Sizlere de kalmaz, pehlivanlarım!

Bu dünyanın işi öteden beri harâptır, harâp,
Yüzümüzü, gözümüzü bürüdü kan ile türâp.
Kaf‘tan Kaf‘a hükmederdi Parmaksız Kör Arap,
Ona da kalmadı bu dünya, size de kalmaz, pehlivanlarım!

Hani Ali?
Hani Veli?
Hazreti Hamza'dır pehlivanların piri.
Arpa ektim kılçıklı,
Sağan ektim pürçekli,
Tuna vilâyetinde çıktı bir zıpçıklı
Ona da kalmadı bu dünya size de kalmaz, pehlivanlarım!

Bu pehlivanlık dediğin bir merak,
Onlara lâyık değil harmanla orak.
Aç gözünü, pehlivanım, kendine eş seçmeye bak!
Zira hasmın gâliptir, gâlip,
Her biri eşini alta getirmeye tâlip.
Alta düştüm deye gücenmeyin,
Üste çıktım deye sevinmeyin.
Hasmınız karınca bile olsa,
Karıncadan aşağı tutun kendinizi, pehlivanlarım.

Nokta ayırır Hâ ile Hı’yı,
Sıkça dökün pehlivanlara yağı.
Pehlivanlar gözletsin zengince ağayı,
O da sizin menfatınızadır, pehlivanlarım.

Zavut’ta vardı bir pehlivan, ona derlerdi Deli Yahya,
Başı sıkılan pes edip gitsin tarlaya.
Oluklu Kel Pehlivan gibi gelmedi dünyaya,
Bu cemaat sizi seyretmeye geldi buraya.

Karalarlı Yusuf Pehlivanla güreş,
Pehlivanım yanını ver de iyice direş.
Hasmını görünce alayda olurdu bir ateş
Sultan karşısında yapardı güreş.
Bütün dünyada çıkmadı ona bir eş.
Onda biterdi baş güreş.

Bugünkü düğün sünnet düğünüdür,
Saltıklarlı kırattır baş yürüğümüz.
Bugün bunlardır bizim baş pehlivanlarımız.

Siz bunlara hep birden deyin maşallah,
Bunlarda biter baş güreş inşallah!


Foto: bul-wrestling.org, Slim Salih



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

İslâm dini, insan dünya ve ahiret saadeti ve huzuru, özellikle de ölümden sonra başlayan ve sonsuz bir hayat olan ahirette kurtuluş, güzel bir hayat ve yüce makamlar sağlamaktadır. Bunun gerçekleştirebilecek imkânları Allah Teâlâ insana sunmaktadır. Ama..

Eklenme 08.08.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..

Eklenme 01.08.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..

Eklenme 25.07.2025 14:00