Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Suç olayları ve su sıkıntsının yaşanmadığı

Vırbyane köyü yaşlı ve gençlere sakin bir hayat ortamı sunuyor

Şumen’e bağlı köyde yaşayan Hristiyan ve Müslümanlar hoşgörü ve insani dayanışma örneğini veriyorlar

Photo: BNR-arşiv

Son yıllarda Bulgaristan’da gittikçe çok insan, şehirleri terkederek köylere yerleşiyorlar. Genç aileler ve yabancılar arasında izlenen bu eğilim, şehir ortamının gürültüsünden kaçış olmaktan öte, daha sakin, doğa ile uyumlu ve anlamlı hayattan yana yapılan bilinçli bir tercihtir. Bu konuda satılık arsa ve evlerin neredeyse kalmadığı Şumen’in Vırbyane köyü, güzel bir örnek veriyor. Devamlı oturan kişi sayısının 370 kadar olduğu köy, hafta sonlarında ve yaz mevsiminde kalabalıklaşıp canlanıyor. Vırbyane’de bir arada yaşayan Hristiyan ve Müslümanlar, her çeşit işlerde yardımlaşarak, bayramlarını birlikte kutlayarak, güçlü ve birbirine kenetlenmiş bir topluluk oluşturmuş durumdalar.

Yeni yerleşenler arasında Novi Pazar, Pliska ve Şumen gibi yakın şehirlerden olduğu gibi, İngiltere’den iki aile ve Hollanda’dan bir adam olmak üzere yurt dışından gelenler de var. Ağustos ayında ise uzun yıllardır İsveç’te yaşayan bir Bulgar kadını, Vırbyane’de gayri menkul satın aldı.

Köyün uzun yıllık muhtarı Nikolay Naydenov, BNR Şumen Radyosu muhabiri Ayşe Latif’e konuşurken suç olaylarının yaşanmaması ve su verilmesinde sıkıntı olmamasının Vırbyane’nin cazibesini artırdığını öne sürdü.

Sessiz ve sakin bir köy olan Vırbyane’de hırsızlık gibi olayların yıllardır yaşanmadığını belirten muhtar, şöyle devam etti:

Çoğunlukla Bulgar ve Türkler’den oluşan köy nüfusu, barış ve anlayış içinde yaşayan, çalışkan ve mutevazı insanlardır. Kilit önem taşıyan yerlerde bulunan 7 güvenlik kamerası ile köyün tamamı, sürekli takip altına alınmıştır” diyen Nikolay Naydenov, giriş ve çıkışta daha 3 kameranın kurulumunun devam ettiğini ve video takibinin caydırıcı ve önleyici etkisinin de olmasına ihtimal verdi.

Köy halkının çoğunluğunu oluşturan yalnız yaşayan yaşlıların huzurlu oldukları, akşam yatağa girerken birilerinin kapıyı kırıp içeri girecekleri, can veya malına kıyacakları, ya da şiddet uygulayacakları türünden korkular duymadıklarını öne süren Vırbyane muhtarı, köyün belediye merkezi olan Novi Pazar’a, bağlı olduğu belediye merkeziKaspiçan’a ve il merkezi Şumen’e olan yakınlığının da cazibesini artırdığını söyledi.

Ülkede su krizi yaşanırken köye su verilmesi konusunda sıkıntıların yaşanmaması da Vırbyane’de bulunan evlere talebi artırdığını, bununla birlikte neredeyse her evde kuyu olduğunu ve kuraklıktan dolayı debiler azalsa da suyun halkın bahçelerini sulamaları için yeterli olduğunu kaydetti.

Köyde elektrik iletim şebekesinde yapılan komple onarım çalışmaları yeni tamamlandı, bundan 60 yıl önce dikilen bazı elektrik direkleri yenileri ile değiştirildi.

Köyde satılık evler var mı sorusu üzerine mülkiyet hakkı düzenlenmemiş olan, yurtta ve yurt dışında farklı yerlerde yaşayan çok sayıda mirasçısı bulunan ve yarı harabe halinde duran bazı mülklerin olduğunu, fakat bunların satış işleminin gerçekleşmesinin yıllar alabileceğini söyleyen muhtar, bunun dışında tapusu düzgün olan gayrimenkullerin hızla alıcı bulduğunu belirtti.

