Allah’ın insanlar için ikramlarından biri berekettir. Bu nimet, O’nun sıfat ve isimlerinin tecellisidir. Zira Kur’ân-ı Kerim’de Yüce Allah kendisini söyle tanıtır: “Ne yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şeye kadirdir”. Buradaki yücelik ise “tebârek” fiiliyle belirtilmiştir ki, bereket kökünden gelir.
Bereket, Allah Teâlâ’nın insanları yüceltmek için yaptığı ikramdır, lütuftur. Bereket, az olanın çoğalması anlamına gelir. Aynı zamanda Kur’ân-ı Kerim’de farklı yerlerde geçen bereket/bereketler ve bundan türeyen kelimeler de saadet anlamına geldiği şekliyle Arap dilcileri tarafından yorumlanmıştır.
Bu bakımdan bereket kelimesi çok olumlu bir anlam taşımanın yanı sıra İslâm’ın ana kaynakları olan Kur’ân ve hadisler ışığında ele alındığında kaynağı Allah’tır ve sabit bir ikram olmayıp sürekli aranması gereken gizli bir nimettir. Bu yüzden başta Allah’ı zikretmek, Kur’ân okumak, Allah’a dua ederek istemek yoluyla bereket kapılarını aramak gerekmektedir. Kur’ân ve hadiste gösterilen bereketli zamanları değerlendirmek, bereketli yerlerde bulunmak ve bereketli işleri yapmak suretiyle yeryüzünün doğusuna ve batısına, kuzeyine ve güneyine, ortasına ve kıyısına gökten ve yerden serpiştirilern, çıkarılan ve yağdırılan bereketten istifade etmeliyiz, böylece hepimizin arzu ettiği huzur ve mutluluğa kavuşmalıyız.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
İnsanı en güzel bir surette yaratan ve yarattıklarının en şereflisi makamına oturtan Cenâb-ı Allah, onun üstünlük ve zayıflıklarını da bilmektedir. İnsanın üstün vasıflarını korumak, eksik taraflarını tamamlamak ve yanlış yola gitmesninin önünü almak..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..