Ev alan yabancıların köyde nasıl bir hayat sürdüklerini anlatan Nikolay Naydenov, şöyle konuştu:

İngiliz aileler farklı mevsimlerde gelip kalıyorlar. Yaptıkları bir iş yok. Hollandalı bir adam var. Emekli bilişim uzmanı olup uzaktan online ortamda çalışıyor ve yıl boyunca köyde kalıyor. ”

Dil sıkıntısı çekiyorlar mı sorusu üzerine “Biz Hollandaca’yı öğrenmekte zorlandığımız için, onlar kısmen Bulgarca’yı öğrenmek zorunda” diye espri yapan Naydenov, gerektiğinde akıllı telefonların çeviri opsiyonunu kullandıklarını paylaştı ve yerli insanların yabancılara sıcak davrandıklarının altını çizdi:

Spasovden yortusunda Vırbyane’de şenlikler yapılırken, kuzular kesilip Müslüman Hristiyan demeden ev ev gezip kurban eti dağıtılırken mutlaka Hollandalı köydeşimize de verilir. Kendisi de bizim geleneklerimize çok iyi yaklaşıyor. Okumaevimizin zengin kültür takvimi var, tören salonunda farkl etkinlikler yapılır. O da hepsine seve seve katılır. Anlaşılan yerli topluluğun bir parçası olmak ister.”

Üst üste 4 dönemdir muhtar görevini yapan Nikolay Naydenov, arkada kalan yıllarda karşılaştığı problemleri anlatırken şöyle konuştu:

Her yerleşim biriminde olduğu gibi farklı türden çeşitli problemler oldu. 2010, 2011 yıllarında muhtarlık görevine başladığımda gerçekten yapılacak çok şey vardı. Büyük yazar Radiçkov’a atıfta bulunacak olursam burası “Tanrı’nın at arabasından düşmüş bir köy” gibiydi. Her şey yapılmayı bekliyordu. Hristiyanlar’ın ibadethanesi olan 184 yıllık cami olduğu gibi Hristiyanların ibadethanesi olan kilise de neredeyse enkaz halindeydi, çeşmeler yoktu, yaya kaldırımının döşemesi yoktu, muhtarlık ve okumaevi binaları çökmek üzereydi”.

Küçük yerleşim birimlerinin bütçelerinin cüzi olduğunu belirten Naydenov, bu bağlamda Vırbyane köyünün bağlı olduğu Kaspiçan Belediyesi’nin muhtarlıklara delege edilmiş bütçeleri kullanma yetkisinin verildiği Şumen ilinin tek belediyesi olmasının muhtarlara büyük bir avantaj sağladığını öne sürdü. Delege edilmiş bütçe, devlet bütçesinden tahsis edilen cüzi miktardaki sübvansyonun dışında muhtarlığın ayrıca kır yolları, tarla ve yayla kiralarından ve malvarlığı satışlarından yüzde 40’lık bölümünü alması anlamına geliyor. Köy tarlalarının kira ücretlerinden yüzde 40’lık kısmının sosyal programlar ve onarım çalışmaları için kullanıldığını belirten Naydenov, bundan büyük fayda gördüklerini paylaştı. 

Vırbyane muhtarı, Hristiyan ve Müslümanlar’ın sırf günlük yaşamda değil, onarım işlerinde, şenlik ve ortak inisyatiflerde hep birlikte olduklarını, köydeki cami ve kilisenin bakımının ortak çabalarla sağlandığını söyledi. Bu beraberlik hoşgörü, saygı ve gerçek insani dayanışmanın güzel bir örneğidir.

Kaynak  : BNR Şumen Radyosu

Söyleşi  : Ayşe Latif

Çeviri  : Tanya Blagova

Fotoğraf: BNR-arşiv


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

 Pedriye ve Mümün Mestan

Kırcalili Mestan ailesinin İstanbul’dan Brüksel’e uzanan göç hikayesi

Brüksel’in Skarbek semtinin en işlek caddelerinden birinde Pedriye ve Mümün Mestan ailesinin terzi atölyesi bulunmaktadır. Aslen Kırcalili olan aile, 1989 yılında, “büyük seyahat” olarak adlandırılan göç sırasında memleketinden ayrılıp Türkiye’ye..

Eklenme 19.09.2025 06:05

Eğitimde acil reform gereklidir

Gençlerin iş piyasası, teknolojinin gelişmesi ve günümüz dünyasının gereklilikleri gibi çağdaş meydan okumalarını karşılamaları için eğitimde reformlar ve bu reformları destekleyen yasalara ihtiyaç var . Bu konuda radyomuza konuşan eski eğitim..

Eklenme 15.09.2025 06:05

Sofya’da “Ruhun ve Rengin Şiiri” Temalı Evrensel Dostluk Sergisi düzenlendi

Bugünlerde başkentte 6. Uluslararası Evrensel Dostluk Sergisi düzenlendi. “ Ruhun ve rengin şiiri” teması ile Bulgaristan Kültür Bakanlığı’nın “Sredets” Galerisinde tertip edilen sergide çoğu Türkiye’den olmak üzere Bulgaristan, Almanya, Belarus..

Eklenme 13.09.2025 05:15